Sevdiği kız kendi evinde bir kaç metre ötede idi. Neden gelmiş ve öfkeliydi. Sorunun ne olduğunu bilmiyordu. Konuyu az çok tahmin edebiliyorum. Yine ne yapmış, kimin canını yakıştı?
Can yaktığı kişi Özgür'ün can damarıydı. Şimdiye kadar Hanım Ağa'sına karşı gelmemiş yoluna çıkmamıştı. Bu konuyu farklıydı annesi bile olsa haksız yere yaktığın canının hesabını soracakti.
"Okul açılacak sen istesen de istemesen de. Yüzüme iyi bak senin yoluna durup oyunlarını bozacağız. Seni mahkemelerde sürüneceksin. Devletin malına zarar vermek de ne demek öğreneceksin!
HanımnAğa masanın etrafından dolaşıp genç kıza doğru yürümeye başlamıştı. Dişlerini gıcırdatıyor iri gözlerini büyütmüş, beyazlarının içinde siyah göz bebekleri ufaldıkça ufalmış, ağzından konuşurken tükürük dışarıya sıçrıyordu.
"Küçük kız, benim olan her zaman benimdir. Ne alır ne de veririm. Senin güvenin kime?
Asker sevgilin mi yoksa hakim baban mı?
Hepsini ezer geçerim. Sana gelince seni yok eder bitiririm. Köye ilk gelen öğretmen sen olmadın. Son gelen öğretmen de sen olmayacaksın. Sadece bir tane ortak noktanız var. Geldiğiniz gibi gideceksiniz...
"Asla vazgeçip gitmeyeceğim. Çocukları seni adaletsiz karanlığına bırakmayacağım. Sen kendi çöplüğünde boğulacaksın."
Hanım Ağa sınırlarını zorlamıştı. Ders vermenin zamanı geldiğini düşünmüş, yüzüğünün taşlı kısmını avucunun içine almış elini kaldırmıştı ki yukarıdan bir ses yükseldi.
" Hanım Ağa sakın aklından bile geçirme. "
Çisem'e ses tanıdıktı. Başını sesin geldiği tarafa doğru kaldırdı. Özgür'ü görünce çok şaşırmıştı. İçinden ne alaka yoksa Hanım Ağa'nın oğlu mu? Neden anne kelimesini kullanmıştı. Tamam büyük bir ihtimal kardeşlerdi. Kardeşi olması imkansız. Özgür çok genç, kendi ile yaş farkı vardı .
Neden peki anne değil de Hanım Ağa demiş aralarındaki kopukluk nedendi. İki mukaddes cümle ve iki insan mutluluktan mahrumdu.
Özgür merdivenleri hızlıca inip Hanım Ağa'nın karşısına dikilmişti.
" Sen ne yapmaya çalışıyorsun?
Evine gelen misafire nasıl elini kaldırmayı cüret edersin. Senin uğruna unuttuğun, törelerin misafire elini kaldır mı diyor?
" Seni beni ezip geçmeden men eder oğlum canımdan can demem ezer geçerim. "
" Yıllardır evlat demiyorsun zaten anneliği bu gün mü hatırladın?
Sen bizi geçmişine hapsettip zindanında bırakıp gardiyanımız da sensin. Anlamadın anlayacağında yok."
Çisem daha fazla dayanamayıp söz diyaloğunu katıldı.
" Bir saniye sen Hanım Ağa'nın oğlumusun?
Yani okulu birlikte mi yaktınız?
"Ne okul mu yandı?
" Soruma soruyla cevap verme. Ayrıca bilmiyormuşsun gibi konuşma. Annen veya Hanım Ağa'n adı her neyse birlikte yapmışsınız işte bilmiyor ayaklarına yatma. Al birine vur ötekine, aynı çerçeve aynı malzeme. Meyvelerin içinde çürük olunca diğer meyvelerin çürümesi de zor olmuyor."
Çisem arkasını dönüp giderken Özgür kolundan tutup:
" Öyle arkanı dönüp gidemezsin. Önce bir dinleyeceksin sonra gitmek istiyorsan gideceksin. "
" Bırak kolumu dağ başı mı?
Tabii gideceğim yanında zorla mı tutacaksın?
Sözünü bitirip yoluna devam etti. Özgür merdivenlerden hızlıca çıkıp odasına odasına doğru koştu. İçeriye girip yatağının üzerinde duran beyaz gömleğini giyinip aynı hızda avlu indi. Hanım Ağa 'sına dönüp :
"Bunun hesabını bana vereceksin. Artık sana dur demek gerek!
Avludan çıkıp arabasına binip ilerledi. Sevdiği kız başkasına ait olsa da doğrusunu bilmeli, sevdasında yanlışlıklara yer olmamalıydı. Kalbini hızlandıran kızıl saçlı ve su misali gözlere sahip olan kızı görmüştü. Sinyallere kayıtsız kalmamıştı. Çisem hiç bir şey duymamış gibi yoluna devam ediyordu.
"Demek öyle beni görmezden geleceksin bunu sen istedin."
Hızlanıp yanından geçip manavra yapıp yolunu kesmişti. Kızıl saçlı ani fren yapıp durabilmişti. Öfkeden kudurmuş şekilde araçtan dışarıya çıktı. Güneş bütün cazibesiyle Midyat'ta yansımıştı. Sıcaklığı ile beraber meltem rüzgarlarınıda yanına almıştı. Dağılan kızıl saçları havada uçuşuyor bir kısmı da yüzüne dağılmış, eşi benzeri olmayan gözler saçlarının arasından bakıyordu. Güneşin ışıklarını yansıması ile kirpiklerini kızıl renginin yansıması su misali gözlerini eşsizleştirmiş, uzun narin fiziği ve asi ruhu insanı çıldırtma yetiyordu.
Çilek rengini andıran dudaklarının her hareketi Özgür'ün sessizliğini iyice gömüyor, gömdükçe karşısındaki güzeli kendi ile birlikte götürecekti.🍁Aşk dur demektir gidene,
Kalana sımsıkı sarılmaktır.
Burnunun dibindeki seveni görüp, Uzaklarda aradığın aşkın yakınlarda olduğunu bilebilmektir AŞK... 🍂🍀Evet Gönül dostlarım bölüm hakkında yorumlarınızı. 🍀
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mardinli Gelin
Teen FictionBilemezdi gelecekte aşık olacağı adam, geçmişinde nefret duygusuyla yaşadığı insan olacağını...