Önceki bölümü atlamayın lütfen...
Beyaz ceketinin düğmelerini iliklerken, heyecandan elleri titriyordu Asil'in. Bugün büyük gündü. Derman'la dünya evine gireceklerdi. Sonunda kalbinin mühürlü olduğu adamla, resmî olarak da evlenecekti.
Ceketinin kenarlarını düzeltirken, Gülce ve Birce girdi odaya. Asil, ablalarını görünce gülümsedi.
"Asil çok yakışıklı olmuşsun." dedi Birce ve Asil'in yanağına bir öpücük bıraktı.
"Birce haklı. Mükemmel görünüyorsun." dedi Gülce ve o da bir öpücük bıraktı yanağına. Asil ablalarına teşekkür ettikten sonra etrafa bakındı.
"Dora nerede?" diye sordu. Dora'yı güzelce giydirip, aşağıda bırakmıştı. Çünkü hazırlanması gerekiyordu.
"Aşağıda. Babamla Aktan abinin yanında." dedi Birce.
"Bence babamla Aktan abi antrenman yapıyorlar Dora'yla." diye ekledi Gülce. Birce ve Asil, anlamamış gözlerle baktılar Gülce'ye. Gülce kıkırdayarak cevap verdi.
"Ya babalık antrenmanı işte. Her an dördüncü bir kardeşimiz olabilir. Hazırlıklı olun." diye ekledi. O sırada Asil'in telefonu çaldı. Şifonyerin üstünde duran telefonun ekranına bakınca, yüzünde kocaman bir gülümseme belirdi.
"Efendim hayatım?" diyerek açtı telefonu. Derman, ailesinin yanına gitmişti sabah erkenden. Onlarla birlikte gelecekti.
"Biz çıktık yavrum. Yoldayız. Yarım saate orada oluruz." dedi Derman. Asil, Derman'ı onaylayınca, telefonu kapattılar.
Nikah, Asil ve Derman'ın yaşadığı evin bahçesinde olacaktı. Çok büyük bir organizasyon olmayacağı için, bu bahçe yeterliydi. Sadece iki aile ve birtakım yakın arkadaşlar olacaktı.
"Derman geliyormuş."dedi Asil, telefonu ceketinin cebine koyarken. "Birazdan burada olurlar." dedi. Kızlar da onu onayladılar ve aşağı indiler üç kardeş.
Aşağı indiklerinde Dora hemen koşarak Asil'e sarıldı. Asil'in kopyası gibiydi. Sarı saçları ve mavi gözleri vardı. Asil gülümseyerek kucağına aldı minik kopyasını. Dora, kollarını babasının boynuna sardı hızlıca. Herkes gülümseyerek izledi bu tatlı manzarayı. Dora, Asil'e çok iyi geliyordu.
...
Derman ve ailesi geldiğinde, bir süre sonra bütün davetliler de geldikten sonra nikah başladı. Nikah memuru, Asil ve Derman'ın nikahını kıyarken, Aktan, Asil'in şahidi olmuştu. Derman'ın şahidi de en yakın arkadaşıydı.
Asil ve Derman'ın nikahı kıyıldıktan sonra, bütün bekarlar ortaya toplandılar. Asil, damat çiçeğini atacaktı. Yüzündeki büyük gülümsemeyle, damat çiçeğini arkasına doğru savurdu ve arkasına baktı. Çiçek, Birce'nin kucağına düştüğünde, gülmeden edemedi. Gülce'nin düğününde de, gelin çiçeği Birce'ye denk gelmişti. Sırada Birce vardı demek ki.
Ortama yayılan slow müzikle, herkes tekrar dağıldı masalarına doğru. Derman, Asil'i dansa kaldırdı ve ilk dans için ortaya geçtiler.
"Artık kocamsın." dedi Asil. Derman, gülümsedi ve başını salladı.
"Evet. Artık resmi olarak evlendik. Artık sen de benim kocamsın." dedi. Asil, başını Derman'ın omuzuna koydu.
"O kadar mutluyum ki Derman. Allah'a şükürler olsun, seni bana nasip etti." dedi. Derman, Asil'in elini tutup, avucunu öptü.
"Bizim kaderlerimiz bağlıydı. Sadece karşılaşmamız gerekiyordu. Allah zaten bizi birbirimize yazmıştı. Sen benim kaderimsin." dedi ve saçlarının arasına öpücük kondurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DAVETSİZ MİSAFİR (MPREG BXB)
RomanceAsil, büyümeye başlayan karnını okşuyordu ayna karşısında. Yüzünde tatlı bir tebessüm vardı. 'Umarım bana benzersin. Dokuz ay karnımda taşıyorum sonuçta. Eğer bana benzemezsen, külahları değişiriz ufaklık.' ... 'Seni her şeyinle kabul ediyorum.' ded...