Nereden başlayacağımı bilemediğim satırlara ortasından başladığım için elimde kaldı.
Elimde kaldı çünkü ben anlattım, anlattım, anlattım...
Ama hala ortasındaydım.
Ne başını söyledim ne de sonunu sadece ortasını anlattım.
Bu bölümü hikayesini ortadan başlayarak anlatanlara yazıyorum. Bu bölüm kalp kırıklarına ve pişmanlıklara ilaç olacak.
İyi okumalar.
İnstagram: nasuende
Diğer kitaplarıma bakmayı unutmayın.
İNTİKAM Ağa Serisi 2
KİRPİK DİBİ MEZARLIĞI: Var olmayan destansı özelliklerin merkezi ERNA'da geçen olayları kapsar. Vira Turner BATIK isimli kuruluşun ajanıdır. BATIK, Vira'yı evini içindeki ailesiyle yakmasıyla bulmuş güçlerini kullanmayı öğretmiştir. Vira Turner soyağacında uyumakta olan ATEŞ gücüyle lanetlenmiştir, bu uğurda ruhunu satmıştır. Yılkı. Yılkı KHARON gezegeninden gelmektedir. KHARON gezegeninden ERNA'ya görev için gelmiştir. Yolları Vira ile kesişecek Vira'nın bilmediği sırlar ortaya çıkacaktır.
ÖLDÜRDÜĞÜN MELEK: ERNA'da geçmektedir. Ela Nora ve F. Şah Kunter 1000 yıllık lanetle yolları kesişir. Reenkarnasyon hikayesidir. Ela Nora'nın ruhunda uyuyan yaratık uyanmıştır.
Arkadaşlar buraya kitaplarımı kendi içimde özetlemeye çalıştım. Gönül Şifası bittikten ve İntikam kitabımda belirli bir noktaya geldikten sonra başlayacağım, şans verirseniz sevinirim. Sıradan ve basit kitaplar okumak istemiyorsanız bakın derim...
Gözlerim acıyla kapandı. Zihnim kararmıştı, hiç bir şey duyamıyordum. Bedenim yere boş çuval gibi düştüğünde sırtımın acısını hissettim ama tepki veremedim. Kendimi zorladım, gözlerimi kırpıştırarak açmaya çalıştım ama olmuyordu. Kirpik uçlarıma yük bağlamışlar gibi hissediyordum bu yüzden gözlerimi açamıyordum. Zorlandım ama açmaya gayret göstereceğim bir ses duydum. Gözlerimi kırpıştırarak açtığımda zorlanan beynimin fonksiyonel görevleri bir anda aktif oldu ve hissettiğim her şeyi bir anda yükledi.
Ensemden akan kanı sırtımda hissettim, ellerimi birbirine bağlayan ipin kıymıklarını tenimde hissettim. Bir ses duydum sandım Mirhan'ın sesi sandım ama gözlerimi tamamen açınca olmadığını anladım. Mirhan değildi. Ona ihtiyacım varken neredeydi ?
Sonra aklıma tezgahlanan oyun düştüğünde irkildim, beni affetmeyecekti. Ona güvenmemiş ona inanmamıştım. Beni affetmeyecekti. Başım hissettiğim ağrıdan yana düştü. Gözlerim tekrar kapanmak üzereydi lakin gözlerimi kapatmamı sağlayan ses yakınıma geldiğinde umutla son kez kafamı kaldırdım. Mirhan'ı görmenin umuduyla kafamı kaldırıp sadece iki kez denk geldiğim Doruk'u görmek beni hayal kırıklığına uğrattı. Ağrıdan dudağımı dişledim, ensemden akan kan çok daha aşağılara inince midem metalik kokunun yardımıyla bulandı. Birden fazla terslik hissettim. Narin ve Fırat'ı Doruk'un yanında normal yüz ifadeleriyle görmek beni kısa süreliğine düşündürdü. Yüzlerinde şaşkınlığın emaresini aradım ama yoktu. Birbirlerini tanıyor gibiydiler ama nereden olabileceğini bulamadım.
Doruk anlamsız bakan gözlerimi görür görmez yanında duran Narin'i ittirdi, Fırat'ın yüzüne yumruk attı. Bu suçunu örtbas eden katilin suçu işlediği yere son kez gelmesi gibiydi. Delil bırakmadığına emindi ama eminliğine tekrar emin olmak istiyordu. Her katil suç mahallisine uğrardı. Gözlerim kararmak üzereydi, Doruk'un durgun bakan mavilikleriyle son kez göz göze gelirken önüme doğru atıldı ve bağlı olduğum ipleri çözmeye çalıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖNÜL ŞİFASI
General FictionMirhan ağa kaşlarını kaldırarak karısının saçını okşayarak kulak arkasına aldı. Karısının öpmekten şişen dudaklarına alayla sırıtıp burnunu çenesinin hizasından boynuna getirdi, karısını soludu uzun uzun. Ve dudaklarını pürüzsüz boyna bastırdığında...