Selamlar, yeni bölümle karşınızdayımmm.
Bildiğiniz gibi ağa serisinin ilk kitabı Gönül Şifası, ikinci kitabı İntikam, üçüncü kitabı ise yoldaa gelmek üzere sıcak sıcak... Gönül Şifasının belli bölümüne ulaştıktan sonra Kartal ve Meran'ın kitabı gelecek. Kartal ve Meran'ın kitabıyla İntikam'ı aynı zaman diliminde yazdığım için İntikam'ı biraz bekletiyorum. Gönül Şifasının Artık sonunda! Şükür! dediğimiz bölümleri gelmekte, geliyor ve gelecek... Heyecanlıyım çünkü karakterlerimin sonunda mutlu olduklarını görmek beni çok daha mutlu ediyor. Onların gerçek insan benimde hayatlarını gözlemleyen birisi olduğum düşüncesi üst üste bölüm yazdıkça daha hakim olmaya başladı. hahhaha kendimi tuhaf hissediyorumm..
Neyse bölüme gelelim canımlar. Oy ve Yorum atmayı unutmuyoruuuz.
İnstagram adreslerimden bana ulaşabilirsiniz. Asıl hesabım: sudeyurd Blog hesabım: nasuende
İYİ OKUMALAR DİLERİM.
Çok ama çok zor bir gündü. Ama atlatılmıştı. Cihan ağabeyim kan içinde gelse bile gelmesi herkes için yetmişti. Bebeklerine isim koymuşlardı. Hastane bahçesinde bekleyen herkes tebrik ettikten sonra birbir ayrılmaya başlamıştı. Mirhan bu süreçte sadece isim koymada yanımdaydı, daha sonra ya Berzan ağabeyimle bir işi halletmek için çıkmıştı ya Murat ağabeyimle konuşuyordu ya da Karan Mir ile. Ne konuştuklarını az çok tahmin edebiliyordum. Tabikide gündemde olan konu Cihan ağabeyimin kaçırılmasıydı, onu konuşuyorlardı. Bu arada Mehmet ağanın ve babamın restinden sonra ne Hazal ne de teyzeler bana laf atmıştı. Kafam bu yüzden çok rahattı. Yorulan Mizgin yengemi Efe konağa bırakmıştı. Beni de götürmeyi teklif etse de ben kalmayı seçmiştim. Gün çoktan aymıştı, saat 13.00'e yaklaşmıştı. Uyuklayan Hazal'ı Yaman konağa götürmüştü. Berfin'in başında sadece Cihan ağabeyim ve Gül Xanım duruyordu. Murat ağabeyim ve Berzan ağabeyim bebeğin başında nöbet tutuyorlardı. Oturmaktan sıkılınca ayakta duran ağabeylerimin yanına yaklaştım. Berzan ağabeyim özlemle bebeğe bakıyordu. Beş senenin sonunda çocukları haftaya doğacaktı. "Haftaya sende kavuşacaksın ağabey!" dedim, gülümseyerek. Gülümsedi. Bu sefer, "İsmi ne olacak minik Yıkılmaz'ın."
"Cihan oğluna Cihangir koydu. Bende kafiyeli bir şey koymak isterdim ama şartlar isin vermiyor." Dedi gülerek,
Murat ağabeyim takıldı, "Berzanus koy sen sende ağabey. "
Güldük. Berzan ağabeyim "Ne o öyle Berzanus ne? Oğluma yavur ismi koymam ben."
"Daha karar vermediniz mi ?" diye sorduğumda, "Mizgin ile Beyazıd ya da Baybars diye düşündük ama daha karar vermedik."
Murat ağabeyimle bakıştığımızda, "Kerata daha doğmadan düşmana korku dosta güven aşılıyor. Çocuk doğunca kımız isterse şaşırmam. Ağabey olmadı şey de yaparız sünnetinde cirit oynarız."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖNÜL ŞİFASI
General FictionMirhan ağa kaşlarını kaldırarak karısının saçını okşayarak kulak arkasına aldı. Karısının öpmekten şişen dudaklarına alayla sırıtıp burnunu çenesinin hizasından boynuna getirdi, karısını soludu uzun uzun. Ve dudaklarını pürüzsüz boyna bastırdığında...