Selamlaaaar, yeni bölüm ile karşınızdayımm.
Geçen günlerde mesaj panoma bir mesaj aldım, Mirhan'ın ismiyle alakalı. Anlamını bilmediğim bir ismi karakterime zaten koymam ayrıca bu isim unisex olsa da yoğunluk olarak erkeklere konulan bir isim. Bunu söylemesi güzel demek ki okuduğuyla yetinmiyor araştırıyor. Anlamını bildiğimi söylememe rağmen TDK'dan alıntı yapması, okuduğunda komik gelmesi gerçekten sinirimi bozdu. Hadi bunu yorumlara yazsa tamam fikridir söyler derim geçerim ama mesaj panoma yazdığı için sinir oldum. Sizlerle bunu paylaşmak istedim Mirhan'ın ismi TDK'da kadın, hükümdar anlamına gelse de tek anlamı bu değil. İsim farsça kökenli temiz, aklanmış anlamlarına gelir. Yani gidip erkek karakterlerime Ayşe, Fatma ismini koymamışım unisex çok anlamlı Farsça bir isim koymuşum ayrıca ikinci ismi de Mirza. Ne yapalım şimdi? Sizlerle bunu paylaşmak istedim arkadaşlar.
Çok uzatmadan gelelim ikinci konumuza o da Kartal Alemşah ve Meran Babür'ün kitabı yolda... Hem de nasıl yolda. Dün sabahtan gece 02.00lere kadar uğraştım sadece tek bir gün de değil, sürekli yazmaktayım. O kitaba dair bir iki aklıma takılan var ama siz okurlarımla bunu çözeriz diye düşünüyorum. Şimdi bana yardımcı olmak isteyenlerle şöyle yapacağız. Mesaj panoma ya da bana mesaj olarak sana yardımcı olmak istiyoruz yazacaksınız, ben herkese tek tek dönüp aklıma takılanları size soracağım. Kartal ve Meran'ın kitabının konusu İntikamdan, Gönül Şifasından hakimsiniz zaten. Fakat inanın bana konusu hatırladığınız kadar basit değil, töre kitaplarında sık sık karşılaştığımız konulardan birisi de değil. Çok derin ve anlamlı olacak. Okuduğunuz bölümlere derinlik katması için bazı bölüm başlarında karakterimin ağzından okuyacağınız şiirler, geriye dönüşler... olacak. Ben yayınlamak için çok sabırsızım ama bekliyorum...
Şimdikkk. Size bu bölümde iyi okumalar dilerim, kafanızı şişirdim kusura bakmayınn.. Oy ve yorum atmayı unutmayım...
Main hesabım İnstagram: sudeyurd
Blog-albüm hesabım: nasuende
Sabah Mirhan'ın gıdıklamalarıyla uyandım. Gözlerimi hafif açıkken boynumu öpmeye başlamasıyla gülerek gözlerimi açmıştım. Gözlerimi açar açmaz karşılaştığım ormanlarını gülümseyerek seyrettim. "Günaydın." Dedi gülümseyerek hafifçe gerindim ve bende "Günaydın." Dedim burnumun ucuna dudaklarını değdirip geri çekildiğinde güldüm. "Saat kaç" diye sordum merakla, "09.00" diye yanıtladı.
"Ne zamandır uyanıksın?"
"Yarım saattir."
Şaşırdım, "Niye daha önce beni uyandırmadın." Dedim
"Seni izledim." Dedi, genişçe gülümserken üstümdeki askılı geceliği hissettim. Fark ettiğimi anlayınca, "Gece üşüdün o yüzden giydirdim." Dedi tane tane.
Dudağımı büzdüm "Teşekkür ederim." Dedim
Güldü. "Rica ederim efenim ne demek görevim." Dedi şakayla seslice gülerken bir anda beni gıdıklamaya başlamıştı. Saat henüz erken olduğu için elimi ağzıma götürüp kahkahalarımı bastırmaya çalışsam da nafileydi. "Mirhan... Dur...Lütfen..."
Ayaklarımı kullanarak itemeye çalıştığımda dirseklerimden tutarak benimle yatakta yuvarlandı ve bu sefer ben üstüne düştüm. Alınlarımız çarpışınca dudakları dudağıma yakın bir yere değerek durdu. Dudağının tenime yaydığı sıcaklık içimi gıdıklamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖNÜL ŞİFASI
General FictionMirhan ağa kaşlarını kaldırarak karısının saçını okşayarak kulak arkasına aldı. Karısının öpmekten şişen dudaklarına alayla sırıtıp burnunu çenesinin hizasından boynuna getirdi, karısını soludu uzun uzun. Ve dudaklarını pürüzsüz boyna bastırdığında...