Seungmin yatağın üstünde otururken Chan da üstünü değiştiriyordu. "Bir hafta asla dayanamam ben," dedi Seungmin başını sallayıp. "Gerim gerim geriliyorum ya, sanki didik didik bir şeyler, bir kusur arıyor bizde."
Chan üstüne sweatini geçirirken Seungmin gözlerini onun yapılı gövdesinden alıp yüzüne sabitlemiş, odağını oraya vermişti. "Gerilirsen hata yaparız," deyip kendi şekilli duran saçlarını dağıttı. "O yüzden sadece bırak."
"Of, of." Merakla elini karnına attı. "Kilo almak kötü mü durmuş?"
"Hayır," dedi Chan reddederek. "Bence ideal kilona ulaştın bile çok güzel duruyorsun, kim aklını karıştırdı?" Duraksadı anladığı şeyle. "Anneni takma."
"Çok mümkünmüş gibi..."
İkisi beraber aşağı inmişler, Seungmin her gün Chan ile mutfakta yerlerken bugün bahçeye masayı kurmuştu. Seungmin annesi ile beraber ilerlerken kadın ona baktı. "Seungmin, bu şort fazla kısa değil mi?"
"Ne," dedi omuz silkerek. "Chan benim eşim, ondan mı çekineceğim anne, ayrıca unuttuysan hatırlatayım, burası benim evim, sizin değil."
O kısa şortlar giymeyi severdi ama evinde bile rahat olmadığı için ne zaman giyse eleştiri alırdı, evlendiğinden beri burada ona kimse karışmadığı için rahat rahat giyiyordu ve bacaklarını Chan'a sunmaktan da çekinmiyordu.
Ki annesi olmasa bile Chan'ın hep yaptığı gibi şu an evde üstsüz dolaşacağına emindi. Kendi kendine bu düşünceye gülüp elindeki tabağı masaya bırakmış, sandalye çekip yerine oturmuştu.
Chan ona baktı. "Günün nasıl geçti?"
Annesinin aksine onu soran biri, Seungmin ima ile annesine bakıp sırıtmış, geri Chan'a dönmüştü. "Güzeldi aslında," dedi son kısmı dahil etmeyip. "Geç uyandım bugün, araba ile gitmek güzeldi. Sınav da çok iyi geçti, senin nasıldı?"
Chan kıkırdadı. "Fazlasıyla iyi." Karşılarında oturan kadına döndü. "Siz nasılsınız, partiyi saymazsak uzun zamandır görüşemedik."
"İyiyim, teşekkür ederim," diyen kadın başını sallamasına sebep olurken o devam etmişti. "Evliliğe bu kadar çok çabuk alışacağınızı bilmiyordum."
Chan gülüp omuz silkti. "Bizde öyle, başta tereddüt etmiştik ama şu anda kesinlikle çok güzeliz, bunu biliyorum."
"Seungmin sen?"
Seungmin düşünerek elini çenesine yaslayıp Chan'a baktı, "Chan bana güzel geliyor," demişti dürüst bir itirafla. Onu izlerken uzanıp elini tuttu. "Evliliğimiz de öyle, bilmiyorum, birbirimizi dengeliyoruz, eğlenecek şeyler bulabiliyoruz veya birimiz kötü olduğunda diğeri hep yanında oluyor ve ona iyi geliyor, birbirimize gerekli ilgi ve sevgiyi de veriyoruz." Gülümsedi. "Bizi seviyorum."
Gerçekten de öyleydi, içindeki hisler Chan'a karşı tam olarak neydi bilmiyordu ama sevgi, gerçekten de bir yerde vardı, bu sevgi ne tip bir sevgiydi onu bilmiyordu ama kesinlikle hoşuna gidiyordu. İçinden geldiği gibi konuştuğunda Chan duyduğu şeylerin güzelliği ile gülümsemişti.
Seungmin'e göz kırpıp onun kıkırdamasını sağladığında yemek faslını başarıyla atlatmışlardı, ortak bir kararla evin sinema odasına geçip koltuklara yerleştiklerinde Chan, kadına baktı. "İstediğiniz bir film var mı?"
"İstediğini açabilirsin." Seungmin burada yokken devam etti. "Chan."
Chan kaşlarını kaldırdı. "Efendim?"
"Seungmin'in şu anda vize haftası ve normalde şu an şu saatlerde çalışması gerekirken burada film izliyor, bugün taviz veriyorum ama böyle olmamalı, o buraya kadar çok çalışarak geldi ve o mevkisini kaybetmemeli."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
cheer up, seungchan ✓
Fanfictionöyle kolay aşık olmam ama senin ayrı bi' havan var. | mpreg!