47.Bölüm

3.8K 361 64
                                    

Önceki bölümü atlamayın lütfen...

Derman ve Asil, Dora'yı alıp hastaneye getirmişlerdi. Topuk kanı alınması gerekiyordu. Derman, arabayı hastanenin bahçesine park etti ve Asil'le birlikte indiler arabadan. Asil, Dora'yı kucağında taşırken, Derman, Asil'in sırt çantasından Dora'nın kimlik kartını çıkarıyordu.

Derman kimliği aldı ve hastaneye girdiler birlikte. Doktor Aktan'ın çalıştığı hastaneye gelmişlerdi. Hastaneye girdiklerinde, Aktan'la karşılaştılar. Aktan, bebeği doğduktan sonra görmüştü. Şimdiyse ikinci kez görüyordu.

"Hoş geldiniz." dedi gülümseyerek. Asil ve Derman'da gülümseyerek cevap verdiler. Aktan, bebeğe baktı yüzündeki gülümsemeyle.

"Maşallah çok tatlı bir bebek. Aynı size benziyor Derman Bey." deyince, Derman ve Asil birbirlerine baktılar anlık olarak. Derman'ın ne kadar hoşuna gitse de, gerçeği Aktan bilmiyordu. Bilmesine de gerek yoktu. Dora Ekin'in kimliğinde, Derman'ın adı yazıyordu.

"Teşekkür ederim." diyebildi Derman, gülümsemesi büyürken.

"Topuk kanı için getirdiniz değil mi?" diye sordu Aktan, bakışlarını bebekten ayırıp. Asil, başıyla onayladı.

"Evet. Canı çok acır mı?" diye sordu. Aktan, hafifçe gülümsedi.

"Acıtmamaya çalışacağım." dedi ve kan almak için odaya girdiler. Asil, bebeği sedyeye bıraktı. Aktan, bebeğe gülümseyerek yaklaştı ve sedyeye oturup, Dora'nın kıyafetlerini çıkardı yavaş yavaş. Hemşire, iğneyi hazırladı ve Aktan'a verdi.

Asil, dudaklarını ısırıyordu. Oğlunun canının yanacağını biliyordu. Derman'da, Asil'in gerginliğini farketti ve elini tuttu Asil'in. Asil, Derman'ın elini sıkıyordu ama muhtemelen farkında değildi.

Aktan, iğneyi Dora'nın topuğuna batırdığı anda, Dora ağlamaya başladı. Asil'in hamilelikten kalan duygusallığı tekrardan gün yüzüne çıkmış, gözlerinden yaşların süzülmesine mani olamamıştı.

Derman'da ağlamak üzereydi. Dora Ekin, onun gerçek çocuğu olmasa da, onu gerçekten çok seviyordu ve kendi çocuğu gibi benimsemişti. Aralarında farklı bir bağ olduğuna inanıyordu.

Evlat sahibi olmak böyle bir şeydi. Onun canı yansa, sizin daha çok yanıyor ve bu acıyı kalbinizde hissediyordunuz.

Asil, diğer elini, Dora'nın yanağına götürdü ve hafifçe okşadı.

"Şşt tamam bebeğim. Geçecek şimdi." dedi kırık çıkan sesiyle. Dora, Asil'in dokunuşunu hissederek, sakinleşti yavaş yavaş.

Aktan, kan alma işini bitirince, Dora'nın topuğuna küçük yara bandı yapıştırdı ve kalktı sedyeden. Derman, Asil'e, "Ben hallederim." diye fısıldadı ve elinin üstüne öpücük kondurup, sedyeye oturdu ve Dora'yı giydirmeye başladı. Asil ise, bir yandan Dora'nın yanağını okşuyor, bir yandan da oğlunun güzel, parlayan mavi gözlerine bakıyordu.

Yorumlarınızı bekliyorum 🌸

DAVETSİZ MİSAFİR (MPREG BXB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin