42.Bölüm

4.2K 404 56
                                    

Önceki bölümü atlamayın lütfen...

Asil
Kaç saattir uyuduğumu bilmiyordum ama gözlerimi açtığımda, akşam olduğunu gördüm. Gözlerim cama kaydığında, dışarısı karanlıktı. Karşımdaki saate baktım. Akşamın sekizi olmuştu saat. Sağ yanıma doğru baktığımda, Derman koltukta uyuyordu. Soldaki koltukta babam uyuyordu. Bebeğim de hemen yanımda, yatağında uyuyordu. O kadar güzel bir bebekti ki, ne zaman ona baksam, içim huzurla doluyordu.

Bir süre bebeğimi izledikten sonra, lavaboya gitmem gerektiğini farkettim ama o kadar çok canım yanıyordu ki, nasıl tek başıma kalkıp gideceğimi bilmiyordum?

Ayaklarımı yataktan sarkıttım ve kalkmak istedim ama yaram çok acıyordu. Tekrar kalkmayı deneyecekken, arkamdan gelen sesle, oraya doğru baktım.

"Asil?" diyen ses, Derman'a aitti. "Ne oldu yavrum?" deyip, koltuktan kalkıp yanıma geldi. Elini sırtıma koyup, başımda dikildi. Eğilmiş yüzüme bakıyordu. Başımı kaldırdım ve yüzüne baktım bende.

"Lavaboya gideceğim ama yaram çok acıyor." dedim. İstemeden dudaklarımı büzmüştüm. Derman gülümsedi ve elimi tuttu.

"Niye beni uyandırmadın? Ben burada boşuna mı kalıyorum?" dedi ve ayağa kalkarken cevap verdim.

"Uykunu bölmek istemedim. Kalkarım diye düşündüm. Yatarken o kadar da acımıyor yaram ama kalkmaya çalışınca acıyor." dedim ve doğruldum. Anestezinin etkisi geçmişti çoktan. Bu yüzden çok ağrım vardı.

"Lavaboya gidelim de, doktoru çağırırım. Etkili bir ağrı kesici verirler." dedi Derman. Ben de başımla onayladım ve odadaki lavabonun kapısına geldik. Ben içeri girdim. Derman kapıda bekliyordu. İşimi halledip çıktıktan sonra, Derman yatağıma götürdü ve odadaki düğmeye basarak hemşire çağırdı. Hemşireye ağrım olduğunu söyleyince, bir ağrı kesici serum taktı. Umarım işe yarardı.

Uykum açıldığı için yatmadım bu kez. Yatağı biraz kaldırdım düğmesine basarak ve oturur pozisyona geçtim. Fındık beyi kucağıma almak istiyordum.

"Derman. Fındık beyi verir misin?" diye sordum. Derman, gülümseyerek ayaklandı ve henüz uyanmış olan bebeğimizi kucağıma bıraktı.

"Adı Fındık kaldı. Gerçek ismi ne olacak? Bir isim düşündün mü?" diye sordu. Gerçekten de öyleydi. Fındık diyorduk ama gerçek bir isime ihtiyacımız vardı.

"Benim aklımda bir isim var." deyip Derman'a baktım. "Senin aklında var mı bir isim?" diye sordum. Derman gülümsedi ve başıyla onayladı.

"Ekin ismini seviyorum ben. Bir çocuğum olursa, adını Ekin koymak istiyordum." dedi. Ekin... Çok güzel bir isimdi. Benim aklımdaki isimle birleşince, daha güzel bir isim olacaktı. "Senin aklındaki isim ne?" diye sordu Derman. Başımı Ekin'den kaldırıp Derman'a baktım.

"Dora." dediğimde, Derman'ın yüzündeki gülümseme büyüdü.

"Dora Ekin. Harika oldu." dedi ve ayağa kalkıp, Dora'nın yanağını okşadı hafifçe. "Aramıza hoşgeldin Dora." diye fısıldadı. Ben de kucağımdaki güzelliğe bakarak fısıldadım.

"Aramıza hoşgeldin Ekin."

Bir süredir yorumlarınıza doğru dürüst dönüş yapamıyorum ama elimde olmayan nedenlerden dolayı böyle. Lütfen kusura bakmayın.

Yorumlarınızı bekliyorum 🌸

DAVETSİZ MİSAFİR (MPREG BXB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin