2. Bölüm: "YEŞİLİN CİNAYETİ."

14.4K 369 29
                                    





YEŞİLİN CİNAYETİ


Hastaneye getirilen kanla kaplı yaralı bedeni sedyenin üstüne bıraktı sinirli adam. Gömleğinde izi kalan kan lekesine bakıp bir kez daha nefret etti. Yıkılmaz isminin geçtiği herkesten nefret ederken Yıkılmaz kanının üstüne sürülmesinden daha çok nefret etti. Sinirle kanlı ellerini Berfin'in uzattığı ıslak mendille sildi. Sıra Berfin'e gelircesine kız kardeşine dönüp sinirini akıttı. "Senin çarşıda bir Yıkılmaz ile ne işin var Berfin!" diye bir çırpıda bağırdı adam hastane olmasını umursamadan. Nefreti her geçen gün daha da artan abisine baktı Berfin. Elinin tersiyle göz yaşlarını silip abisine cevap verdi.
"Di...Dilem benim arkadaşım abi."

Adam daha çok sinirlendi. Sinirle gülüp kardeşinin omzuna elini koyup sıktı. Berfin acıyla yüzünü buruşturunca Mirhan Ağa konuştu. "Bir Yıkılmaz ile asla arkadaş olamazsın Berfin!"

Berfin geçiştirircesine kafasını sallamakla yetindi. Aklı can dostu Dilemdeydi. Beklemek sıkıcı bir hal alırken, Yıkılmaz erkekleri hastaneyi doldurdu.
Çınar ağa bir eliyle kalbini tutarak koşuyordu. Mirhan Ağa'nın önünden geçerken umursamadan ameliyathane kapısının önüne gidip yığıldı. Babalarının yığılmasıyla Berzan ve Murat koşarak yaşlı adamın yanına gidip onu kaldırıp hastaneye sandalyesine oturttular. En son koşarak gelen Efe ve Cihan Mirhan Ağa'nın karşısına dikildiler.
Hepsinin gözü yaşlıydı. Dilem onların göz bebekleriydi. Bunu tüm Mardin bilirdi.

Cihan Ağa konuştu. Sesi nefretten yoksun acı içinde kıvranıyordu kardeşi için. "Ne oldu Mirhan Ağa!" diye fısıldadı.
Cihan'ın böyle acı çekmesi Berfin'in canını çok yakmıştı. "Cahit vurdu kardeşini Cihan Ağa!"

Efe dayanamayarak bağırdı. "Cahit Mardin'den sürülmemiş miydi nasıl yapar bunu ?"

Murat ve Berzan konuşulanları duyunca geldiler. Mirhan Ağa umursamaz sesiyle konuştu. "Beni bağlamaz ağalar. Yaptığınız hataların bedelini hep birileri ödüyor, yaptığınız bu hatayı ise kardeşiniz ödedi!"

Berzan dayanamayarak Mirhan Ağa'ya yumruk atacakken, Mirhan yumruk olan eli havada kapıp büktü. Çenesi kendisinden bağımsız seğiriyordu.
Çınar Ağa oğluna bakıp bağırdı.
"Ne yaptığını sanıyorsun Berzan! Bu öfkeni Cahit piçine sakla!"
Yaşlı adam yıkılmıştı ama sesi gücünden ödün vermiyordu. Mirhan Ağa artan adam kalabalığına içinden küfredip Berfin'e kaş göz yaparak dışarı çıkarttı. Ona göre dışarsı bin kat daha güvenliydi Yıkılmaz erkeklerinden. Berfin'in arasından bakan Cihan zoraki gözlerini Mirhan'a çevirmişken, adam bu bakışı yakalamıştı elbet hesabını sorardı.

Çınar Ağa elindeki bastonu tutarak Mirhan Ağa'nın yanına geldi.  "Sağolasın Mirhan Ağa! " dedi, Mirhan adama baş selamı vererek hastane koridorundan kendini dışarıya attı. Çınar Ağa, Mirha'ın gitmesiyle gürledi. "Benim göz bebeğime bunu yapanı bulup ayaklarımın altına getirmezseniz size hakkımı asla helal etmem!" dedi.

Tüm oğulları sinirlerini bastıramıyordu. Çınar Ağanın yanına gelen Serdar konuştu. "Ağam, Cahit piçi Mardin sınırında Hükümsüz adamları tarafından yakalanmış. Depoya götürmüşler."
Çınar Ağa sinirle kafasını sallayıp oğullarına baktı. "Berzan ve Murat bu işi halledin!" dedi, Berzan ve Murat hastane koridorlarından küfrede küfrede çıkıp gittiler.
Mirhan Ağa onlardan önce haberi almış, depoya doğru arabasını sürüyordu.
Bir eliyle arabasını sürerken diğer eliyle gömleğin düğmelerini açıp çıkartarak koltuğa bıraktı. Normalde kan kokusu onu tiksindirmezdi ama Yıkılmaz kanı onun sinirini bozmaya yeterdi. Arabanın arka koltuğuna sinmiş kan lekelerini görünce direksiyona iki eliyle geçirdi.
"Sikeyim böyle işi!"
Nerden gitmişti ki çarşıya!
Gitmeseydi ne o kızın kanı değecekti tenine ne de Yıkılmazlar ile yüz göz olacaktı. Telefonunu çıkartıp kardeşini aradı.

GÖNÜL ŞİFASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin