"Bu kadarı da fazla beni sevgilin sanmış. Aklıma takılan bir nokta var. Benim asker olduğumu nereden biliyor olabilir."
"O kadarını bilmiyorum artık Midyat'ta yaşayan sensin demek ki üzerinde araştırma yapmış. Ama ikiz kardeş olabilme ihtimalini düşünememiş. Kim bu adam büyük bir ihtimal aşiret lideri araştırma gereği duyduğuna göre normal bir insan araştıramaz. Yabaniden farkı yok kardeşim. "
" Yabani dediğin adam gönlünün kapılarını aralamaya başarmış güzelim hatırlatırım. "
" Çok bilmiş sende hadi artık içeriye geçelim. Kalbim daha fazla heyecana dayanmaz. "
Elinini uzatıp ayağıya kalkmasında yardımcı olup:
" Buyurun prensesim. "
Elinden tutup:
" Teşekkür ederim prensim. "
Dicle konağın terasında huzur bulduğu tek köşe idi. Hayatındaki olumsuzlukları unutturmuş yüzbaşı ile olan anılarını canlandırıyordu. Mavi mavi gözleri ta içine kalbinin derinliklerine işlemiş, dokunusu ruhunu okşamıştı. Sevgisiz büyüyen Midyat çiçeği açmaya hazırdı. Töreleri hatırlıyor aklından çıkaramıyordu. Aşkları gencin canına mal olabilirdi. Düşünceleri rüyasından uyandırıp, gözlerine yaşların donmasına neden olmuştu. İsyan edip töreyi bir kaşık suda boğası geliyordu.
Özgür odasından aklını kaybetmiş gibi volta atıyordu. Çisem 'i aklımdan çıkartamıyor su misali gözlerin esiri olmuş, düşüncelerine yenik düşüyordu. Volta atmaktan sıkılmış olsa gerek ki kendini kıyafetleri ile birlikte yatağa atıp sürt üstü yattıp gözlerini kapatığı an kızıl saçlı güzel hayallerini süslüyordu. Kulaklığı alışı tenindeki sıcaklığı bedenini yakıp kavuruyordu. Sonra aklına takılan bir tek cümle asker sevgilin yenisini alır. Çocukluktu yaptığı kendide farkındaydı. Her nedense hislerine yenik düşüyor davranışlarına engel olamıyordu.
"Sevgilisi başka bir secenek aklıma gelmiyor. Sevgilisi olmazsa yakınlık derecesinin sebebi başka hiçbir şekilde açıklanamaz. Kardeş olabilirler mi?
Hayır benim de kız kardeşim var ama daha sarılıp kucaklamayı bırak elini tutmuşluğum yok. Son kararım sevgilisi... Aman Allah'ım neden neden çıkardın karşıma karanlık dünyama bir yenisi daha eklendi. Benim beklediğim söküp almasıydı eklenmesi değildi. "
Düşünmemek için gözlerini sıkıca kapatıp uykuya bıraktı. Hanım ağa çocukları'ndaki değişikliği farkındaydı. Beklemeye alıp neler yapabileceklerini gözden geçirip tedbir alacaktı. Yarın ki planı Yahya'yı Dicle'yi gözcülük yapması için görevlendirecekti. Özgür'ün yüzündeki anlamsız gülümsemenin sebebini öğrenmeyi ertelenmişti. Dila Hanım töre ile boyun eğerek sevmediğini en önemlisi sevdiği adamın abisinin yatağına girmek kolay olmamıştı. Bora'nın öldüğü konakta yaşamak hiç kolay değildi.
Her gün avluya inince gözü ikinci katta Baran'ın düşüşünü görmediği halde görüyor bastırılan acısını hissediyor, ölüp ölüp diriliyordu. Zaman içindeki yara ile yaşamayı alışmasını sağlamıştı. Durani Ağa içinde ne kadar kin, nefret varsa on altı yaşında gelin olan Dila'ya aşılamıştı. Öldükten sonra kendini aratmayacak nesil yetiştirmiş gayet de başarılı olmuştu. Kimsenin gözünün yaşına bakmaz, insanları ezdikçe ezer, okul çağı çocukları okula gitmemeleri için ailelere baskı yapıp köy işlerinde çalıştırırdı.
Köye gelen öğretmenlerin gözünü korkutup üzerlerinde güç gösterisinde bulundurur geldikleri yere geri gönderirdi. Aşk duygusundan nefret eden, aşıkları görünce ayırır farklı evlilikler yaptırırdı. Kendi evliliğindeki çocuklarına tecavüz edilmiş sonrasında dünyaya getirilmiş olarak bakar ölesiye nefret ederdi. Özgür yetişkin olunca babasını görevini dev almış Midyat'a bir nefeslik de olsa huzur gelmiş, sevenler için de umut ışığı olmuştu. Halk ikiye bölünmüş töre ve özgür için savaşanlar vardı. Aşiret bu yüzden Özgür Ağa'ya kafa tutmaya başlamıştı. Dila Hanım arkasına aşireti almış, bu neden ana oğulu karşı karşıya getiriyor sürtüşmelere neden oluyordu.
Dicle'yi baş göz etmenin zamanın geldiğini düşünüyor oğlunun adaletine kafa tutabilecek için kızını elli yaşında evli dört hanımı olan Barzani aşiretinin lideri olan Azat Ağa ile evlendirmeye karar vermişti. Kısa sürede niyetini dile getirip kızını kadına susamış caniye verecekti. Çiçek gibi açan güzeller güzeli Dicle'yi suyun ateşi söndürdüğü gibi söndürecek. Oysaki ateşi hazırlamak için malzeme gerekliydi. Söndürmek için sadece tek başına su yeterliydi.
Gece bitmiş sabah olmuştu. Özgür yöresel kıyafetlerin yerine spor giymeyi tercih etmişti. Siyah keten pantolonun üzerine beyaz gömlek giymişti. Kaslı ve bakımlı vücudu göze hitap ediyordu. Saçlarını soldan sağa yan taranmış, Hal'a gitmek için hazırdı. Sibirya soğukları esen odasından çıkmış konağın dördünçü kattının merdivenlerinden aşağı inerken hanımağa ile karşılaşmıştı. Kara iri gözleri büyümüş mizacıda deli kadar sertti.
"Özgür Ağa olacaksın neyi yetmeler gibi giyinmekte nedir. Aşiret ağasısın halka örnek alacakken alaycı hale düşüyorsun."
"Halimde ne varmış Hanım Ağa?
" Kıyafetlerin normalde böyle giyinmesini. "
" Evet ama bugün canım böyle giyinmek istedi. Sen yıllarda Hanım Ağa gibi giyiniyorsun, heybetinden halkı korkutuyorsun. Senden kaçan bana sığınıyor. Sorun giyinmekte değil senin bitmek bilmeyen nefretinde! Yıllardır herkesin ağzı mühürlenmiş gibi konuşulmuyor. Ne oldu bu konakta...
Bizi, herkesi hatta kendinle olan savaşının, nefretinin asıl sebebi ne? Bizide kendinle birlikte diri diri mezara koyup üzerimizi açık bıraktın neden?
Hanım Ağa her zaman olduğu gibi susmuştu. Artık Özgür'ün dizginlerini de eline alma zamanı geldiğini anlamıştı.🍁Açan güzellik önce kalpte başlar sonra da görselliğe yansır.🍂
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mardinli Gelin
Teen FictionBilemezdi gelecekte aşık olacağı adam, geçmişinde nefret duygusuyla yaşadığı insan olacağını...