Mardinli Gelin

KORKMA 🌾

Öldüresiye dövecekler belki öldürecekler. Korktuğu her halinden belliydi. Yüz başı korkuğu için eli bırakmasına tahammül edemedi. Bırakılan eli sım sıkıyı kavrayıp:
" Eğer bırakacaksan beni korktuğun için değil, kendi duygularının bittiği için bırakmalısın. O zaman NEDEN diye sormadan sessizce çekip giderim. Sakın korkma ne yapabilir ki."
Yüzüne dağılan saçlarını toparlayıp gözler birbirlerine aşkla baktılar. İkinci bir gürses boz kırlarda yankılandı.
" Çek elini!
Sesin sahibi bir metre kadar yaklaşmıştır. Gözlerden ateş topu gibi görüyordu. Peçeli korkudan tirtir titriyor, dili dönmüyor dönse konuşabilecek kim bilir?
O cesareti kendine bulabilecek miydi. Abisinin yaptığı gibi sevdiğini savunabilecek mi?
Kimin haddine onu karşısında konuşabilmek. Avcılar Avın pusuya düşürmüş param parça etmek için bir işaret bekliyorlardı. Murat göğsünü kabarttı peçeli kızın elini sımsıkı tutup gözlerine baka baka konuşmasına devam etti. "Öfkelenmenizi gerektirecek bir durum yok. Kızınızı seviyorum niyetim ciddi gönül eğlendirmek gibi derdim yok."
Sözüne devam edecekteki Hanım Ağa'nın hiddeti ile karşılaştı.
"Kes sesini!
Hanım Ağa konuşmak için değil öfkesini kusmak için geldiği aşikardır. Bu durumu peçeli de Murat da gayet iyi farkındaydı. Hanım Ağa Dicle'nin kolundan tutup kendine doğru çekmek istedi. Yüzbaşı buna izin vermemişti. Suat'ın canı sıkılmış, eli ayağı buz kesmiş düşünüyordu. Bir terslik olduğunu farkındaydı. Hanım Ağa av köpekleri ile araziye çıkmışsa mutlaka av hazırlık yapıyordu. Beklemenin anlamsız olduğunu anlamıştı.
"Gençler hadi toplanın gidiyoruz.
" Suat nereye?
"Dağ eteklerine yüz başının yardıma ihtiyaç olabilir."
"Palonayak yapmışsın oğlum adam sevgilisi ile buluşmaya gitti. Şimdi baskına gider gibi basacakmıyız, aklını kaçırmış olmalısın.
" Çisem'e hissettirmeden gidelim diyorum. Hanım Ağa avlanmaya çıkmış dört ayaklı hayvan avına değil iki ayaklı kurt avına çıkmış. Zamanı zaman kaybına uğratmanın anlamı yok.  Gidiyoruz gençler...
Araca koşarak binmişlerdi. Aracın arka kısmı aslanlardan oluşan yiğitlerle dolmuştu.
   Mert yiğitler sağlam gözü pek yiğitler boz kırlarda ava  susamış avcıları avlamak için yola çıkmışlardı. Aracın tozu dumana katarak ilerliyordu.  Havalanan  toz birikintisi rüzgarın etkisiyle ünüformalı gençlerin suratlarını tokat gibi çarpıyordu. Simsiyah olan gözbebeklere kumlu toz birikintisi dolmuştu. Kirpikler inatla  kapanmıyor boz kırlara yayılan köpekleri avlanma gidiyordu. Beklenen an gelmiş  ufukta birbirlerini sevenler iki aşıklar görülmüştü.
   Yüz başının yapmış olduğu hareket Hanım Ağa'yı kızdırmış konuşma gereği duymadan, saldırma emrini iri kara gözleri şiddeti bakması yetişti.  Murat'ın sırtına sopayla vurulması sersemlenmesine neden olmuştu. Hanım Ağa gencin elinden Dile'yi hoyratça çekip almıştı. Dicle ne olduğunu anlamamış  sıcacık kucaktan zorla bıraktırılmış,  buz gibi soğuk taştan el tutmuştu. Buğulu gözlere yaşla dolmuştu. Dili çözülmüş sevdiğinin başına gelecekleri haberdardır. Dövmekle kalınmayacak daha ileri gidilip kefene sarılı beden toprağa konulacaktır.
   Hanım Ağa'sını tanıyordu. Asla işini yarım bırakmayı sevmezdı. Hakkı da olsa haksız da olsa  mutlaka sonlandırırdı. Yiğit aslanlar yaklaştıkça ciddiyet bütün çıplaklığıyla gün yüzüne çıkıyordu. Suat bölgede yaşayan genç olmasından dolayı duruma hakimdi Yerinde duramıyor hop oturup hop kalıyordu. Aracın  üst kısmına vurup şoför arkadaşını hızlanması için uyarı veriyordu. Mert dayanamamış konuşmaya başlamıştı.
"Suat yeter artık geldik. Sen böyle yapınca biz de kötü düşünceler oluşuyor arkadaşım yapma."
"Elimle değil arkadaşım gördüğün ovalar, silah sesleri ile yankılanıp barut kokusu ile yaşadı yaşayacak...  Dağlarda savaşırsın ölürsün Şehit düşersin. En azından NEDEN, NİÇİN  uğruna savaşıp kan döktüğünü bilirsiniz. Şehit düşünce ELHAMDÜLİLLAH DER PEYGAMBER EFENDİMİZİN SALLALLAHU ALEYHİ VE SELLEM'İN komşusu oldum dersin. Ot bile bitmeyen kuru bozkırlarda neden öldüğünü bilemezsin. Acımazlar sana da sevdana da sevmişsin kime ne?
Ölüyor musun kimin umrunda. Aşiret liderleri divan kurup karar alırlar ölüm fermanını en sevdiğinin eline tutuştururlar.