2.7

7.5K 803 908
                                    

Hamileliğin ikinci ayı başlar başlamaz Seungmin sabahları gözlerini bulantı hissi ile açarken yine aynı günlerden birinde midesindeki rahatsız edici hisle yataktan kalkmış, koşarak banyoya girmişti. Chan da direkt arkasından atılırken arkasına çöktü ve tişörtünü tutarak kirlenmesini engelledi.

Seungmin zorlukla onun bileğini tutup kusmanın verdiği kasılma nedeniyle Chan'ın bileğini var gücü ile sıkıp içindekileri boşaltmıştı. Sonunda rahatlayarak geri çekildiğinde Chan da onun tişörtünü bırakıp sifona bastı ve ellerini yanaklarına attı.

"Nasıl hissediyorsun, iyi misin?"

Başını salladı Seungmin. "Daha iyiyim."

"Gel, ağzını çalkalayalım."

Seungmin'e belinden destek olarak lavabonun önüne getirmiş, kendi elini yıkayıp avucuna doldurduğu suyla da eşinin yüzüne değdirmişti. Seungmin eğilip ağzındaki o iğrenç tadı atmak için suyla çalkalamış ardından da aynı Chan'ın ona yaptığı gibi yüzüne su vurup içeri geçmişti.

Yatağın üstüne otururlarken elini karnına attı. "Bebeğim beni çok zorluyorsun."

Chan Seungmin'in karşısında diz çöküp ellerini onun karnına yerleştirdi. "Bebeğim, babanın bulantılarını ne zaman geçirmeyi düşünüyorsun?" Sonra da Seungmin'in karnına kulağını yaklaştırıp dinliyormuş gibi yapmış, başını sallayıp geri çekilmiş ve bu sefer eşine bakmıştı. "Az kalmış, dayansın azıcık daha diyor."

"Ya Chan..." Seungmin kendini tutamadan onun yaptığı bu hareket karşısında gülerken elini yanağına atıp okşamıştı. "Çok tatlısın. Kahvaltı edelim sonra seni öpeceğim, unutturma."

Chan asker gibi elini alnına koydu. "Sen nasıl istersen."

Seungmin daha iyi hissedince beraber aşağı inmişler, Chan'ın hazırladığı kahvaltıyı yemişlerdi. Düzenli olarak doktor kontrolüne gidiyorlar, Chan zamanının çoğunu evde geçiriyor ya da çocuklar Seungmin'in yanında oluyordu. Yalnız kalacağı bir an bırakmıyorlardı.

Kahvaltıdan sonra havaların yeni yeni ısınmasının şerefine yürüyüşe çıkarlarken Minho'ya uğrayıp Jeongin de gelince akşama kadar orada takılmışlar sonra da eve geçmişlerdi.

Yan yana uyurlarken "Seungmin," dedi Chan aniden. Seungmin gözlerini açıp gülerek ona baktı. "Hım."

Gelecek soruyu biliyordu ama her defasında bilmiyormuş gibi yapmak hoşuna gidiyordu.

Chan kaşlarını kaldırdı. "Başımı karnına koyabilir miyim?"

Kıkırdadı. "Koy bakalım."

Anında yüzünde oluşan gülümseme ile Chan kafasını Seungmin'in karnına koyup konuşmaya başlarken Seungmin ellerini onun saçlarına atmıştı. "Merhaba bebeğim," dedi. "Sence kime çekeceksin, bana mı yoksa Seungmin'e mi?"

Devam etti. "İçimden bir his Seungmin gibi gözlük takacağını söylüyor ama bilmiyorum, acaba cinsiyetin ne, gerçi her ne olursa olsun sen bizim biricik bebeğimizsin. Sana bir sürü bir sürü oyunlar öğreteceğim sonra biz haylazlık yaparken Seungmin gelip bize kızacak biz de onu öpüp gönlünü almaya çalışacağız. Nasıl fikir, bence gayet başarılı, değil mi?"

Seungmin kahkaha attı. "Beni bir öpücükle yumuşatacağını mı düşünüyorsun gerçekten?"

Chan kafasını kaldırıp ona baktı. "Şey, evet?"

"Doğru düşünüyorsun." dedi Seungmin, dudaklarını büzdü. "Hadi öp beni."

Bu hareketi Chan'ı güldürürken reddetmeyip eşini öpmüş sonra da Seungmin onun saçlarını okşayarak uyuyakalırken kendisi de ondan bir süre sonra uyumuştu. Hamileliği olabilecek en iyi şekilde geçirmeye çalışıyorlardı, Seungmin'i stres yapmamak için tüm hepsi cidden çabalıyordu.

cheer up, seungchan ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin