CENNETİMDE Kİ ÇİÇEK 🌾

33 1 0
                                    

Olmayacak duaya amin demek gibi bir şeydi. Düşünmemek için kendini işine verecekti. Unutmak mükğ müydü? Asla ama çaba harcayacaktı. Aslında kendine kandırdığını biliyor, her nedense bahanenin arkasına saklanmayı tercih ediyordu. İkizi Çisem'i çok iyi tanıyor pozitif enerjiye sahip insan yok olup gitmişti. Köylü ile alakası vardı. Fakat konakğa gitmişti o gencin konakta ne işi olabilirdi. Çisem'e sorup olup biteni öğrenmek zorundaydı. Kolundan tutup uzaklaşmasını engelledi.
"Bekle bir saniye. Anlat bana ne oldu?"
Murat özgü vardı ya dikkatimi çeken genç aşiret ağası Hanım Ağa'nın oğlu kısacası okulun bu hale getirilmesinde onun da katkısı olabilir. "
" Şaka yapıyorsun. "
" Keşke ikizim şaka olsa. "
Kendini Murat'ın kucağına atıp gözyaşların içinde katıp sessizliğinde fırtınaları kopartıyor anlatmak istemiyordu.
" Artık toparla kendini canın yanıyor biliyorum ama bazı gerçekleri değiştiremezsin. Hadi gel okulumuzu açılma gününe kadar hazırlayalım. Herkese savaşçı ruhunu gösterelim. Ayrıca ağamız seni seviyorsa savaşmak zorunda benim ikizimi alıp yar demek kolay değil, seviyorsa vazgeçmeyecek. "
" Bizi sevgili biliyorlar ama bu konu onu engellemesini gelmesini engelliye ildir. "
" Olabilir bebeğim  öğrenmek istersin yeter ki Midyat bu İstanbul değil ya."
" Haklısın galiba düşünüp moralimi bozamam  isteyen insan çeker alır." "İşte benim ikizim hadi şimdi iş başına."
   Askerler daha istekli ve daha hırslı çalışıp çatı örtme işlemine başlamışlardı. Saatler geçmiş gün bitmiş gün batımı yaklaşmış çatı örtülmüştü. Yemek yemeyi unutulmuş, boğazlardan sudan başka hiç bir şey geçmemişti.  İçindeki bütün her ne varsa eskiye ait yanmış  yeniden başlanacaktır. Kazanan taraf kim olacaktı ?
Okul yeni fidanları  açacak olan tohum tomurcuk çiçeklerini bekliyordu. Beklenen gün batımı gelmişti. Çisem yüzbaşının bakışlarını daha fazla dayanamamış tı.
"Koş peçeli güzel seni bekler daha fazla bekletme."
"Bugün gitmezsem."
"Saçmalama gerekirse yarın erken gelir telafisini yaparız. Gönül bu aşk bıraktığın yerde beklemez seni... Dicle'ye hesap vermek zorunda kalırsın, tabi seni dinlemek isterse  ben istemem."
"Ben kadın dayanışması görüyorum. Teşekkür ederim Bebeğim."
" Hadi git şimdi  anahtar aracın üzerinde."
   Murat cennetten müjde gelmiş gibi seveni koşarak araca doğru ilerledi. Kapıyı açık koltuğa oturup kapıyı kapadı. Aracını  çalıştırıp hızlıca sevdiği kıza doğru ilerledi. Peçeli güzel çoktan gelmişti. Kimsecikler yoktu cennetini gelmemişti. Merak içinde düşüncelere dalmıştı. Yoksa Hanım Ağa'sı öğrenmiş gözünü korkutmuş olabilir miydi?
Yürekli diye adlandırdığı yüzbaşı sevgilisi korkup kaçmış mıydı? Cenneti gitmiş cehenneminde yanmaya başlamıştı. Her zerresi alevler içindeydi. Buğulu gözlere göz yaşları dolmuş yanaklarından süzülmeye başlamıştı. Uzaktan duyulan araç sesi acılarını sonlandırmış tı.
   Murat aracını sağa çekip hızlıca enip dağ eteklerindeki sevgilisine koşmaya başlamıştı. Gözlerine birlikte yaşları mutluluk için akmaya hazırlanmıştı. Cehennemindeki yangın sönmüş cennetindeki mor sümbülleri açmaya başlamıştı. Murat yaklaşmış kucak açılmış, peçeli kız açılan kucağı soluksuz kendini bırakıp koşmaya başlamıştı. Bir kaç adım  sonrası  sıcacık sorgusuz sualsiz açılan  kollara narin bedeni bırakmıştı. Genç bedenini sarmıştı. Kanatlı kuş misali havalanıp uçuyordu.
   Kanatsız kuş sevdiğinin etrafında  pervane gibi  dövmeyi bırakmış aşka susayan dudaklar susuzluğunu gidermek için öpmeye başlamıştı. Kendi aşklarını yaşamaktan uzaktan gelen tehlikeyi fark etmemişler. Hanım Ağca'nın aracı durmuş  Yahya tarafından tarafından kapısı açılmıştı. Hanım Ağa'nın para ile tuttuğu sadık köpekleri aracı durmuş  araçlarda bir bir Çin yavrusu gibi dökülmeye başlamışlardı. Ellerdeki sopalar bellerdeki silahlar savaşa gelmiş gibiydiler. Hanım Ağa'nın kendine açtığı iç savaşında  mağlubu ve mağduru aranmayacaktı. Olan aşka, tutkuya olacaktı. Giymiş olduğu kıyafetlerinin vermiş olduğu ağırlık  heybetini arttırıyordu. Köpekleri koyun sürüsünü kuruyormuş gibi dağılmışlar kurta saldıracak emri bekliyorlardı.
   Gençlerin birbirlerine aşkla bakmaktan etrafında yaklaşan tehlikeyi fark edemiyorlar dı. Ama bir ses yeterdi uykudan uyandırmaya, görmüş oldukları rüyadan kabusları gelmişti. Hanım Ağa daha fazla bekleyemem Dicle diye bağırıp kuru otların barındıran boz kırlarda sesi yankılanma tı. Peçeli kız sesin sahibini çok iyi biliyordu. Tuttu eli bırakmak zorunda kalmıştı Etrafını saran köpek sürüsünün niyetini anlamıştı.


🍁Sonu her ne olursa olsun insanoğlu engel olamıyor duygularına.
Belkide biliyor öyle yada böyle öleceğini.
Ölüm varsa  son nefes verilecekse eğer yanında tuttuğu el olmalı bence.
İşte o zaman ölüm düğün bayramdır sevene...🍂

Mardinli GelinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin