17.Bölüm

6.2K 533 117
                                    

Önceki bölümü atlamayın lütfen...

Asil'in hamileliği beşinci ayına girmişti. Asil de iyiden iyiye kilo almaya başlamıştı. Artık eskisi kadar sorun etmiyor gibiydi. Sorun etse de bir şey değişmiyordu çünkü. Hamileliğin getirisiydi kilolar.

Sabaha karşı uyanmıştı yine. Gece de rahat uyuyamamıştı bir türlü. Geçen gece, Derman'ın odasında uyumuştu. Gece uyuyamamıştı ve Derman'ın odasında uyuya kalmıştı, sohbet ederlerken. Ama birkaç gündür yine uykusuz günlerine dönmüştü. Beş aydır bölük börçük uyuyordu ve bu durum artık canını sıkmaya başlamıştı. Esneyerek yataktan doğruldu. Gözünde hâlâ uyku vardı. Yatağının dibinde duran ayıcıklı panduflarını giydi ve odadan dışarı çıktı.

Merdivene doğru ilerlerken, arkasından duyduğu sesle, merdivenin başında durup, arkasına döndü.

"Asil? Gece gece hayırdır inşallah?" dedi Derman. Asil, Derman'a baktığında, üstünde bir şey olmadığını gördü. Altında sadece siyah eşofman vardı. Derman'ı bu şekilde görünce, uykusunun açıldığını hissetti ve gözlerini kaçırarak cevap verdi.

"Sorun yok. Uykum kaçtı da." dedi ve cevap beklemeden aşağı inmek için merdivenlere yöneldi. Derman, birkaç hızlı adımda Asil'e ulaştı ve elini bileğine sardı.

"Benim odamda yatabilirsin. Geçen gece rahat uyumuştun. Yanında biri olunca daha rahat uyuyorsun galiba." dedi. Asil, aslında Derman'ın odasında uyumayı çok istiyordu ama onu rahatsız etmek istemiyordu.

"Seni rahatsız etmek istemem. Ben odana gelince, sen koltuk tepesinde uyumak zorunda kalıyorsun sonra." dedi. Derman, Asil'den asla rahatsız olmuyordu. Asil uyurken, o da Asil'i izliyordu. Bu durumdan memnun bile sayılırdı. Elini, Asil'in bileğinden çekti ve elini tuttu bu kez.

"Hadi gel. Rahatsız değilim ben senden." dedi. Asil, Derman'ı durdurdu. Önce bir söz alması gerekiyordu. Derman durdurulunca, Asil'e baktı.

"Önce söz ver bana. Koltukta yatmayacaksın." dedi. Derman, hiç düşünmeden başıyla onayladı.

"Tamam söz." dedi ve odaya doğru yürüdü. Asil'in elinden tuttuğu için, Asil'de onu takip etti. Derman, az önce neye söz verdiğini yeni idrak ediyordu. Koltukta yatmazsa nerede yatacaktı?

Asil, rahat görünmeye çalışarak yatağa oturdu. İki gençte sanki yeni evli çift gibi, ne yapacağını bilemiyordu.

"Şey..." dedi Derman ve Asil'in yanına oturdu. "Yat hadi sen." diye ekledi. Asil, Derman'a çevirdi bakışlarını.

"Sen yatmayacak mısın?" diye sordu. Sesi, istemsizce kısık çıkmıştı. Heyecandan olsa gerek, kalbi çok hızlı atıyordu.

"Yatarım ben de. Ama önce sen yat." dedi ve kalktı yataktan. Asil, Derman'ın bedenine bakmadan ayaklandı ve yine Derman'ın bedenine bakmamaya çalışarak yatağa girdi. Derman, odanın ışığını söndürüp, kenarda duran gece lambasını yaktı. Bu loş ışıkta, yüzünün kızarıklığı da belli olmuyordu.

Derman, mümkün olabildiğince oyalanmaya çalışıyordu. Asil'le aynı yatakta yatacaktı ve kalbi yerinden çıkacak gibi atıyordu. Asil'in, onun yatağında yatıyor olması bile onun için çok büyük bir olaydı. Bunun hep imkansız olduğuna inandırmıştı kendini. Ama değildi. Asil odasında, yatağında yatıyordu. Rüya gibiydi ama gerçekti.

Yorganı Asil'in üstüne örttü ve yatağın diğer tarafına geçip uzandı. Asil'e sırt dönmek istemediği için, yüzünü Asil'e doğru döndü. Asil'de direkt ona bakıyordu.

"Uykun yok mu?" diye sordu Asil'e. Asil, başını olumsuz bir şekilde salladı ve ardından cevap verdi, kısık çıkan sesiyle.

"Yok. Yani aslında var ama uyuyamıyorum." dedi. Derman, başıyla onayladı ve birkaç saniye sonra, aklına gelen şeyle, dudaklarını araladı.

"Sana masal anlatmamı ister misin? Belki uykun gelir. Yeğenim uyuyamadığı zaman, ona hep masal anlatırım." dedi. Asil'in yüzünde gülümseme oldu anında.

"O çocuk ama. Ben 24 yaşındayım." dedi, gülümseyerek. Derman'da gülümsedi ve Asil'e cevap verdi.

"Olsun. Masallar herkese iyi gelir. Sen masal sevmiyor musun yoksa?" dedi. Asil, yüzündeki gülümsemeyi silmeden cevap verdi.

"Severim. Gülce ablam da çok masal anlatırdı bana küçükken. Bana sarılırdı uyuyamadığım zaman. Sonra da masal anlatırdı." dedi. Derman, Asil'in bakışlarındaki hüznü gördü ve içinde burukluk hissetti. Bu yüzden, yanlış anlaşılmak bile umurunda olmadan, yine aklına gelen şeyi söyledi.

"Şey..." demesiyle, Asil'in bakışları, Derman'ı buldu. Derman, Asil'in kendine baktığını görünce, devam etti konuşmaya. "İstersen bana sarılabilirsin. Masalı da o şekilde anlatırım ve bu sayede daha kolay uyuyabilirsin. Ne dersin?" dedi. Bu cümleyi kurmak, onun için kolay değildi. Asil'in ona sarılma düşüncesi, kalbini deli gibi hızlandırıyordu.

Asil, Derman'ın sözlerinden sonra, gülümsedi ve usulca yaklaştı Derman'a. Derman'da hafif bir şekilde Asil'e doğru yaklaştı ve Asil, Derman'ın göğsüne sığındı. Derman, Asil'in sıcak nefesini teninde hissediyor ve ateşlerde yanıyor gibi geliyordu ona. Güçlükle yutkundu ve kendini sakinleştirmeye çalıştı.

Bir süre sonra, Asil'in yumuşak sesiyle kendini toparladı.

"Masal anlatmayacak mısın?" diye sordu Asil. Derman, derin bir nefes aldı sessizce ve Asil'e cevap verdi.

"A-anlatacağım tabiki de." dedi ve kekelediği için kendine sövmeyi ihmal etmedi. Daha sonra da, masala başladı.

"Bir varmış, bir yokmuş..."

Daha uzatacaktım ama burada kestim çünkü daha fazla bekletmek istemedim.

Yorumlarınızı bekliyorum 🦋

DAVETSİZ MİSAFİR (MPREG BXB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin