Önceki bölümü atlamayın lütfen...
Asil
Gecenin bir yarısında uyandım yine. Zaten 7 aydır bölükbörçük uyumaya alışmış gibiydim sanki. Gece uyuyamamak bedenimi ne kadar yorsa da, yapabileceğim bir şey yoktu.Yataktan kalktım ve birkaç dakika yatağın kenarına oturdum. Aslında uyanmamın başka bir nedeni daha vardı. Canım karpuz istiyordu. Rüyamda karpuz yediğimi görmüştüm ve hemen canım istemişti.
Yataktan kalkmadan önce, Derman'a baktım. Hâlâ uyuyordu. Uzanıp yanağına bir öpücük bıraktım ve yavaşça kalktım yataktan. Tam ben odadan çıkacakken kolumda hissettiğim elle, irkildim ve arkama baktım. Derman kalkmış, kolumdan tutmuştu. Kalktığını farkedememiştim.
"Niye kalktın yavrum? Yine mi miden uyutmadı?" diye sordu, yanağıma dokunarak. İstemsizce dudaklarımı büzdüm ve başımla onayladım.
"Biraz süt içecektim. Belki mideme iyi gelir. Sen yat ben alırım." dedim ama beni dinlemeyip elimden tuttu ve odadan çıktı. Elimden çekiştirdiği için, ben de çıktım peşinden. Yavaş ve dikkatli bir şekilde inmeye başladık merdivenleri.
"Bu merdivenleri in çık yapmak çok yoruyor seni. Aşağıdaki odaya yerleşelim doğuma kadar. Hem banyoya hem de mutfağa yakın." dedi. Gülümsedim bizi bu kadar düşünmesine.
"Tamam olur. Yapalım bugün." dedim. Son basamağı da indikten sonra, mutfağa doğru geçerken cevap verdi.
"Sen hiçbir şeye elini sürmeyeceksin. Ben hallederim. Zaten çabuk yoruluyorsun. Bebek de iyice büyüdü." dedi. Yüzümdeki gülümseme hâlâ silinmemişti. Kolumu masaya koydum, çenemi de avucuma dayayıp Derman'ı izliyordum o sırada.
"Tamam. Senin dediğin gibi olsun." dedim. Bana bakıp gülümsedi ve büyükçe bir bardağa süt koydu. Ama canım süt değil, karpuz istiyordu. Kendisi de karşıma oturdu ve sütü içmediğimi görünce, elini yüzüme getirip, yanağımı okşadı hafifçe.
"Niye içmiyorsun gülüm?" diye sordu. Bardağı alıp dudaklarıma yaklaştırdım ama o an kokusu çok ağır geldi ve bardağı hemen bırakıp, olabildiğince hızlı bir şekilde banyoya gittim. Banyoya girdim ve hemen klozete doğru istifra ettim. Niye böyle olmuştu ki? Normalde kusmuyordum. Sanırım ufaklık, karpuz yemekte ısrarcıydı.
Ben yüzümü yıkarken, Derman girdi içeri. Genelde yanımda olmasını istemiyordum ben istifra ederken.
"İyi misin?" diye sordu. Havluyu aldım ve yüzümü kurularken cevap verdim, aynadan ona bakış atarak.
"İyiyim. Sütün kokusu ağır geldi birden." dedim ve havluyu yerine asıp, Derman'a döndüm. Elimi yüzüne çıkardım ve endişeye bürünmüş gözlerine baktım. Dudaklarına durgun bir öpücük bıraktım.
"İyiyim bitanem gerçekten. Midem bulandı sadece. Ama rahatladım. Daha iyi hissediyorum artık." dedim gülümseyerek.
Derman, elimden tuttu ve salona geçtik. Ben yavaşça koltuğa bıraktım kendimi. Canım o kadar çok karpuz istiyordu ki, artık dayanamadım ve Derman'a söylemeye karar verdim. Onu yormak istemiyordum ama canım çok istiyordu.
"Derman karpuz yemeye gidelim." dedim. Derman, benim az önce içemediğim sütü dolaba koyuyordu o sırada. Dolabı kapatıp, yanıma geldi.
"Karpuz mu aşeriyorsun?" dedi. Başımla onayladım.
"Olsa da yesek keşke sulu sulu." dedim. Kışa girmek üzereydik ve karpuzun mevsimi geçmişti. Ama o karpuzu yemem gerekiyordu.
"Tamam sen beni bekle. Ben bir şekilde bulup geleceğim." dedi Derman ve evden çıktı hızla. Ben sadece arkasından bakabilmiştim, karnımı hafifçe okşayarak konuşmaya başladım. Yüzümde hemen gülümseme peydah oluvermişti.
"Bak gördün mü? Derman baban senin için gecenin bu saatinde karpuz bulmaya çıktı." dedim ve koltuğa uzandım. Yaklaşık bir beş on dakika kadar sonra, kapıdan sesler geldi. Hemen kapıya çevirdim bakışlarımı. Derman bu kadar çabuk gelmiş olamazdı. Kesin hırsızdı bu!
Yutkunarak yerimden kalktım ve mutfağa gidip bıçak aldım eline. Kendimi savunmam gerekebilirdi. Umarım böyle bir şeye gerek kalmadan çıkar giderdi buradan.
Salona geri döndüm ve görünmemek için, salondaki büyük kolonun arkasına saklandım. Elimdeki bıçağı sıkıca tutuyordum. Derin derin nefesler alıyordum, olabildiğince sessiz bir şekilde. Kafamı kapıya doğru çevirdim ve kapının yavaş bir şekilde açıldığını görünce, korkuyla kapıdan girecek kişiyi bekliyordum. Umarım Derman bir an önce gelirdi...
Asil'in başı belada...
Yorumlarınızı bekliyorum 🌸
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DAVETSİZ MİSAFİR (MPREG BXB)
RomanceAsil, büyümeye başlayan karnını okşuyordu ayna karşısında. Yüzünde tatlı bir tebessüm vardı. 'Umarım bana benzersin. Dokuz ay karnımda taşıyorum sonuçta. Eğer bana benzemezsen, külahları değişiriz ufaklık.' ... 'Seni her şeyinle kabul ediyorum.' ded...