30.BÖLÜM: GERİ DÖNÜŞ.

2.3K 110 19
                                    


Selamlar... uzun bir süreden sonra 'Geri Dönüş' 😅 Üzgünüm haklısınız, lakin benim bir insan olduğumu robot olmadığımı unutmayalım lütfen.
Öncelikle söylemem gereken bir şey var artık bölümlerimde kafamda belirlediğim bir oy ve yorum sayısı var. O sayılara ulaşılmadan atmayacağım. Üzgünüm. Ama bende emeklerimin karşılığını almak istiyorum ve bence bu en büyük hakkım.

Bayram hediyeniz. Böyle olsun istedim. Herkese hayırlı iyi bayramlar dilerim.

Oy ve yorumlarınızı esirgemeyin, yukarıda belirttiğim gibi. Bu bekleme sürecinden geri dönüşe kadar olan süreçte panoma güzel mesajlar atarak halimi hatırımı soran güzel insanlar iyi ki varsınız🥰 Sizleri seviyorum, upuzun bu bölüme iyi okumalar dilerim....




















Mirhan ormandan koşar adımlarla beni odaya çıkarttığı gibi soyunmaya ve beni de soymaya başlamış, gölün içinde yarım kalan şeyi tamamlamak için beni kucakladığı gibi yatağa yatırmıştı. Alelacele öpüşleri işi bir anda halletmek ister gibiydi. Çıplak bir şekilde karşısında kalmıştım, tam alt taraflara yönelecekken odada bıraktığı telefonu çalmaya başlamıştı. Telefonunun ısrarlı çalışını boş verip üstüme çullanmıştı ki tekrar telefon çaldı. Bu sefer saçlarını çekiştirerek oflayıp giyinme odasının kısmından gelen telefonunu açmak için gitti. Yatağın üstünde çıplak kalmak sinirimi hoplatınca sabah çıkardığım siyah saten geceliği üstüme öylesine geçirdim ve Mirhan'ın arkasından gittim.

Mirhan: "Kartal önemli bir şey yoksa sikerim belanı!" Bağırışını duyduğumda giyinme odasının kapsına sırtımı dayayarak gerginlik akan yüzünü ve arkasından kasılan sırt kaslarını izlemeye başladım.

"Ne demek bu şimdi ?" ona baktığımı anlayınca cama dönük yüzünü bana doğru döndürdü. Altında sadece boxerı vardı. Beni görünce üstümdeki geceliği çatık kaşlarıyla inceledi. Gözlerime çıkan yeşilleri bana muzipçe sırıtarak göz kırpmıştı. Anında kızardım ve seslice güldüm.

"Sen neredesin şimdi ?" dedi telefonda konuştuğu Kartal'a ama gözleri bendeydi. "Ben Mardin'de değilim. Karan'ı ara!"

"Gidemem hemen buradayım bir kaç gün daha."

"Ya Kartal! Yangından mal mı kaçırıyorsunuz oğlum! Ağabeyine söyle acele işe şeytan karışırmış Mirhan böyle diyor de!" dediklerine dudaklarımı birbirine bastırarak güldüm. Komik adamdı. Nedense arkadaşlarına çok şakalar yaptığını düşündüm.

"Leyla nasıl ?" diye Kartal'a sorduğunda anında çatılan kaşlarımı gördüğünde telefonundan kulağını uzaklaştırıp bana "Sevgilisi." diye fısıldadı, güldüm. Gülerek bana sapıkça öpücük attığında utanmam derinleşti.

"Amma oyaladın birader ya! Git Karan'ı ara işinizi iki dakikada çözer. Git Pars'ı ara işinizi satın alır. Git Ateş'i ara işinizi delik deşik eder..." Tüm arkadaşlarının hepsinin farklı bir meziyeti olmalıydı. Karan Mir Kara aşirette sözü en çok geçen ikinci adamdı birincisi ise babasıydı. Kara aşireti; aşiretin içindeki aileleri yöneten aileydi. Pars Karender sıfırdan zirveye ulaşmış çok zengin bir adamdı. Her şeyi satın alabilecek bir gücü vardı ve çok zekiydi. Devran Ateş Koroğlu eski istihbaratçıydı. Her yerde eli, kolu ve kulağı vardı. Her konuda bilgisi olduğu gibi dövüş ve silah kullanma konusunda üstün bir becerisi de vardı. Kartal'ı pek tanımıyordu. Kartal Alemşah aşiretinin küçük, şımarık ve Fransa'da okuyup orada yaşayan çocuğuydu.

Mirhan Mirza Hükümsüz ise kalbinin yegane sahibiydi. Düşündüklerine kendi kendine tebessüm ederken Mirhan'ın pür kahkahasını dinlemek için ona yöneldi. "Fransa'dan dön de bizim mekana gidelim. Meseleyi de çözeriz birader dert etme. Hadi başka bir şey yoksa kapatıyorum."

GÖNÜL ŞİFASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin