"Üzülme tekrar yaparız. Kolay olmayacak derken sana bunu anlatmaya çalışmıştım. Midyat'a eğitime ve öğretime kapılarını kapatılmış. İnsanların gelişmesini istemiyorlar. Kendi emirlerine itaat etmeleri için gözleri kör edip, ellerine muhtaç bırakılıyor. Bu dağlarda hayat zor kardeşim yabani otlardan başka ot bulamazsın. Hadi buldun diyelim erkenden başını kopartıp boynunu büküp, büyümesine izin vermezler."
" Ama neden. "
" Eğitim kendini değiştirmek demek. Ve bu kanlı barut kokan şehir kabul etmiyor canım. "
Yanına Suat yaklaşarak konuşmaya başladı.
" Komutanın Hanım Ağa yaptırmış." "Hanım Ağa kim?
" Midyat'ın acımasız ağalarından biri. Töreye bağlı ve kendi çocuklarını yanlışını affetmeyen kadın. Bir bakışı var ki sorma da gitsin yeri inletiyor."
" Ben sorarım okulun yok olmasının hesabını. "
Murat'tan arabasının anahtarını alıp araca doğru ilerledi.
" Nereye gidiyorsun? Beni de bekle." "Hayır ben tek başıma gideceğim. Lütfen izin ver."
"Ama...
" Aması falan yok. "
Araca binip çalıştırıp okuldan uzaklaştı. İlk görevi başlayışının vermiş olduğu heyecan vardı. Mardin için güzel anılar biriktireceğine inanmıştı. Yaşayacağı zorluklarının okulu yerle bir edecek kadar ileri gideceğini düşünmemiştim. Sadece eksiklerin defter, kalem ve kitaplar olabileceğini düşünmüştüm. Bir eksik vardı. Hala okul denilen bina yoktu.
Durum canını çok sıksada vazgeçirmek mi?
Vazgeçmeyecek, pes etmek mi? Asla... Hanım ağanın konağını bilmese de köye girince bahçeye giden köylülerden bilgi almaya başlamıştı. Aracını durdurup:
" Bakar mısınız Hanım Ağa'nın Konağı hangi tarığa tarif edebilir misiniz?
" Şu daracık sokaktan geç zaten karşına gelecek büyük işlemini Konak'ın kapısında bekleyen iki çalışanı var. "
" Teşekkür ederim çok sağ olun." Yoluna devam edip ara sokağa gidip çıkışında bir Konak ve kapısında bekleyen iki koruması vardır. Aracını hafif frenleyip durdurdu. Aracından aşağı inip Konağı doğru yürüdü.
Kapının üzerinde kocaman güvercin ve anlamını bilmediği desenler hakimdi. İçeri girmek isteyince kurumalar engel olmaya çalıştı.
" Bacım nereye gider gidiyorsun?" Hanım Ağa'nızı göreceğim. "
" Her önüne gelen giremez. "
" Açın kapıyı hemen!
Dışarıdaki sesler Konak'ın avlusuna yansımıştı. Hanım Ağa sabah kahvesini duyuyordu. Gelen misafirini bekleyip kızdırmak için bekletiyor, enerjisini kaybettirip durulmasını istiyordu. Çisem'in dayanacak sabri kalmamış kapıyı yumrukluyor tekmeliyordu. Hanım Ağa Yahya'ya el işareti ile kapıyı açmasını emretti. Yahya kapıyı açmış Çisem öfke ile Konağa girdi.
Göz ucuyla konakğı gözden geçirdi. Oldukça büyük ve avludan katlara çıkan iki taraftan da merdivenleri vardı. Açık balkonları, yöresel işlemeri mevcuttu. Terasın çatısı yok gökyüzüne bakıyordu. Karşısında dört katlı geniş bir konak duruyordu. Bütün öfkesiyle yüksek sesle konuşmasına devam etti.
Hanım Ağa ayağa kalkıp boy gösterisinde bulunmuştu. Olduğu yerde kalmış kendini belli etmişti sadece avının kendine doğru gelmesini beklemişti. Çisem belirtileri farketmiş avcıya doğru yürümeye başlamıştı.
"Hanım Ağa hangi cüretle sana ait olmayan okulu yakıp yıkarsın. Hangi ücretle!
Dicle sesleri duymuş annesine meydan okuyan sesin sahibinin merak edip koşarak odasından dışarıya çıkmıştı. Balkondan avluya bakmıştım. Karşısında uzun kızı saçları olan güzel bir kız duruyordu. Şaşkınlık içinde kalmış, Hanım Ağa'nın karşısında durup hesap soruyor, sorgulamaya devam ediyordu. Sensin demek Okulu yakan ismini yazdıran beni yıldıramazsın. Ben Çisem Tuzcuoğlu zorbalığın, kinin, nefretin benim sokağımdan geçmez geçemez...Bunu böyle biline." Akşamdan kalan Özgür sesleri duyunca kendini toparlamaya çalıştı. Ses tanıdık geliyordu. Sarhoş beynini zorlayınca kalbi söylemişti. Çisem Yahya'nın kolundan tutup önüne doğru itip konuşmasına devam etti.
"Senin sözün kapında köpek gibi çalışıp, senin verdiğin üç kuruş para ile beslenen insanlar için geçerlidir. Senin dervanın söndü. Köye adaleti getireceğim."
Özgür'ün gözleri iyice büyümüştü. Kulakları yanlış duymamıştım.
"Çisem!
Diye yataktan fırlayıp odadan dışarıya yarı çıplak kendini attı.🍁Hissetmeye bir soluk yeter,
Bir ses yeter silkelenip kalkmaya.
Bir bakış yeter hikayeyi başlatmaya, Bir cümle yeterlidir ömür vermeye. Seni seviyorum demek yeterlidir, Sevildiğini bilmeye...🍂
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mardinli Gelin
Teen FictionBilemezdi gelecekte aşık olacağı adam, geçmişinde nefret duygusuyla yaşadığı insan olacağını...