Önceki bölümü atlamayın lütfen...
Asil
O kadar rahatsız bir gece geçirmiştim ki, ne doğru dürüst uyuyabilmiştim ne de midem rahat bırakmıştı. Tek kelimeyle berbat bir geceydi. Sabaha moralim bozuk bir şekilde uyandım. Kaşlarım çatık bir şekilde, odamdaki banyoya girdim. Biraz duş iyi gelirdi.Kısa bir duş alıp kendime geldim ve dolabıma yöneldim. Ani aldığım bir kararla yürüyüşe çıkacaktım. Eşofman takımı çıkardım ve onları giyindim. Saçlarımı nemli bıraktım ve odamdan çıktım.
Fazla hızlı olmamaya çalışarak, merdivenlerden indim ve salona bir bakış attım. Kimse yoktu henüz. Sadece hizmetliler masayı hazırlıyordu. Kimseye bir şey demeden kapıya yöneldim ki, duyduğum sesle dikildim kapının önünde.
"Asil! Sessiz sedasız nereye böyle? Hem de sabah sabah?" dedi babam. Yutkunup, babama doğru döndüm.
"Yürüyüşe çıkacağım." dedim. Başıyla onaylayıp, salona ilerlerken cevap verdi.
"Çıkarsın. Önce bir şeyler ye." deyince, daha fazla uğraşmak istemediğimden, salona geçip masadaki yerimi aldım. Birkaç dakika sonra annem de geldi.
"Günaydın oğlum." dedi annem. 'Günaydın.' diye mırıldandım ve kahvaltılık koydum tabağıma biraz.
"Gülce ile Birce nerede?" diye sordu babam. Bana yöneltilen bir soru olmadığını bildiğim için cevap verme gereği duymadım.
"Uyuyorlar." dedi annem. Babam, sıkıntılı bir nefes verdi.
"Üç tane çocuğumuz var. Birinin bile umurunda değil şirketler! Ben bu dünyadan göçüp gittiğimde, gözüm arkada kalmadan gidebilecek miyim acaba?" dedi babam. O kadar halsiz hissediyordum ki, cevap bile veremeyecektim. Çünkü cevap verirsem, kavga çıkacaktı ve sabah sabah kavga çekemezdim.
Birkaç dakika sonra Birce ablam geldi ve her zamanki yerine, yani yanıma oturdu.
"Günaydın herkese." dedi neşeli çıkan sesiyle. Birce ablam hep neşeli olurdu zaten.
"Uyanmak bilmiyorsunuz bakıyorum da?" dedi babam. Sanki bizim keyifli olmamızdan rahatsız oluyordu.
"Gece biraz geç yattım." diye kısaca bir cevap verdi Birce. Babam cevap vermek için ağzını açmıştı ki, Gülce de geldi. Gülce ablam, başarısız bir evlilik yapmıştı ve boşandıktan sonra yanımıza gelmişti.
"Günaydın." dedi ve karşıma oturdu. Maaile masada oturuyorduk şimdi. Gerginlik had safhadaydı ve ben ağlayacak gibiydim. Zaten şu hamilelik olayından sonra en ufacık şeye ağlayasım geliyordu. Ağlayan bebeklere dönmüştüm iyice. Acayip bir şekilde duygusal olmuştum.
Kahvaltı, şaşırtıcı bir şekilde sakin geçiyordu. Ben de en sonunda daha fazla yiyemeyeceğimi anlayıp masadan kalktım.
"Müsadenizle çıkıyorum ben." dedim ve kapıya yöneldim. Bu kez çıkacaktım. Hem şu gergin ortamdan kurtulacaktım hem de hava alacaktım.
Önce evden, sonra bahçeden hızlıca çıktım. Sahile doğru yürüyecektim. Deniz havası iyi geliyordu bana. Sıkılmadan, saatlerce denizi izlerdim. Dalga sesleri, denizin kokusu terapi gibi gelirdi. Kulaklığımı takıp, sahile doğru yürüdüm.
Kısa bir yürüyüşten sonra, sahile geldim. Önce yürüyüş yapacaktım. Daha sonra da oturup denizi izleyecektim. Hem de ne yapacağımı da düşünürdüm bu sürede.
Yaklaşık bir saat yürüyüş yaptım ve geri dönmeden önce bir banka oturdum. Denizi izlemeye başladım. Aklımda da bebek vardı yine. Ne yapacaktım iki gündür düşünüp duruyordum. Ama bulamıyordum bir türlü.
Oturduğum banktan kalktım ve eve doğru yürümeye başladım. Bu işi bir şekilde halletmem gerekiyordu. Düşünceli bir şekilde yürüye yürüye eve geldim. Gülce bahçede oturuyordu. Tabletten bir şeyler yapıyordu. Yine alışveriş yapıyordu sanırım. Bahçe kapısından eve girdim ve odama yöneldim. Duş alıp yatmak istiyordum.
Odama girince, annemi yatağımın ayak ucunda otururken gördüm. Elinde de bir kağıt vardı ve donmuş gibiydi. Bir dakika! Bu kağıt... Bu kağıt benim test sonucumdu! Şimdi bitmiştim işte...
Arkadaşlar, Asil'in aşırı duygusallığı tamamen hamilelikten kaynaklı bir şey. Hamilelikte hormonlardan kaynaklı olarak duygular hassaslaşıyor ve asla kontrol edilemiyor. Abartılı gibi geliyor olabilir ama değil...
Yorumlarınızı bekliyorum 🌸
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DAVETSİZ MİSAFİR (MPREG BXB)
RomanceAsil, büyümeye başlayan karnını okşuyordu ayna karşısında. Yüzünde tatlı bir tebessüm vardı. 'Umarım bana benzersin. Dokuz ay karnımda taşıyorum sonuçta. Eğer bana benzemezsen, külahları değişiriz ufaklık.' ... 'Seni her şeyinle kabul ediyorum.' ded...