Önceki bölümü atlamayın lütfen...
Derman
Direkt Rasim amcanın hale gittim. Saat daha gece yarısına geliyordu. Açık olması gerekiyordu. Rasim amca olmasa bile çalışanlar olurdu bu saatlerde. Oradan kesinlikle karpuz bulurdum. Ablam aşerdiğinde de oradan almıştım. Arabayla halin önünde durdum ve gerçekten de karpuz vardı. Bir karpuz aldım ve arabaya atlayıp eve doğru sürmeye başladım.Kendimi, Asil'le evli gibi hissediyordum böyle durumlarda. Yüzümde istemsizce bir gülümseme belirdi yine, Asil'i her düşündüğümde olduğu gibi. Olabildiğince hızlı bir şekilde sürmeye başladım arabayı. Bu karpuzu bir an önce yemesi gerekiyordu.
O kadar hızlı gelmiştim ki, yirmi dakika sürmüştü karpuzu alıp eve gelmem. Eve geldiğimde, kapı hafif aralıktı. İçeride hiç ses yoktu. Salonda bazı ayak izleri vardı. Salona bir bakış attığımda, gördüğüm manzara karşısında, beynimden vurulmuş gibi oldum.
Flashback
Kapıdan giren kişiye, gözlerini kısarak baktı Asil. Ama evde loş ışık vardı. Bir şey göremiyordu ki doğru dürüst. Cesaretini topladı ve yanında duran düğmeye basarak, salonun lambasını yaktı. Elindeki bıçağı hazır halde tutarak kolonun arkasından çıktı.Gördüğü kişiyle şoka girmişti adeta. Elindeki bıçak yere düştü. İstemsizce geriledi birkaç adım. Karşısındaki kişi İsmet'ti! Buraya nasıl girebilirdi? Nasıl cesaret edebilirdi buna?
Asil, kaşlarını çattı ve karşısındaki adama baktı öfkeyle.
"Senin ne işin var burada adı herif?! Defol buradan!" dedi bağırarak. İsmet, şaşkın bir şekilde, Asil'in bedenini süzüyordu. Hamile olduğunu anlamıştı.
"Hamile misin?" diye sordu. Asil'in eli, bilinçsiz bir şekilde karnına gitti. Yutkunup cevap verdi.
"Seni ilgilendirmez bu. Çık git bu evden." dedi. Artık bağırmıyordu ama çok öfkeliydi.
"Asil bu bebek benden mi? Benim çocuğumu mu taşıyorsun? Bana neden söylemedin?" dedi. Asil, kaşlarını çattı ve karşısındaki adama baktı.
"Hayır! Bu bebek senden değil. Her seyi kendine bağlama. Siktir git sevgilinin yanına!" dedi. İsmet, rahatlamış bir nefes aldı.
"Gerçekten benden değil bu bebek değil mi? Oh korktum bir an. Henüz hazır değilim böyle kötü bir sürprize." dedi. Asil, midesinin bulandığını hissediyordu. Dediklerinden sonra daha fazla nefret etmeye başladı karşısındaki adamdan.
"İğrenç birisin. Midemi bulandırıyorsun. Defol evimden defol!" dedi ama İsmet bir adım attı Asil'e. Sırıtarak konuşmaya başladı.
"Niye gidiyorum? Bebek engel mi bazı şeylere? Beni özlemedin mi?" dedi Asil'e yaklaşarak. Asil'in kalbi, korkudan deli gibi atmaya başladı. İçinden dualar etmeye başladı Derman'ın bir an önce gelmesi için.
"Uzak dur benden! Sevgilim var benim. Senden iğreniyorum." dedi, geriye doğru adımlar atarak. Korktuğunu belli etmemeye çalışıyordu. İsmet, biraz daha üstüne gitti.
"Sen beni unutamazsın Asil. Geçirdiğimiz güzel geceleri düşünsene. Nasıl unutabilirsin ki?" dedi fısıldar gibi. Asil, hâlâ geri giderken cevap verdi.
"Hepsi aptallıktı. Hepsi bir hataydı. Asla güzel hatırlamayacağım seni İsmet." dedi ve sırtı duvara dayandı. İsmet, bunu görünce, yüzündeki gülümseme daha da büyüdü.
