Yani uzun olmasın, kısa olsun biz de çabucak çıkalım bu derslikten (sınıftan) çünkü bana bir şeyler geliyor. Ben de bilmiyorum, sorgulamayalım lütfen.
🌫🌫🌫🌫🌫🌫🌫🌫🌫🌫🌫🌫🌫🌫🌫
Sunghoon'dan:
Derslikte (sınıfta) oturuyorduk, şu anda tenefüsteydik ve biz öylesine boş boş oturuyorduk. Şu anda ölüm sessizliği gruba hakimdi ki bu da iyi şeyler olmayacağının habercisiydi, yani Heeseung ve Jay hyung'un sonu için bir haberciydi bence bu. Bedenim sakince yerinde beklerken gözlerim benden daha hızlı bir şekilde etrafı tarıyordu. Bakışlarım Jungwon'a denk geldiğinde Jungwon; Jay hyung ve Heeseung hyung'a dik dik baktığını gördüm. Aha kavga, bayılırım, ihtiyaç olacaksa benim orağı da getirebilirim çünkü o da bayağı iş görüyor.
Jungwon, onlara kötü bakışlar atıyordu bense mutlu mutlu birazdan olacak olan kavgayı bekliyordum. Ne yapabilirim, ben bir orakçıyım. Kavga, ölüm ve dövüş benim kanımda var. Ben buradan onların sonlarının geleceğini görebiliyorum. Bakışlarım, Jungwon ve ölüm çanları çalan ikilinin arasında halı dokur gibi sekiyordu. Hadi amaaa, kavga ediii...iin. Ben Jungwon'a bakarken Jungwon, hyunglarımıza bakmanın fazla sert olduğunu fark etti sanırım -emin değilim- ondan dolayı bakışlarını onlardan çekip biraz ellerine baktı kötü kötü. Sanırım kendi ellerine bakarak kızmanın saçma olduğunu fark etti -ki bence mantıklı bir fark ediş- bizim hyunglara kızmanın daha mantıklı olduğunu anlamış olacak ki, onlara konuşmaya başladı.
Jungwon:Jay hyung ve Heeseung hyung, bize açıklama yapmanız gerektiğini düşünüyorum.
Oturduğum masada geriye yaslanıp kocamanca gülümsedim. Aha öldüler, hem de ne ölü ha, onları kimse kurtaramaz burada. Jay hyung ve Heeseung hyung birbirlerine baktılar. Bakalım geç kalma nedenleri neydi? Aşırı gerici ve merak uyandıran bir ortam, bayılırım!
Heeseung hyung:Şimdi, bu uykucu uyukladığı için geç kaldık, yoksa hiçbir sorun yoktu.
Diyerek bütün suçu Jay hyung'a attı. Jay hyung da inkar etmeyerek elini ensesine attı. Aaaa, kesin öldüler bak.
Jay hyung:Söylemeyi unutmuşum, ben çok derin uyuyan bir varlığım.
1 haftadır beraberiz, ama ne yapalım daha yeni yeni birbirimizi tanıyoruz işte.
Heeseung hyung:Evet, öğrenmiş oldum.
Sesinden alayla onayladığı anlaşılan bir şekilde cevaplayıp ardından göz devirdi Jay hyung'a. Aaa, şu anda tam olarak ne yapıyoruz biz?
Jungwon:Şimdi ben ne yapayım?
Cevap almayacağı halde ortaya sordu Jungwon, ama bir cevap gelmişti.
Sunoo:Yemek yiyebilirsin.
Cevap gelmeyecek olan soruya cevap gelmişti, cevabı da Sunoo vermişti. Hepimiz Sunoo'ya döndük. Sunoo, elleri ile oynuyordu. Ciddi miydi o? Hepimizin ona baktığımızı görünce ellerinden gözlerini çekip bize baktı. Hepimize "ne var" gibisinden baktı, sonra hâlâ daha ona baktığımızı görünce gözlerindeki soruyu yöneltti bize.
Sunoo:Ne?
Kaşlarını çatıp "ne var" gibisindem kafasını sallarken sormuştu bize. Ona olan bakışlarımı çekerken yok saymayı teklif ettim bizimkilere.
Ben:O yokmuş gibi davranalım.
Büyük çoğunluk -Jungwon ve Sunoo hariç- herkes fikrime kafa sallayıp onayladı beni, bunu dillendiren kişi de Jay hyung oldu.
Jay hyung:Katılıyorum.
Benim fikrime kafa sallayarak beni onayladı. Jungwon hepimize bakıp bir göz devirdi, ardından yeniden isyan etti bize.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
🌑 Dark Moon 🌑
Fanfiction❕️DÜZENLENMEKTE❕️ 7 farklı yetenek bir araya geldi, 7 farklılık, 7 özel kader... Kaderleri, kesiştikten sonra beraber güzel anılar biriktirmeye başladı ama bu güzel anıları bozulup yeni şeyler karşılarına çıkacaktı, buna kıskançlık yol açacaktı. Bir...