Bir derdin var çok belli, Ormanların sakin yüzün katran karası sanki...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
SELAMLAR, Bu bölüm İntikam 5"Ölümler ve Sözler ile bağlantılıdır." Bu bölümde bahsedilen Pars ve Ceylan İNTİKAM isimle kitabımın karakterlerdir. Burada yer alan her karakterin kendine has hikayelerini zamanla yazacağım. Beklemede kalın süpper konulara hazırlanmaktayım. Bölümü gecikmeli atıyorum normalde daha erken gelmeliydi lakin bir iki olay oldu hayatımda, o yüzden şimdi geliyor. Tam olarak düzenleyemedim, daha fazla sizi bekletmek istemediğimden...
İYİ OKUMLAR. İNTİKAM VE DİĞER KİTAPLARIMA BAKMAYI UNUTMAYIN! Töre kitapları dışında aslında tam bir FANTASİTİK VE BİLİM KURGU yazarayım. "KİRPİK DİBİ MEZARLIĞI VE ÖLDÜRDÜĞÜN MELEK" farklı Evren'in, farklı galaksilerin kitapları sıradan kitap okumaktansa aksiyon okumayı sevenler buyursun.
İNTAGRAM: nasuende. Beğenilerinizi ve Yorumlarınızı bana iletin.
~
Şanlıurfa'ya vardık. Hiç konuşmadık sadece suratımda şapşal bir gülümse vardı, ve camdan sadece dışarıyı izliyordum. O anı beynime tamamen kazımıştım ve ne zaman üzülsem bu anı aklıma getirip mutlu olacaktım.
Sevdiğim adamın beni sevdiğini söylemesi... düşünürken bile kalbimin çok hızlı çarpmıştı. Ve bu düşünce bugün bir kaç saat içinde gerçekleşmişti. Araba büyük bir otelin durunca, kafamı zar zor önüme çevirdim. Mirhan arabayı otelin önünde durdurunca bir kaç saniye boyunca boynunu esnetip kütletmişti. Emniyet kemerlerimizi çıkarttık. Arabadan indiğimizde Mirhan yanımıza gelen valeye araba anahtarını verip yanıma geldi, kısa süreliğine göz göze geldikten sonra Mirhan elimi tutarak beni yürütmeye başladı.
Otelin içinden girer girmez kısa süre lüks dekorasyon yüzünden gözlerim kamaşmıştı. Mirhan beni yönlendirerek resepsiyonun önüne geldi. Mirhan resepsiyon görevlisine isimlerimizi söylerken incelemeye devam ediyordum. İnceledikçe açlığımı hissetmiştim. Mirhan'ın da hissettiğini biliyordum, lakin belli etmiyordu. Mirhan oda kartını alır almaz bana döndü, ve iç sesimi dile getirdi. "Yemek yiyelim."
Oldukça iştahlı bir şekilde kafamı salladım. "Olur." Mirhan oda kartını cebine sokuşturup otelin restoranına doğru yürümeye başladık. Restorana girip cam kenarındaki masalardan birine karşılıklı oturunca, ne yiyeceğimize karar verip garsona söyledik. Gelen yemeklerimizi afiyetle yiyip kahvelerimizi içtik. Bunlar olurken saçma sapan konular hakkında muhabbet ediyorduk. İlk önce bir süre düğün hakkında konuşmuş sonra da başka konulara evrilmişti. Sade Türk kahvelerimiz bitince yorgunluktan odaya çıkmaya karar verdik.
Arabada hiç bir iş yapmama rağmen gerçekten çok yorulmuştum. Asansöre binip odamızın katını tuşladık, sonra asansör durunca inip odamıza girdik. Odaya girince valizimiz kapının girişinde duruyordu. Mirhan esneyerek üstündeki beyaz tişörtü çıkartıp banyonun içine fırlattı. Üstsüz duramıyordu bu adam. Odanın pek incelenecek bir ortamı yoktu normal otel odasıydı işte.
