1 Ay sonra
Derman
Bugün, çok heyecanlı bir şekilde doktora gitmiştik. Bebeğin cinsiyetini öğrenecektik. Dördüncü aya girmişti ve bu ayda öğrenilebileceğimizi söylemişti doktor. Ama biz, öğrenememiştik... Çünkü bebek arkasını dönmüştü bize. Biz de rutin kontrolleri yaptırdıktan sonra çıktık hastaneden."Şuna bak ya! Dönmüş poposunu bize, yatıyor sıpa!" dedi Asil, tatlı sert bir şekilde. Dediği şey komiğime gidince güldüm.
"Merak edin biraz daha diyor." dedim bende. Asil, arabaya doğru ilerlerken cevap verdi.
"Zaten çatlıyorum meraktan." dedi ve arabaya bindik. Kemerlerimizi takarken, Asil konuştu yine. "Bak acıktım işte yine." dedi, istemsizce dudakları büzülerek. Gülümsedim ve arabayı çalıştırdım. Ana yola çıkarken, Asil'e baktım anlık olarak.
"Nereye gidelim? Ne yemek istersin?" diye sordum. Asil, düşündü birkaç saniye ve cevap verdi.
"Kokoreç istiyorum. Hiç yemedim bugüne kadar. Ama şu an kokoreç istiyor canım." dedi. Kaşlarımı kaldırıp, tekrar Asil'e baktım anlık olarak. O da bana bakıyordu.
"Tamam. Üsküdarda bir mekan var. Orası güzel kokoreç yapıyor. Oraya gidelim." dedim ve Üsküdar'a doğru sürdüm arabayı.
Son bir ay içinde, Asil'le daha da yakınlaşmıştık. Yanımda daha rahattı artık. Ben de öyleydim. Elimi tutmaktan çekinmiyordu. Tabi, hamilelik ilerledikçe, daha çabuk yoruluyordu. Benden destek alıyordu yoruldukça.
Bu süre zarfında, yürüyüşlere de başlamıştık. Doktor yürüyüş önermişti Asil'e. Asil, benim de ona eşlik etmemi istemişti. Biz de her sabah, kahvaltı öncesi yürüyüşe çıkıyorduk ormanda.
"Sence cinsiyeti ne olacak?" diyen sesle, düşüncelerimi kenara bıraktım. Asil, cidden bu konuyu çok merak ediyordu.
"Bilmem. Bence erkek olacak." dedim ve Asil'e baktım anlık olarak. O da bana bakıyordu.
"Neden erkek?" diye sordu. Gülümsedim ve cevap verdim.
"Çünkü hep tatlı şeyler yiyorsun. Hiç ekşi bir şey yemedin bugüne kadar. Canın ya tatlı çekiyor ya da sen kendin gidip tatlı şeyler yiyorsun." dedim. Kaşları çatıldı hafifçe.
"Ee yani? Tatlı yememle, erkek çocuk arasındaki alaka nedir?" diye sordu. Yüzümdeki gülümseme hâlâ yerini koruyordu.
"Yani, bir laf var. 'Ye tatlıyı, doğur Hakkı'yı. Ye ekşiyi, doğur Ayşe'yi.' diye. Duymadın mı hiç?" dedim gülerek. O da, dediklerimden sonra bir kahkaha attı.
"Ne?" dedi, gülmeye devam ederken. "Gerçek mi bu?" dedi ama hâlâ gülüyordu. Ben de gülerek cevap verdim.
"Yani gerçek mi bilmiyorum ama tutuyor bazen. Mesela ablam da senin gibi hep tatlı şeyler yiyordu, oğlu oldu." dedim. Asil, gülmesi gülümsemeye dönüşürken cevap verdi.
"Aman sağlıklı olsun da, cinsiyeti önemli değil." dedi ve derin bir nefesten sonra tekrar konuştu. "Ama ben de erkek hissediyorum. Ne bileyim, hep oğlum diyesim geliyor, onunla konuşurken." dedi, eli karnını hafifçe okşarken. Doktor, bebeğin Asil'i duyabileceğini söylemişti ve Asil sık sık bebekle konuşur olmuştu. Ona sürekli, çabuk gelmesiyle ilgili şeyler söylüyordu. Henüz bir ismi yoktu ama Asil ona, 'Fındığım' diyordu.
Bir süre sonra, Üsküdar'daki mekana geldik. Asil'in canı kokoreç istiyordu ve ben de uzun süredir kokoreç yemiyordum. Benim için de iyi olacaktı.
Asil'le denizi gören bir masaya geçtik. Hemen cam kenarına oturduk. Garson gelip menüyü uzattığında, menüye gerek kalmadan, birer porsiyon kokoreç ve ayran söyledik.
"Kokoreç ekmek arası olmuyor muydu?" diye sordu Asil. Masanın üstünde duran broşür gözüme çarptı. Kayık güveçte porsiyon kokoreç resmi vardı.
"Böyle gelecek." dedim resmi göstererek. "Ekmek arası da oluyor. Ama öyle istiyorsan, öyle yiyelim." dedim. Basını olumsuz bir şekilde salladı.
"Yok yok. Sonuçta kokoreç işte. Öyle de yerim." dedi ve beklemeye başladık. Birkaç dakika sonra, garson masaya birkaç meze getirdi ve daha sonra da kokoreçlerle ayranı getirdi. Asil, daha fazla beklemeden bir çatal alıp tadına baktı.
"Mmm güzelmiş." dedi ve yemeye başladı. Ben de gülümsedim Asil'e bakarken. Sevimliliği beni benden alıyordu.
"Güzeldir ya. Zaten bir kere ye, hep yemek isteyeceksin." dedim, ben de yemeğe başlamadan önce.
"Valla isterim ki. Çok güzelmiş çünkü." dedi ve yemeye devam ettik.
Yedikten sonra, Asil peçeteyle dudaklarını sildi ve tekrar konuşmaya başladı.
"Baya güzelmiş ya. Adını duyuyordum da, yemek hiç nasip olmamıştı. Hayvanın neresinden yapılıyor bu? Sen biliyor musun?" diye sordu. Sanırım bilmese daha iyi olacaktı şu an için. Ne diyeceğimi bilemediğim için, önce yutkundum ve ardından cevap verdim.
"Bilmem. Tatlı yemek ister misin?" diye geçiştirdim. Başıyla onayladı.
"Olur yiyelim. Ama bugün başka bir şey yiyelim." dedi ve menüyü alıp tatlılara göz atmaya başladı.
Asil ne yerse, bana da ondan söylüyordu. Onunla birlikte kilo alacaktım. Kendini böyle iyi hissediyorsa, sorun değildi tabii benim için. Sadece onun mutlu olmasını, yüzünün güldüğünü görmek istiyordum. Tek amacım buydu.
Eğlenerek yazdığım bir bölüm oldu 🤗
Yorumlarınızı bekliyorum 🦋
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DAVETSİZ MİSAFİR (MPREG BXB)
RomantikAsil, büyümeye başlayan karnını okşuyordu ayna karşısında. Yüzünde tatlı bir tebessüm vardı. 'Umarım bana benzersin. Dokuz ay karnımda taşıyorum sonuçta. Eğer bana benzemezsen, külahları değişiriz ufaklık.' ... 'Seni her şeyinle kabul ediyorum.' ded...