"Dur! Durdur aracı asker." "Anlamadım komutanım."
"Lafımı ikiletme asker."
"Emredersiniz komutanım."
Araç durabilmiş, sonunda aşağıya inebilmişti. Rüzgara meydan okuyan güzeli yakından görebilme şansı yakalamıştı. Atın üzerindeki ince narin bir beden vardı. Yüzü peçe ile kapatılmıştı. Giymiş olduğu su yeşili yöresel kıyafeti atın sırtını okşuyor, uzun siyah saçları şalını altında boy göstergesinde bulunuyordu. Genç delikanlının yanından geçerken şimşek gibi bakan kara gözlerden yüreğine saplanan o oklardan bir kez daha yemişti. Aşkın ilk belirtileri başlamıştı yüreğinde...Nereye gidiyordu yolcu, yolculuğun sonu nereye çıkıyordu?
Dicle arkasına bakmadan ilerlemişti. Kalbine okullar saplanan genci farketmiş olabilir miydi? Sığınacağı liman diye adlandırdığı aşkını görebilmişmiydi gözleri. Askerlerin konuşmasıyla esrarengiz olan büyü bozulmuş, atın nalları uzaklaşmış, peçeye kapatılan yüz kaybolup gitmişti. Araba kadar hızlı olan at, koca heybetli bakımlı sahibinin güzelliğine güzellik katıyordu. "Komutanım gitti yenge göremezsiniz."
Yenge cümlesi garip gelmişti kulağına hoşuna gitmişti. Duygularında kıvılcımlar boy göstermeye başlamış, bağırsaklarında ufacık ufacık karıncalanmalar hissetmiş, içinde organlarını kemiren böcekler ortaya çıkmış, nereden başlasak düşünceler içinde bir oyana bir buyana kararsızlık içinde saldırıyorlardı. Karar veremeyip oldukları yerde zikzak çizip duruyorlardı.
Murat kendini atlıya ölesiye kaptırmıştı ki askerin dürtmesi ile kendine gelebilmişti.
"Komutanım iyi misiniz?
“Ne...
" İyi misiniz diyorum genç kızı gördükten sonra bir garipsiniz. "
" Bir garip mi?
"Evet...
" Araca binin gidiyoruz. "
Cam kenarında oturan genç, camı açıp yüzünü cam tarafına çevirip arsız arsız çarpan rüzgarın sessizliğini dinledi. Atın nalları kulaklarında çınlıyordu. Dicle atından inip uzun uzun dolaştı. Elbisesi otların üzerinde yüzüyor ellerini iki yana açıp koruyan otları okşayarak kendini bilmeden yürüyordu. Aslında askeri elbisesi giyen Murat'ı fark etmişti. Kalbi karamsarlıkla dolu aşkını bekliyordu. Beklenen umut ışığı gelmeyince her geçen gün aşık olanbilme inancını kaybetmeye başlamıştı. Evet gitme zamanı gelmiş, Konak değil kara zindandan farkı yoktu. Ölü gibi bedenleri ruhları taşıyordu. Yürüyen ölüleren tehlikesi de buydu. Ne zaman ne yapacakları bilinmezdi.
Biliyordu ki uyuyan bedenler kötülük için uyanacak zehrini akıtacak kurbanlarını bekliyordu. Geriye dönüp gitmek zorundaydı. Geç kaldı an iki saatlik özgürlüğü hiç olmayabilirdi. Başında Hanım ağası gibi annesi vardı. Anne değil sanki kin ve nefret makinesiydi. Bazen beyninde saçma sapan düşünceler oluşuyordu. Nefret ve kini depoladı bir yer olmalıydı. Keşke birazcık da merhamet ve annelik sevgisi biriktire bilseydi. Kendi düşüncelerine kahkahalarla karşılık verebiliyordu. "Aklımı kaçırıyorum galiba... Deyip hıçkırıklara boğuluyordu. Hiç kimse sesini duyamaz, ağlamak annesine göre güçsüzlük simgesiydi.
" Benim gibi insanların işiymiş ağlamak. "
Ansızın bir feryaz kopardı. Bütün yılların biriktirmiş olduğu acı bir feryat.
" Ben güçsüzsem eğer Midyat'ta merhametsiz, sevgisiz insanları barın duruyor. Dünya duy sesimi başka il yokmuş gibi bütün kötülükleri, kötü kalpli ve düşünceleri, kinleriyle beslenenleri Midyat'ta doldurmuşsun. Neden... Benim günahım neydi."
"Cevabı olmayan sorular ardı ardına sıralanmıştı. Kendide biliyordu cevabı yoktu.
" Kinle besleyen yüreklere sevgi uğramaz, merhamet yolunu değiştirmişti. Ama ben neden harcanıyorum. "
Zerafet mırıldandı atı da anlamıştı gitmesi gerektiğini. Atına binmiş güneş tepelerden altın sarısı ışığını alıp uzak diyarlara gitmeye hazırlanıyordu. Günün sonuna gelinmiş yolculuğu bitmişti. Atını çiftliğe bırakıp, Yahya'yı arayıp kendini almasını istemişti. Zerafet'in teni kurutup tımarını yapıp yorgunluğunu almıştı. Kısa konuşmadan sonra yanından ayrılıp zindanına geri döndü.
Çisem tamamen hazırdı sabahın gün doğmasıyla yola çıkacaktı. Murat'ı aramamış sürpriz olsun istiyordu. Herkeste ayrı telaş, heyecan vardı. Çisem'in Midyat sevdası, Murat'ın Dicle sevdası, Özgür'ün aşık olma umudu, Hanım ağanın apansız planları istekle ver düşünceler farklıydı.🍁Bir sevdam olsun,
Bırakıp gitmeyen.
Gidip de gelmeyen,
Beni ikilemde bırakmayan.Bir kuş kanadında,
Özlemim olsun.
Uzak diyarlardan gelecek
Bir çift söz olan.Bir umudum olsun,
Yarınlara dahil beklentileri olan. Sevdiğimin bağrında,
Yıllar geçen bir ömrüm olan. 🍂
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mardinli Gelin
Fiksi RemajaBilemezdi gelecekte aşık olacağı adam, geçmişinde nefret duygusuyla yaşadığı insan olacağını...