5. Bölüm: "KIYAMET."

12.6K 366 36
                                    







KIYAMET

Gözümü açtığımda yatağın ortasında uyuyordum. Yanımdaki adam daha doğrusu kocam odada bile değildi. Ne zaman uyandığını veya gittiğini duymamıştım. Yatakta yavaşça doğrulup açık saçla yattığım için tüleren saçlarımı düzelttim. Soğuk odada çıplak ayakla zemine bastığım için regl zamanı ağrıdan hastanelik olacağımı hissediyordum. Ürpererek hızla banyoya girdim. Banyoda elimi yüzümü yıkadım, canım duş almak istesede canımı pazarda bulmamıştım.
Bu soğukta duş alırsam çok kötü grip olurdum. Banyodan çıkar çıkmaz odadan çıktım ve odaları gezdim. Kızların odasını bulursam üstüme giyinecek şeyler bulabilirdim. Kaldığımız katta bulamayınca bir alt kata inip kapıyı açtım. Burası ya Afrin'in ya da Rozerin'in odası olmalıydı.
Berfin ihtimali aklıma gelince ürpersemde umursamadım ve dolabı karıştırıp kendime giyecek şeyler buldum. En önemlisi sütyen buldum!
Paketinden yeni çıkarttığım sütyeni hızla giydim. Üstüme uzun kollu Zümrüt yeşili kalın kumaşlı bir elbise bulmuştum, hemen giydim. Üstümdeki geceliği utançla çöpe atma isteğiyle tutuşmuştum.
Acaba yaksa mıydım ?!
Yok ya saçmala Dilem, ne yakması çöpe at geç işte.

Mirhan ağa beni öyle gördü diye yakacak halim yoktu sonuçta. Kendi kendime kızdım adama hala ağa diyordum. Ama ne diyebilirdim ki kocacım diyecek halimde yoktu.
Sırıttım "Ondan olsa olsa barzo olur. Tipi de müsait. Cuk diye oturdu."

Aynada açımı başımı düzeltip aşağıya indim. Bu barzoya kahvaltı falan hazırlayamazdım. Zaten burda hazırlayacak kahvaltılık da yoktu. Kendim aç olmadığı için barzo umurumda bile değildi. Aşağı indiğimde üçlü koltuğa oturmuş önündeki dosyalarla ilgilenen adamı gördüğümde bakışlarımı üstünden çekmedim. O da bana saniyelik bakıp önüne dönmüştü.
Yanına gitmeden kapı yanındaki tekli koltuğa oturdum ve elime telefonumu aldım. Telefonun internetini açmadan önce sessize almıştım şimdi bu barzo gelen mesaj sesine sinir olup mesajlara bakmak isteyebilirdi.

Aslında hiç fena fikir değildi. Aklıma gelen sinsi fikir sırıtıp, sessize almadan interneti açtım. Telefonuma yağan bildirimlere tıklayıp mesajların kimden geldiğine bakmaya başladığımda kayıtlı olmayan birisinin mesaj attığını görmüştüm kaşlarımı hafif çatıp kişinin profiline tıkladığımda içimden "Yok artık! daha neler." dedim. Kendimi tutamayıp mırıldanmıştım. "Nerden buldu numaramı."
Duymadığına o kadar emindim ki.
İsmini bilmediğim birisi mesaj atmıştı ve mesajlarda ürpermeme yetecek şeyler yazıyordu. İki mesajı ve bir tane fotoğraf atmıştı. İlk önce fotoğrafa gözümü kısıp baktığımda Hükümsüz konağını çekip attığını altına da

O kadar geldim güzel yüzünü göremeden gittim.

Artık bir dahaki sefere :)
S.

Bu mesajları Mirhan'a göstermem gerekiyordu galiba, kafamı hızla kaldırıp Mirhan'a baktığımda önündeki dosyalarla uğraştığını ve beni umursamadığını görmüştüm. Şimdi ben bu mesajları gösterirsem bana zarar verir miydi, bilmiyordum ama Eğer göstermezsem ve kendi öğrenirse başım çok pis belaya girerdi.

Titreyen bacaklarıma ayağa kalkıp yanına gidip tepesinde dikildi, telefonu avcumda öyle sıkıyordum ki ekranı her an kırılabilirdi. Kafasını dosyalardan sertçe kaldırıp yüzüme baktı. Kafasını ne var anlamında sallayınca sertçe yutkunup gözlerimi kaçırdım.
"Başımda alacaklı gibi ne dikiliyorsun kadın!"

GÖNÜL ŞİFASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin