Önceki bölümü atlamayın lütfen...
Asil
Eve girer girmez, salondaki koltuğa bıraktım kendimi. Çok yorgun hissediyordum. Pek bir şey yapmamıştım ama yorulmuştum. Benden sonra, Derman'da girdi salona."Ben bir şeyler hazırlayayım. Yemek yemeniz gerekiyor." dediğinde, yorgun bir şekilde konuştum.
"Dinlenin biraz. Yorucu bir gündü." dedim ve ona baktım. Dikiliyordu ve yorgun gibi değildi. "En azından benim için öyleydi." dedim. Yüzünde gülümseme belirdi ve cevap verdi.
"Bu çok normal. İki can taşıyorsunuz. Yorgun olmanız çok normal." dedi. Çok anlayışlı biriydi Derman ve çok da nazikti.
"Sanırım biraz uzansam iyi olacak." dedim ve koltuğa uzandım. Ben uzandıktan sonra, ayak ucumda duran battaniyeyi örttü üstüme.
"Siz dinlenin. Ben de bir şeyler hazırlamış olurum o sırada." dedi ve mutfağa gitti. Bugüne kadar annem bile böyle şefkatli bakmamıştı bana. Gözlerinde çok saf bir şekilde şefkat vardı sanki.
Battaniyeye sarındım ve gözlerimi kapattım. Bu hamilelik, çok yorucu bir şeydi cidden...
***
Telefonumun sesini duyuyordum derinlerden. Rüyamda çalıyor gibiydi ama yine de gözlerimi açabildim. Sehpanın üstündeydi telefonum ve evet, rüya değilmiş. Cidden çalıyormuş.
Yattığım yerden doğruldum ve telefonuma uzandım. Ekranda, 'Babam' yazısını görünce, gözlerim büyüyerek baktım telefona. Adama haber vermeden gelmiştim. Muhtemelen merak etmiş olacaktı. Annemin aksine...
"Açmayacak mısınız?" diyen sesle, kendime geldim ve sesin geldiği yöne baktım. Derman, salonun girişinde duruyordu. Telefon susmuş, tekrar çalmaya başlamıştı bu sırada da.
"Şey, açacağım tabiki de." dedim ve yeşil sembolü kaydırdım. "Efendim?" dedim, sesimi normal tutmaya çalışarak.
"Hele şükür oğlum. Hiç açmayacaksın sandım. Neredeydin?" diye sordu babam. Mutfağa doğru baktığımda, Derman ocağın başına geçmiş, yemekle ilgileniyordu.
"Uyuyordum baba. Anca duyabildim." dedim ve geri yaslandım koltukta.
"Tamam tamam. Annene yalnız kalmak istediğini söyleyip gitmişsin. Nasılsın?" diye sordu. Annem bu yalanı bulmuştu demek.
"İyiyim. Yalnız kalmak iyi hissettiriyor. Sana haber veremediğim için kusura bakma baba." dedim. Nedensizce gözlerim dolmuştu hemen.
"Bunun hesabını gelince soracağım zaten." dedi, muzip bir sesle. Bir dakika! Gelince mi?!
"Gelince mi?" diye sordum. Sesim yüksek çıkmış olacak ki, Derman salona gelmişti.
"Evet. Yoldayım ben. Yarım saate orada olurum." deyince, kalbim hızla atmaya başladı. Telaşla, Derman'a baktım.
"Bu-buraya mı geliyorsun?" diye sordum babama. Daha karnım bile büyümeye başlamamıştı ama korkmuştum.
"Tabii kerata. Hadi kapatıyorum ben. Gelince görüşürüz." dedi. Ben de 'Görüşürüz.' diye mırıldandım ve kapattım telefonu. Derman, hızlıca yanıma geldi.
"Bir sorun mu var Asil bey?" diye sordu. Başımla onayladım yavaşça.
"Babam... Babam geliyormuş." dedim. Başıyla onayladı ve doğruldu.
"Tamam. Sorun yok. Zaten henüz hiçbir belirti yok değil mi? Sakin kalmaya çalışın. Normal, her zaman nasıl davranıyorsanız öyle davranın. Tamam mı?" diye sordu. Başımla onayladım ben de.
"T-tamam. Ben bir elimi yüzümü yıkayayım. Üstümü de değiştireyim." diyerek kalktım. Derman, tam mutfağa yöneldiği sırada, bileğinden tuttum. Anında bana dönerken, yüzüme bir tebessüm yerleştirdim.
"Bana her zaman destek olduğunuz için çok teşekkür ederim." dedim, dudaklarımı yanağına bastırdım ve hızlıca çekildim. Bunu neden yapmıştım bilmiyordum? Gerçekten istemsizce yapmıştım.
Derman, yüzünde şaşkınlık ifadesiyle bana bakarken, yutkundum ve merdivenlere yönelip, odama çıktım. Daha doğrusu, kaçtım.
Odama girip, kapıyı kapattım ve sırtımı kapıya yasladım. Delirmiş olmalıydım. Adamı yanağından öptüm. Elimi kalbime koydum. Çok hızlı atıyordu.
Asil kendine gel Asil 🤭
Asil ve Derman'ı nasıl buldunuz?
Yorumlarınızı bekliyorum 🌸
***
Asil
Derman
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DAVETSİZ MİSAFİR (MPREG BXB)
Storie d'amoreAsil, büyümeye başlayan karnını okşuyordu ayna karşısında. Yüzünde tatlı bir tebessüm vardı. 'Umarım bana benzersin. Dokuz ay karnımda taşıyorum sonuçta. Eğer bana benzemezsen, külahları değişiriz ufaklık.' ... 'Seni her şeyinle kabul ediyorum.' ded...