Önceki bölümü atlamayın lütfen...
"Gerçekten de dediğiniz kadar varmış." dedi Aktan gülümseyerek. Kahvesini yudumlamaya devam etti. Refik'de aynı şekilde gülümseyerek karşılık verdi.
"Evet. Ben de hep buraya gelirim kahve içmek için. Hem boğaz manzaralı hem kahvesi güzel." dedi o da kahvesinden yudumlarken. Aktan, gözlerini ışıklarla donanmış köprüde gezdirdi. İstanbul, akşam ayrı gündüz ayrı güzeldi.
"Bu arada, kahve içerken bana eşlik ettiğiniz için teşekkür ederim. Hep tek başıma içiyordum. Sizinle içince, daha bir güzel oldu tadı." dedi Refik, ciddi bir şekilde. Aktan, güçlükle yutkundu ve kahvenin yanında gelen sudan içti bir yudum. Gülümsemeye çalışarak cevap verdi.
"Söz vermiştim öyle değil mi?" dedi. Refik, gülümseyerek, başıyla onayladı. "Hem bana da iyi geldi. İşlerden fırsat bulup kendime vakit ayıramıyordum bir türlü." dedi. Refik, aklına gelen şeyi Aktan'a söylemek istiyordu ama tepkisinden çekiniyordu. Sonunda tanışalı ne kadar olmuştu ki?
"Bu arada, yeni hayatınız nasıl ailenizin yeni üyesiyle?" diye sordu Aktan, yüzündeki gülümsemeyle. Refik, torununun bahsi açılınca, gözlerinin içi gülerek konuşmaya başladı.
"Asil'den sonra hiç bebek girmemişti eve. Meğer, o kadar hasretmişiz ki böyle bir şeye, Dora Ekin gelince anladık." dedi. Aktan'da gülümseyerek dinliyordu karşısındaki adamı.
"Bazen geceleri uyanıyor ama Asil ya da Derman hemen müdahale ediyor. Henüz kendi odasına geçmedi. Asil'in odasında uyuyor. Beni görünce gülücük atıyor. Bence sizi de çok sever. Eve gelip görmelisiniz." dedi Refik. Aktan, başıyla onayladı.
"Mutlaka geleceğim. Hem bir de sizin evinizde kahve içmiş oluruz." dedi. Refik, kahvesinden bir yudum daha aldı ve gülümseyerek fincanı havaya kaldırdı hafifçe.
"O zaman, kahve eşliğimize içiyorum." dedi. Aktan, kıkırdayarak güldü, fincanını alıp, Refik'in fincanina vurdu hafifçe.
"Ben de." dedi ve gözlerini birbirlerinden ayırmadan kahvelerin yudumladılar. Aktan, Refik'in yanında ne kadar heyecanlandığını ve içindeki çocuğun ortaya çıktığını farketti. Aralarında oluşan sessiz anları dahi seviyordu.
Refik'de aynı Aktan gibi hissediyordu. İçinde cıvıl cıvıl koşuşturan küçük çocuk, Aktan'ın yanında ortaya çıkıyordu. Kalbi, her zaman olduğundan daha hızlı atıyordu. Aktan'la, daha çok zaman geçirmek istediğini farketti.
Sessizlik içinde kahvelerini yudumlarlarken, aklındaki soru, dudaklarının arasından firar etti.
"Hafta sonunu birlikte geçirmek ister misin?"
Refik Amca koşuyor 🤭
Yorumlarınızı bekliyorum 🌸
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DAVETSİZ MİSAFİR (MPREG BXB)
RomanceAsil, büyümeye başlayan karnını okşuyordu ayna karşısında. Yüzünde tatlı bir tebessüm vardı. 'Umarım bana benzersin. Dokuz ay karnımda taşıyorum sonuçta. Eğer bana benzemezsen, külahları değişiriz ufaklık.' ... 'Seni her şeyinle kabul ediyorum.' ded...