İyi Okumalar!
Bölüm Şarkısı: The Family Jewels
_______________
Dünya acımasızdı, insanlar acımasızdı, en başta tanrı acımasızdı. Dünya sevdiklerimizle aramıza mesafe koyardı, insanlar bizi birbirimize kötü göstermeye çalışırdı, ancak tanrı sevdiklerimizi tamamen koparıp alırdı bizden.
31 Ekim 1991, ailesinin ölümünün üzerinden geçen koca 10 sene. James ve Lily'nin harika birer ebeveyn olmalarına, Lina'nın mükemmel bir hala olmasına izin vermemişti tanrı.
İşte bu yüzden acımasızdı, ufacık iki çocuğu anne babasız bırakacak kadar, hayatta tek bir yakını bile kalmayan kadının çocuğunu ondan alacak kadar.
Tanrı İsabell'e merhamet etmemişti, ancak İsabell'den merhamet beklemişti. Belki de İsabell o yüzden içinde bulunan ruha üstünlük taslayabiliyordu. Tanrı ona merhamet etmemişken asi bir ruh içinde olsa ne olurdu ki.
Asasını salladı, kardeşlerinin ve en yakın arkadaşının mezar taşlarının önüne çiçekler dizildi. Linda elinde bulunan zambaklar ile ufak dokunuşlar yapıp halasının yanına geri döndü.
Harry ise ikizinin elini sıkıca tuttu, Linda kafasını ikizinin omzuna yasladı. Biraz zaman geçtikten sonra halalarının ellerini tuttular, geri dönme zamanları gelmişti.
Kimse oradan ayrılmak istemiyordu, ancak mecburlardı. Sadece 5 saniye içinde kendilerini evlerinin önünde buldular, Hogwarts'a geri dönme zamanları gelmişti.
İsabell bugün için Dumbledore ile konuşmuş ve birkaç saatlik özel izin almıştı, şimdi ise baca yardımıyla çocuklar okullarına geri döneceklerdi.
"Annem ve babamda, Alice ve Frank gibi Gryffindor olduğumuz için bizimle gurur duyuyorlar mıdır hala?" İsabell, Harry'nin masum sorusuyla çocuğa döndü.
"Eminim ki duyuyorlardır, hem siz Gryffindor olmasanız bile sizinle gurur duyarlardı. Alice ve Frank, Neville Gryffindor olmasa dahi onunla gurur duyacaklardı." İki çocuğun gözünün içine bakarak konuştu.
"Şimdi benim yakışıklı büyücüm ve güzel cadım, okulunuza geri dönüyorsunuz. Ve sakın unutmayın halanız sizi çok seviyor." çocukların yanaklarına birer öpücük kondurdu.
Avuçlarına 'uçuç' tozu bıraktı, sırayla ikisi de yeşil dumanlar eşliğinde okullarına geri döndüler, İsabell'i ise evdeki sessizlik ile tekrar baş başa kaldı.
__________________Severus'tan gelen mektubu dördüncü kez tekrar okudu.
-İsabell Euphemia Potter;
Harry babasını aratmayacak şekilde devam ediyor, kızlar tuvaletinde bir ifrit ile mücadeleye girdi. Merak etme durumu iyi buraya gelmene gerek yok, Linda Harry'e senin yerine güzel bir azar çekti.
- Severus Snape
İfrit mi Harry'i, Harry'mi ifriti bulmuştu bilmiyordu ama Hogwarts eskisi kadar güvenli değildi, bunu çok net biliyordu.
Severus gelmesine gerek olmadığını söylemişti, Isabell nasıl işine odaklanabilirdi ki.
___________________"Isabell!" kendine seslenilmesiyle kafasını önündeki taştan kaldırdı.
Frank ona anlayışlı gözlerle bakıyordu, kendini bu ara fazlasıyla işine kaptırmıştı.
Kolları önünde bağlı şekilde duran Frank İsabell'e yaklaştı "Hep beraber yemek yemeğe gidelim ne dersin, seni uzun zamandır doğru düzgün göremiyoruz." Parmakları ile şakaklarını ovdu.
Ne kadardır çalışıyordu, 1 saat, 2 saat, hayır kesinlikle çok daha fazlaydı.
"Benim biraz daha işim var Frank siz çıkın eğer zamanım kalırsa yanınıza uğrarım." Sesi yorgun çıkmıştı.
