Önceki bölümü atlamayın lütfen...
Derman
Dora'nın ağlama sesiyle gözlerimi açtım. Dün gece battaniyeyle salladıktan sonra, deliksiz bir şekilde uyumuştu. Sanırım, Asil'e acımış ve bir gece de olsa izin vermişti uyumasına.Asil'in yanağına tüy gibi hafif bir öpücük kondurup, yataktan kalktım ve Dora'nın yanına gittim. Yavaşça kucağıma aldım ve hafifçe sallamaya başladım. Başını omuzuma koydum, bir yandan da sırtını okşuyordum hafifçe. Odadaki saate baktığımda, saatin henüz yedi olduğunu gördüm ve Ekin'in acıkmış olabileceğini düşündüğüm için, mutfağa doğru yöneldim, kucağımda Ekin'le.
Daha bir kat inmistim ki, salonda kahve içen Refik Beyle karşılaştım. Kucağımda Ekin'i görünce gülümseyerek yanıma geldi ve Ekin'e doğru uzandı. Ben de Ekin'i ona bıraktım ve mutfağa, süt ısıtmak için gittiğimi söyleyip, mutfağa gittim hızlıca.
Evde adım başı insan olduğu için, Ekin hiç boş kalmıyordu.
Mutfağa girip, dolaptan süt çıkardım, cezveye biraz koydum ve cezveyi de ocağa bıraktım. Süt ısınırken, raftan cam biberonu aldım ve kocaman esnedim. Gerçekten uykusuzluk çok zordu.
Süt birkaç dakika içinde biraz ısınınca, biberona koydum. Biraz da su kattıktan sonra, mutfaktan çıktım elimde biberonla.
İki üst kata çıktığımda, Refik bey Ekin'i kucağında tutmuş bir şeyler anlatıyordu.
Bir şey demeden biberonla yanına ulaştım. Elimdeki biberonu görünce elini uzatınca, biberonu ona verdim.
"Küçük beyle ben ilgilenirim Derman. Yorgun görünüyorsun. Sen git yat. Biz biraz dede torun takılalım." dedi ve sütü içirmeye başladı Ekin'e. Teşekkür edip, odaya çıktım. Asil hâlâ uyuyordu güzel güzel.
Yatağa ilerledim ve yanına yattım usulca. Dudağına ufak bir öpücük kondurup, başımı yastığa koydum. Dudağından öpünce, yüzünde bir gülümseme belirdi gözleri kapalıyken.
"Dora uyuyor mu?" diye mırıldandı ve bana sokuldu iyice. Ben de sardım kollarımın arasında.
"Uyandı. Şu an dedesinin yanında." diye mırıldandım, gözlerim kapanırken. Boynumda hissettiğim sıcak nefeslerle, kendimi uykuya teslim etmem uzun sürmedi...
...
"Kalk bakalım Derman baba." diyen sesle, ufaktan kendime geliyordum. Gözlerimi hafifçe araladığımda, Asil, kucağında Dora'yla başımda dikiliyor ve bana bakıyordu gülümseyerek. Ben de gülümsedim karşımdaki tatlı manzaraya.
"Günaydın babacık. Bak, Dora'da günaydın diyor." diyerek gülümsedi Asil ve dudaklarıma uzandı. Ben de doğrulup, dudaklarını kabul ettim Asil'in. Günaydın öpücüğümü de almış oldum.
"Günaydın oğlum." dedim ve Dora Ekin'in pamuk gibi yanaklarına tüy gibi hafif bir öpücük kondurdum.
"Hadi bitanem duşunu al da kahvaltı edelim. Sonra da, oğlumuzu alıp gezmeye gidelim. Gidelim mi boncuğum?" dedi Dora'ya tatlı tatlı. "Gidelim mi sevgilim?" dedi daha sonra bana bakarak. Gülümsedim ve elimi yanağına çıkardım. Pamuk tenini okşadım narin bir şekilde.
"Sen iste, cehenneme bile gelirim seninle. Yanımda sen olduktan sonra, her yer kabulüm." dedim. Asil, dolan gözleriyle bana baktı bir süre. Dora'yı hemen yanındaki beşiğe bırakıp, kollarını bedenime sardı.
"Sen o kadar güzelsin ki Derman... Kelimeler kifayetsiz kalıyor senin yanında." dedi. Saçlarının mis kokusunu içime çekip cevap verdim.
"Senle güzelleşiyorum ben. Senin aşkın, sevgin ve ilgin beni böyle yapıyor. Biz birbirimizi tamamlıyoruz." dedim ve yüzüne bakıp, sarı saçlarına götürdüm elimi. Şimdi söyleyeceğim şeyden sonra, yüzündeki ifadeyi görmek istiyordum.
"Seninle evlenmek istiyorum Asil. Benimle evlenir misin?" dedim.
Gözlerindeki şaşkınlık ve pırıltılar, bana cevabı vermiş gibiydi. Kollarını boynuma doladı ve burnunu çektiğini duydum.
"Evet sevgilim." dedi titrek sesiyle. Sanırım ağlıyordu. "Seninle evlenirim." demesiyle, dünyanın dünyanın mutlu insanı bendim şüphesiz.
Final yaklaşıyor gibi. Yoksa bunun akıbeti de Canım Öğretmenim gibi olacak böyle giderse 🤭
Yorumlarınızı bekliyorum 🌸
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DAVETSİZ MİSAFİR (MPREG BXB)
RomanceAsil, büyümeye başlayan karnını okşuyordu ayna karşısında. Yüzünde tatlı bir tebessüm vardı. 'Umarım bana benzersin. Dokuz ay karnımda taşıyorum sonuçta. Eğer bana benzemezsen, külahları değişiriz ufaklık.' ... 'Seni her şeyinle kabul ediyorum.' ded...