"Artık kaçacak yerin kalmadı." dedi ve Asil'in üstüne saldırdı. Asil, üstüne abanan bedeni geri itmeye çalıştı bağırarak.
"Bırak beni allahin belası çekil üstümden." dedi ve dizini bacak arasına geçirdi sert bir şekilde. İsmet, inleyerek geri çekildi. Asil, karnında derin bir sancı hissetmeye başladı ve gözleri de kararmaya başlayınca, yere düştü bedeni...
20 dakika sonra
Asil'i yerde yatarken görünce, aklım başımdan gitti sandım. Kalbim korkuyla atarken, yanına koştum ve uyandırmaya çalıştım ama uyanmıyordu. Kucağıma almayı düşünsem de vazgeçtim. Karnı büyümüştü iyice, düşürebilirdim.Görüş açım bulanıklaşırken, telefonumu çıkardım ve ambulansı aradım. Göz yaşları içinde adresi verdim. Telefondaki kadın hemen bir ambulans geleceğini ve soğukkanlı olmam gerektiğiyle ilgili bir sürü şey söyledi. Asil böyle kendini bilmez bir şekilde yatarken, soğukkanlı olamazdım.
On dakika geçmeden ambulans geldi ve dikkatli bir şekilde Asil'i sedyeye koydular. Ben de ambulansa geçtim ve ilk müdahaleye başlandı. 7 aylık hamile olduğunu söyledim ve ona göre müdahale etmeye başladılar.
Bana bir ömür gibi süren yol bitmiş, ambulans durmuştu. Hastaneye gelmiştik sonunda. Asil'i hemen ameliyathaneye aldılar acil olarak. Beni içeri almadılar tabii. Ameliyathanenin önünde yere çöküp ağlamaya başladım. Sinirlerim bozulmuştu.
Bir süre sonra, aklıma Refik Bey'i aramak geldi. Biraz kendime gelince ayaklandım ve telefonumu çıkardım. Fazla korkutmadan, hastanede olduğumuzu anlattım ama o telaslanmıştı doğal olarak.
Bir süre sonra, hastane koridorunda bazı sesler duydum ve başımı sağa doğru çevirip baktım. Refik Bey ve Doktor Aktan geliyordu. Sanırım Refik Bey doktoru aramıştı, Asil'in doktoru o olduğu için.
"Asil bey nerede?" diye sordu Doktor Aktan. Refik beyin de gözlerinde korku vardı. Oğlunu kaybetme korkusu.
"Ameliyata aldılar." dedim kırık çıkan sesimle. Başıyla onayladı beni.
"Ben durumu öğreneceğim. Korkmayın. Sakin olun sadece." dedi ve geldiği yöne geri döndü. Kenarda duran sandalyeye oturdum bitkin bir şekilde. Refik bey de yanıma oturdu.
"Ne oldu Asil'e? Sancısı mı başladı?" diye sorunca, başımı salladım olumsuz bir şekilde ve gece boyunca olanları anlattım. Refik bey, ayağa kalktı ve telefonunu çıkardı cebinden.
"Ben şimdi emniyet müdürünü arayacağım. Eve bir ekip yönlendirsinler. Kapıdaki güvenlik kameraları, şu bahsettiğin ayak izleri, hepsi incelensin bakalım ne çıkacak. Asil de uyanınca, ondan tamamen öğreniriz." dedi ve koridorda ilerlemeye başladı.
Tek başıma kalınca, gözlerimi kapattım ve kapatır kapatmaz yaşlar süzülmeye başladı gözlerimden. Başımı duvara dayadım sıkıntıyla.
"Asil dayan ne olur? Benim için, bebeğimiz için, bizim için dayan..."
Yorumlarınızı bekliyorum 🌸
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DAVETSİZ MİSAFİR (MPREG BXB)
RomanceAsil, büyümeye başlayan karnını okşuyordu ayna karşısında. Yüzünde tatlı bir tebessüm vardı. 'Umarım bana benzersin. Dokuz ay karnımda taşıyorum sonuçta. Eğer bana benzemezsen, külahları değişiriz ufaklık.' ... 'Seni her şeyinle kabul ediyorum.' ded...