"Halinin farkında değilsin bence sen, sabah 7'den beri buradasın ve şuan saat akşam 8, ve bildiğim kadarıyla öğle yemeğine dahi çıkmadın." 13 saattir çalışıyordu yani.
Zamanın hiç farkına varmamıştı, kafasını anca bu şekilde dağıtabiliyordu.
Normalde evden çalışmasına izin verilen nadir kişilerdendi ancak evde olduğu zaman kendini iyi hissetmiyordu.
İzlenme hissi gittikçe azalması gerekirken dahada çoğalıyordu.
Frank hala orada bekliyordu ve Isabell'i almadan gitmeye niyeti yoktu.
Hepsi onun için çok endişelilerdi, ailesini tamamen kaybettikten sonra asla eski haline geri dönememişti.
Herkes biliyordu, çok güçlüydü gücünün sınırı yoktu. Zekiydi en ufak ayrıntıyı dahi düşünür ona göre hareket ederdi.
"Aslında haklısın, sanırım açım." Eşyalarını toparlarken konuştu.
Dostları onun için endişelenmişti, onlara iyi olduğunu göstermeliydi.
Frank, kadına gülümsedi. İkisi beraber odadan çıktıklarında Alice ve Olivia ile karşı karşıya geldi.
Anlaşılan eğer uzatsaydı devreye bu kadınlar girecekti.
İkisi gülümseyerek kollarını Isabell'e sardılar.
Onları üzmeye hakkı olmadığını biliyordu, elinde olan bir şey değildi ki!
İstemsiz bir şekilde hala kendini suçluyordu. Sır tutucu o olabilirdi, Lina'yı sadece 1 saat yalnız bırakmasa kız kardeşi yanında olabilirdi.
Bu düşünceler onu delirtmek üzereydi, evde tek başına kaldığı zaman sürekli olarak aklını tırmalıyordu.
Böyle düşünmek belki yanlıştı üzerinden 10 sene geçmişti. Bazı şeylerin üstü kapatılmıştı.
"Yeter bu kadar duygusallık, açım ben." Olivia'nın isyanıyla hepsi beraber bakanlıktan çıkmak için ilerlemeye başladılar.
Onlar dışında neredeyse kimse kalmamıştı, gördüklerine selam verdiler.
Hemen ardındansa baca ağını kullanarak bakanlıktan ayrıldılar.
Ara bir sokakta buldular kendilerini, bununla beraber izlenme hisside geri geldi.
Artık etrafa bakmaktan yorulmuştu, baksada göremiyordu. İstemsizce artık alışmıştı.
Onu izleyen her kimse ona zarar vermeyecekti, bunu hissedebiliyordu.
Hepsi beraber bir restoranta geçerken izlenme hissiyatıda yavaşça yok oldu.
Daha çok bu şekilde hissedecekti, ama şuan için bu rahatlığın tadını çıkaracaktı.
____________________Gözlüklerinin altından son bir kez baktı kadına, etrafı bu sefer kontrol etme gereği duymamıştı.
Yalnız değildi, dostları vardı her zaman olduğu gibi yine yanındalardı.
"Bayan Potter bu işi fazla sorgulamadığı için şanslısınız." Arkasından gelen sesi tanıyordu, bakma gereği duymadı.
"Sorgulasa bile onu kendimden iyi tanıyorum, en ufak hamlesini tahmin edebilirim." Kendinden emin duruşuyla yaşlı adama döndü.
Bugünlük bu kadar yeterdi, yaşlı adama baş selamı verip sessizce uzaklaştı.
_________________
Bölüm sonuna hoşgeldiniz!
Sizce Isabell'i izleyen kim?
Kısa bir bölüm farkındayım ama bayramda anca vakit buldum.
Yazma isteğimde yok artık, her bölümüm aklımda ve planlı 10 bölüm sonraki olaylar benim kafamda dönüyor, ama yazıya dökemiyorum.
Bu bölümü 2 kere yazdım, en baştan hemde.
Umarım hoşunuza gitmiştir, bir sonraki bölümde görüşürüz.
Tiktok: seraunofiller0
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Potter's
FanfictionHarry ve Linda'yı asla bırakmam, onlar anne ve babalarının ne için öldüklerini bilerek büyüyecekler, kim olduklarını, onları ne kadar sevdiklerini bilerek büyüyecekler, onları ben büyüteceğim ve dediğiniz gibi büyüden uzak olmayacaklar.