42.bölüm yorgun

12 0 0
                                    


Röportaj haberini alınca bu röportajı gerçekleştirmek ile gerçekleştirmemek arasında kalmıştım. Bunu herşeyden çok istiyordum fakat ekibin henüz hazır olduğunu düşünmüyordum. Eğer röportaj olumsuz geçerse onların üzülmesinden korkuyordum.

Aklımdaki bütün bu düşüncelerle rağmen bir karar vermek zorundaydım.

-Ekibin yanına gideyim bari, belki onlara bakmak düşünmemde yardımcı olur.

Ekibin kaldığı yurda gittim ve etraf acayip sessizdi. Onların bulunduğu odaya çıktım ve gördüğüm manzara gülmeme sebep oldu.

Jimin ve Joungkook yerde oturmuş kanepeye dayanır bir vaziyetteydi. Hatta Jimin sırtını kanepeye dayamış Joungkook'un kucağına kafasını koymuştu, Namjoon kitap okurken uyuyakalmıştı, Taehyung kanepede ters, başaşağı bir konumda uyuyordu.

Onlara bakarken mutfaktan çok güzel kokular gelmeye başladı ve mutfağa yöneldim. Jin ve Hoseok yine konuşturmuştu kendilerini.

-Hmm, bu burnuma gelen enfes kokuların sahibi siz misiniz?

J-hope: Evet menajer, nasıl olmuş?

Hoseok karşıma geçip bana bir tepsi uzattı ve içini gösterdi.

-Aslında enfes görünüyor. Kokusu kadar kendileri de çok hoş Hobi.

Jin: Aa, şımartma şunu menajer. Sonra karşımıza geçip 'ben bu dünyanın en iyi aşçısıyım' deyip duruyor.

J-hope: Yalan mı ama menajer? Kimchi'yi benden daha güzel yapan varsa çıksın karşıma düello yapalım!

- Hayır Hobi buna gerek yok. Sen çok güzel kimchi yapıyorsun.

J-hope: Sağol menajer. Benim yemeğimi beğenmeyenler utansın. Yemek hazır gibi, peki ya diğerleri?

Jin: Uyuyorlardı en son. Namjoon da kitap okuyordu.

- Ah, hayır. Namjoon da artık uyuyor. Kitap okurken uykuya dalmış. Fakat Yoongi'yi göremedim, nerede o?

Jin: Yoongi dışarı çıktı, bi kaç parça eksikler vardı da.

J-hope: Evet doğru, aslında Jin'in gidip de alması gerekirdi fakat Yoongi çok bunaldığını söyledi. Bizde o zaman sen git dedik.

- Tamam peki, diğerlerini uyandıralım.

Jin: Ah, o biraz zor işte.

Rm: Merhaba menajer. Onların uyanacağını pek sanmıyorum aslında.

J-hope: Yani Taehyung için bir ihtimal olsa da diğer ikisini bilemem.

Jin: Aynen. Ayıptır söylemesi ama, o ikisi ayıların yaptığı gibi kış uykusuna daldı.

Jin'in bu tepkisi hoşuma gitmemişti ama bir bakıma da haklıydı. J-hope, Namjoon ve Jin katıla katıla gülüyordu.

-Ah hayır, bu tepki hiç hoşuma gitmedi. Madem uyanmazlar o zaman bare yataklarına gitsinler. Hasta olacaklar, yer soğuk.

J-hope: Ya sen ne kadar da düşüncelisin öyle menajer. Dur bekle, onları kaldırayım. Ye gelirler bizimle yemek yerler yanda gidip uyurlar.

Hoseok mutfaktan çıkıp Jimin ve Jungkook'u uyandırmaya gitti. Taehyung zaten uyur uyanıktı.

J-hope: Beyler, üşütüp hasta olacaksınız. Hala uyumak istiyorsanız eğer odalarınıza geçin.

Hoseok'un sözünün üzerine Jimin kalktı ama gözü kapalıydı.

Jin: Jimin-ah, gözlerini aç istersen.

Jimin: Hayır, istemiyorum.

Sesi o kadar uykulu ve yorgul geliyordu ki, iyi bir uyku çekmesi şarttı. Jimin kendi odasına girmek yerine Hoseok'un odasına girmişti. Acaba bilerek mi yaptı yoksa uyku mahmurluğuyla mı oldu?

J-hope: Hey Jimin-shi, yanlış odaya giriyorsun!

Diye seslendi Hosoek ama Jimin onu takmadı bile.

J-hope: Aish, bunlar da uykuluyjen hiç çekilmiyor.

Rm: İyi de Hope, buradaki herkes biliyor ki senin yatağın en güzel kokan yatak.

J-hope: Evet öyle, çünkü ben hergün saçlarımı yıkıyor iki güne bir duş alıyorum.

Dedi ve oflayarak mutfağa gitti. Jungkook da yavaş yavaş uyanmaya başlamıştı. Kapı çalmıştı. Namjoon kapıyı açtı ve Yoongi gelmişti.

Jin: Aa, Suga dur yardım edeyim.

Dedi Jin ve Yoongi'nin elindeki poşetleri alıp mutfağa taşıdı. Yoongi içeri girdi ve Jungkook'un yanından geçerken Jungkook ayağa kalkıp ona tutundu. Hepsi onun bu haline gülüyordu.

Suga: Hey, Jk sen iyi misin?

Jk: Çok uykum var hyung.

Dedi ve Yoongi bunun üzerine Jungkook'a dik durması için yardım etti.

Suga: Sanırım o çok yorulmuş. Ben odasına götüreyim.

Dedi ve yavaşça Jungkook'un odasına gitmesine yardım etti.

-Beyler ben çok üzgünüm. Hepiniz çok yorgunsunuz.

Rm: Üzülme menajer. Senin bir suçun yok.

Jin: Evet, o konser bizi çok yordu. Ama şimdi toparladık. Şey, o ikisi hariç. Jimin ve Jungkook.

V: Evet, onlar bana kalırsa pek de toparlanamamışlar. Jimin Jungkook'tan büyük olduğunu için daha zinde ve dayanıklı olması lazım ama...

Jin: Haklısın Taehyung. Ben Jungkook'u anlıyorum ama Jimin?

J-hope: Şu sohbete bir son verin de sofraya gelin.

Diye seslendi.

Jin: Ah evet, karnım zil çalıyor.

........

Yemeği yedik. Ben hala onlarla bu röportaj işini nasıl konuşacağımı düşünüyordum. Onlara direkt söylenir miydi ki böyle bir şey?

Onlar henüz bu işe yeni başlamışlardı. Ama yeni başlayan bir gruba göre çok başarılıydılar. Çoktan 5'e yakın şarkıları olmuştu bile. Boş durmuyorlardı. Açıkçası onların bu azmi çok hoşuma gidiyordu ama yine de hala onların bu denli bir televizyon önünde röportaj yapmaya hazır olduklarını da sanmıyordum.

Buna karar vermek için onları denemem gerekiyordu. Aklımda bir fikir vardı. Eğer James Cordan da bunu uygun görürse, onlarla ilk olarak bir deneme röportajı yapmayı düşünüyordum. Yani deneme derken, televizyon önünde ya da canlı bir şekilde değil...fakat ekip öyle bilecek.

James Cordan'dan önce Bay PD'nim ile görüşmem daha doğru olurdu ama.

Çocukların hepsi bir işle meşgulken oturduğum yerden kalkıp, yurttan çıktım. Şirkete gidecek ve PD'nim ile yüz yüze konuşacaktım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 09, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Menajer OlmakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin