"Seungmin?"
Chan, kaşlarını kaldırmış merakla sorarken buraya neden geldiğini bile unutmuştu onu görünce. Çünkü beklemiyordu, evin boş olduğunu sanıyordu ama Seungmin'in şu anki haline bakılınca net birkaç saattir burada olduğu belliydi.
Seungmin, hissettiği gölge ile beraber kulaklıklarını çıkarıp arkasını döndüğünde şaşkınca ona bakan Chan'ı gördü.
"Selam," dedi konuşmaya giren ilk kişi olurken. O da beklemiyordu fakat eve gelmesi olağan bir şeydi, sonuçta artık ikisinin eviydi burası.
Gözlüklerini düzeltti. "Beklemiyordum seni."
Kenardaki bar taburesini çekip oturması için Chan'a alan yaratmıştı sözleri bitince. Chan bu hareketi anlayıp otururken ada tezgahın üzerindeki sürahiden kendine bir bardak su doldurup "Bende," dedi onaylayarak.
Kendisi de beklemiyordu fakat tek kaçış alanı burasıydı.
Ailesinden uzak, sessiz, kafasını dinleyebileceği tek yer.
Bardağın kenarına parmağı ile daireler çizerken "Bu arada," dedi tekrardan sözü devralarak. "Sanırım evlilik işi iptal olabilir."
Nasıl? Şimdi tüm o çabalar boşuna mıydı?
Seungmin "Nasıl yani?" derken gözlüklerini gözünden çıkarıp tezgaha bırakmış ve ağrıyan gözlerini ovuşturup karşısındaki adama bakmıştı. "Yarın düğün var? Nasıl iptal olacak?"
"Babamla kavga ettim," diye söze girdi Chan. Bunu derken çekinmemişti bu bir haftada Seungmin ile kendisi hakkında birkaç bir şeyi paylaşmıştı. Ona baktı. "Şirkette zorlandığımı, yarın düğün olduğu halde hala dosya okuyup düzenlemem yüzünden. Onları kandırdığımı söyledim, baban da odadaydı. Asıl mesleğimin mimarlık olmadığını öğrendi yani."
Seungmin'in onun hakkında bildiği bir diğer gizli şey ise Chan'ın asıl mesleğiydi. Herkes mimarlık okuyup hobi olarak şarkılarla uğraştığını sanıyordu fakat Chan dört sene boyunca Minho ile beraber ailesini mimarlık okuyorum diye kandırmıştı.
Çünkü babası öğrenirse ona izin vermezdi biliyordu.
Üniversiteden sonra özgür olacağını sanıyordu fakat Kore'ye döner dönmez şirketin başına geçirilmişti, yani, özgür kalamamış, attığı yalan başına patlatmıştı.
Seungmin'in ailesinin de derslere, eğitime takık olduğunu biliyordu. Büyük bir ihtimalle saçma sapan bir meslek okuduğunu düşünüp evliliği iptal etmeleri yakındı diye düşünüyordu.
Evliliği iptal etmek Seungmin için karlı bir durumdu fakat Chan için öyle olduğunu sanmıyordu. O her türlü zarardaydı. "Dur bir saniye," deyip ayağa kalkmış ve salondan telefonunu alıp geri mutfağa gelmişti. "Öğrenelim evlilik iptal mi değil mi."
Chan merakla ona bakarken o annesini arayıp telefonu kulağına götürdü. Saniyeler sonra açılan telefonla beraber "Anne," demişti ağzını aramak için. "Nasılsın?"
"İyiyim bebeğim, sen?"
Ya babası evde değildi ya cidden sorun yoktu. Çünkü annesi mesleklere takılı olan bir manyaktı. Seungmin bile bu yüzden küçüklüğünden beri sıkı bir eğitimle büyümüş, sanat dallarından uzak kalmıştı.
"İyiyim ben de," deyip tabureye oturdu. "Babam evde mi? Yarın düğün var, ortaya kaybolmasın bak."
Karşı taraftaki kadından bir kahkaha yükselirken "Evde," yanıtını alması ile Seungmin elini kaldırıp Chan'a sorun yok adında küçük bir işaret yapmıştı. Ne olursa olsun evlilikten vazgeçmeyecekleri belliydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
cheer up, seungchan ✓
Fanfictionöyle kolay aşık olmam ama senin ayrı bi' havan var. | mpreg!