Seungmin, bir eli kahvesini tutuyor diğer eli bilgisayarın faresini oynatırken yanına doğru gelen arkadaşları ile başını kaldırdı. Dün Chanlarla olan minik nişanı şu anda magazinin ve Chan'ın yapımcı olmasından dolayı K-pop haberlerindeydi.
"Eşya mı bakıyorsun hala?" dedi Hyunjin arkasından ekrana eğilerek.
Kafasını salladı. "Cumartesi günü nikah var, evin cumaya kadar hazır olması lazım. Ne bok yiyeceğim bilmiyorum bu arada, Chan evi temizlemeleri için temizlik şirketinden birkaç kişiyi ayarlamış ama hangi ara eşyalar gelecek hangi ara yerleştirilecek hiç bilmiyorum."
"Hallederiz aşkısı," deyip kendine bir sandalye çekti Jisung. Onunla beraber Changbin ve Felix de otururken Jisung'u onaylamışlar en son Hyunjin hepsine birer kahve almak için kafeterya kısmına doğru ilerlemişti.
"Salonu hallettim," dedi Seungmin. "Mutfağı da annemler liste yaptı, ona göre alacağım, of of! Nasıl yetişecek bunlar?"
Cidden de zamanları kısıtlıydı.
Felix "Dur ya," deyip arkadaşlarına bakmış "Herkes tabletini bilgisayarını çıkarsın yanında ne varsa," demişti. "Hepimiz bir yeri halledelim. Ben mutfağı alırım, Changbin yatak odalarını halletsin, Jisung sen de oyun odasını, banyoyu hallet. Hyunjin de genel olarak aksesuar seçsin. Sana gösteririz."
"Bu çok güzel olur."
Seungmin minnettar bir şekilde arkadaşlarına bakarken Felix'e mutfak listesini verip salonu hangi renklerde düzenlediğini arkadaşlarına göstermiş ve ona göre uyumlu şeyler seçmelerini istemişti.
Beşi beraber tüm evin eşyalarını halletmeye çalışırken Chan da Kore'de yeni yeni yasallaşan eşcinsel evlilik için uğraşıyordu. Neyseki nikah günü alabilmişti, arada Seungmin'e destek atarken bir yandan hazırlaması gereken şarkıları hazırlıyor bir yandan da babasının şirketi ile ilgileniyordu.
Yorgunca kendini eve atarken geceye doğru Seungmin'den gelen görüntülü arama ile kenardaki tişörtünü üzerine geçirdi ve yatağına uzanırken aramayı yanıtladı.
Seungmin, telefonu bilgisayara yaslamış ve yorulmuş bir şekilde ekrana bakıyordu. "Evi hallettim," dedi konuşmaya girerken. "Yaklaşık sekiz saattir arkadaşlarımla beraber bilgisayara bakıyoruz ama hallettik. Gri tonlarında düzenledim evi, uygun mu?"
Onun bunları yapması Chan için cidden büyük bir şeydi, hoşuna gitmeyeceğini düşünmüyordu bu yüzden hiçbir şekilde Seungmin'in evi düzenlemesini sorgulamamıştı.
"Uygun tabii ki," derken esnemiş ve elini ağzına kapatmıştı ama uykusu olan Seungmin onu görünce kendini tutamadan esnedi. "Eşyalar iki üç güne gelecek bir de cuma günü gelenler olacak. Biz her gün derslerden sonra eve geçip halletmeye çalışacağız. İstersen sen de gelir bakarsın."
"Aslında Jeongin ve Minho da gelebilir," dedi Chan. "Jeongin bunu diyordu zaten, ona ev adresini veririm hem siz de tek çalışmazsınız. Minho da destek atar. Sorun olur mu?"
Seungmin kafasını salladı. "Aksine ne kadar çok kişi o kadar çabuk bitmesi demek. İkisi gelirse minnettar olurum. Sen gelmeyi düşünüyor musun?"
Chan reddetmedi. "Evet, yarın evin elektrik ve suyunu halledeceğim. Diğer gün de eşyalar gelir, size destek atarım boş olduğum her an. Ayrıca," deyip karşısındaki çocuğa baktı. "Teşekkürler Seungmin."
Seungmin omuz silkti, ikisi de mecbur kaldıkları için böyle apar topar evleniyorlardı sonuçta. İtirazları bir etki yaratmamıştı ailelerinde. "Sorun değil," diyerek dürüst oldu. "Şu sıralar boş olduğum için ilgileniyorum zaten yoksa hayatta elleyemezdim hiçbir şeyi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
cheer up, seungchan ✓
Fanfictionöyle kolay aşık olmam ama senin ayrı bi' havan var. | mpreg!