İLK ADIM 🌾

25 1 0
                                    

Özgür hızlıca merdivenlerden inip, Yahya'a kapıyı açmasını emretti. Hanım Ağa dördünçü kattan Yahya'ya seslendi.
"Yahya!
" Buyur Hanım Ağa'm. "
" Yanıma gel...
Konağın kapısını örtüp avludan hızlıca ilerleyip merdivenleri çıkarak Hanım Ağa'nın yanına geldi. Sesinde ve konuşmalarında öfke vardı.
"Yahya Dicle nereye gidiyor?
Kiminle beraber her şeyi öğrenmek istiyorum."
"Vallahi Hanım Ağa' m çiftliğe bırakıp çiftlikte alıyorum. Zerafet'le beraber dağ eteklerine gidiyor. Yalnız gidip yalnız geliyor."
"Yerine oturmayan yapboz parçaları var. Karaları bağlayan Dicle'nin yüzünde mutluluk gülümsemeleri eksik olmuyor. Ben mutsuzsam eğer kimse mutlu olamaz. Benim çocuklarım dahi olsa değişmez değeşemez. Bu gün gölge gibi takipbe alacaksın. Kiminle nerede buluşuyor öğreneceksin. Var sayalım, oldu ki söylemedin yalan haberlerle bana geldin senin canını okurum bilesin."
" Ömrün olur Hanım Agğa'm, deyip yanından ayrıldı.
Anıtlı köyü Midyat'a otuz kilometre uzaklıktaydı. Oldukça kalabalık ve törelerine bağlıydı. Kardeşler kalkıp hazırlanmış, Çisem beyaz keten pantolon üzerine siyah tişört giyinmiş saçlarını at kuyruğu yapmış, kahküllerini anına yaymış, bir tutam saçlarını alıp iki yana salmıştı. Su misali gözlerine toz sürme çekmiş, dudaklarına kırmızı rujunu sürmüştü.
Murat kot siyah pantolon üzerine üzerine beyaz tişörtünü ve Siyah gömleğini giyinip, beyaz spor ayakkabılarını tercih etmişti. Odalardan dışarıya çıkıp bahçede buluşmuşlardı. Güneş bütün cazibesiyle çıplak ovaları a yayılmış sıcaklığı her şekilde hissediliyor. "Kardeşim okulunla tanışmaya hazır mısın?
" Evet hazırım hatta heyecanlıyım." "Ben sen gelmeden önce etrafa gözlemledim. Göreceklerin seni umutsuzluğa düşürmesin lütfen." "Saçmalama ne kadar kötü olabilir ki...
Murat sorusunu cevap bulamamış, kendisini görmesinin daha iyi olacağını düşünmüş sorusunu yanıtsız bırakmıştı. Buruk ve kısık sesle konuşmuştu. Çisem'in üzülmesini hayalkırıklığına uğramasını istemiyordu.
" Gidelim güzelim."
"Gidelim yakışıklı prensim."
Askeriyeden çıkıp arabaya doğru ilerleyip araca binip hareket ettiler. Kırık dökük umuda yolculuk başlamıştı. Özgür Hal'a gitmek istesede ismini bilmediğim kızı görmek ve konuşmak arzusuna engel olamıyordu. Hele kokusu yok mu gözlerini kapatıp kokusunu arar olmuştu. Köyün daracık sokaklarından geçilmiş, çıkışa kadar ilerleyip okula gelinmişti. Gençler araçtan inmişlerdi.
Çisem şaşkınlığını gizleyememişti. Murat istemsizce konuşmasına devam etmişti.
"İşte okulun canım."
"Okul mu?
Okul olduğuna emin misin?
Murat okuldan çok harabeyeye benziyor. Çatısı, penceresi yok! İçeriye girilecek kapısı bile yok. Okul hizmete sunulmamış mı?
İnsanlar okuma yazma bilmiyor mu yani?
Yeni nesil çocuklar eğitimsiz mi büyüyorlar?
" Maalesef kardeşim sabah sana anlatmaya çalıştım. Çok hevesliydin üzmek istemedim. Ama sana sürprizim var. Komutanlarımın ve babamın yardımıyla buraya adam gibi okul yaptıracağı."
Su rengi gözlerinden yaşlar süzülmeye başlamıştı. Aslında üzülmesinin asıl sebebi okul değildi. İnsanların eğitimsiz büyümeleri idi. Kim bilir ne kadar bilinmeyenler vardı gün yüzüne çıkmayı, çıkarılmaya bekliyordu. Sıcak bir dokunuşu bekliyordu kalplerin beklediği aşk...
Kitap ve dergilerde yazılanlar gibi değildi. Koy olan şehirde daha fazlası vardı. Yaşayacak, öğrenecek, öğrendikçe kahrolacaktı. Bu günlük bu kadar yeterliydi. Acı verici sürprizlere tahammülü yoktu Duymak görmek istemiyordu.

Öyle ya da böyle geçiyor hayat.
Keşke keşkelerimiz olmazsa inatla savaşıyor hayat.
Bir adım ileri bir adım geri,
Neyi kazanmışız belli mi? Yaşanmışlıkların bir de kalbin de yara diye sakladıkların.
Dün geçmiş, bugün bitmiş, yarın hiç gelmemiş gibiydi.

Yüzbaşı kardeşinin daha fazla üzülmesine, gözyaşlarına dayanamamış sürprizi patlatmıştı.
"İkizim üzülme lütfen bak sesleri duyuyor musun?
" Sesler mi?
"Evet...
" Ama bizim konumuzla ne ilgisi var."
" Konuşmadan önce arkanı dön bir bak. Okulu tamir etmek için yardıma geliyorlar. Bizim birliğin askerleri de yardım için görevlendirildi. Bahçeyi de düzenleriz oyunlarını rahatça oynamaları için şimdi üzülme keyfin yerine gelsin. "
" Çisem arkasını dönüp baktığında yüklü araçları görünce mutluluktan ağlamaya başlamıştı. Dört mevsimi bir anda yaşıyor gibiydi. Kardeşine sarılıp konuşmaya başlamıştı.
"Ben çok şanslıyım iyi ki varsın yanımdasın. Benim kardeşim çift yumurta ikizim."
"Tamam artık yeter benide gözyaşlarınla ıslatacaksın, şimdi çalışma zamanı."
Ellerini başına koyup saçlarını dağıtıp, gülümseyerek konuşmasına devam etti:
" İyi bizde sarılmayız o zaman."

🍁Eğitimsiz hayat bir ölüden farkı yoktur. Eğitim demek önce kendinden başlar sonra çevrendekilerine sunarsın. Kendine saygısı olmayan insanın, başkalarına saygısı olamaz. Unutma kendine değer verdiğin kadarıyla değer görürsün... 🍂

Mardinli GelinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin