•46•

358 48 23
                                    

İyi Okumalar!

Bölüm Şarkısı: The Family Jewels

________________

Kapının önünde öylece dikilmiş bekliyordu.

Yıllar sonra kadına ne diyecekti ondanda emin değildi.

Çok kızacaktı, güzel bir dayak yemeye hazırlamıştı kendini, sonunda cesaretini toplayıp kapıyı çaldı.

İçeriden kadının sesi geldi "Kapıya bakın ellerim kirli!" Hemen ardındansa ince bir kız sesi duyuldu.

"Ben bakarım!" Kapıyı açtığında karşısında ilk defa gördüğü biri vardı.

"Merhaba!" Sirius ona selam verdi, kız ise adamı tanımıyordu, siması tanıdıktı ancak kim olduğunu çıkaramıyordu.

"Merhaba, sizi tanıyor muyum?" Nyphadora merakla sordu.

Sirius ise sadece güldü "Tanıyorsun küçük hanım, bende seni tanıyorum." İçeriden Andromeda'nın sesi duyuldu.

"Dora, kimmiş kızım?" Dora içeri seslendi "Delinin biri, beni tanıdığını söylüyor." Andromeda'nın adımları kapıya doğru ilerledi.

"Ne demek seni tanıyormuş-" Sirius'un uzun dalgalı, siyah saçlarını görünce duraksadı.

"Sirius." Sesi kısık çıktı, gözleri doldu, bir hışımla adamın yanına gitti sıkıca sarıldı.

Sirius ise saniyeler içinde kollarını en sevdiği kuzenine doladı.

Andromeda'nın burun çekişleri bittikten sonra geri çekildi. Kaşlarını sinirle çattı.

"Eşek herif! Neredeydin bunca yıl, bir mektup yazmayı çok mu gördün!" Bunları söylerken Sirius'a darbeler indiriyordu.

"Haklısın, yazmalıydım özür dilerim." Andromeda'nın onu ufak bir özürle affedeceğini anlamıştı.

Affetmeyecek olsaydı, kollarını ona asla dolamazdı.

"Geç içeri, Ted seni gördüğüne sevinecek." Kapıda duran Dora'yı tamamen unutan ikili arkalarını döndükleri anda kollarını birbirine bağlamış onları izleyen kızla karşılaştılar.

"Biraz daha devam etseydiniz ben beklerdim, kimim ki ben zaten, anca dış kapının dış mandalı." Sirius kızın ona olan benzerliğine güldü.

"Ee bana sarılmayacakmısın seni en son 7 yaşında gördüm, pek hatırlamıyor olsan dahi bence beni severdin." Sirius'un alaycı tavrına güldü.

"Seni hatırlıyorum, sadece bir an kim olduğunu çıkaramadım, seni sevdiğimi hatırlıyorum Sirius merak etme." Dora adımlarını ona yöneltti.

Biraz uzaktı ama yinede Sirius için şimdilik yeterliydi, bir anda boynuna atlamasını beklemiyordu.

"Hadi daha fazla durmayın kapıda geçin içeri." Andromeda ikisinin halini bulanık gözleriyle izledikten sonra konuştu. 

Dora, Sirius'tan ayrılıp annesine döndü "Bugünde bakanlığa geç gidersem Frank ve deli göz birlik olup beni zevkle kovacaklar anne, gidiyorum ben." Son kez Sirius'a dönüp gülümsedi "Umarım sonra görüşürüz Sirius." Sirius ise ufak bir gülümsemeyle kıza bakarak kafasını salladı.

"Bakma böyle uzak davrandığına çok uzun zaman oldu seni görmeyeli alışsın rahat bırakmayacak seni."  Andromeda Sirius'u avutmaya çalıştı.

"Biliyorum Andy, zamanla olacak." İki kuzen birbirlerine sarılarak girdiler içeri.

"Ted! Bak kim geldi." Ted Tonks yavaş adımlarla indi merdivenden.

"13 yıllık kaçak yakalandı demek ha!" Şakayla karışık bir heyecanla Sirius'a açtı kollarını. 

İkili sıkıca sarıldı birbirlerine, Ted adamı sorgulamadı sadece sıcak bir karşılama düzenledi.

"Neler yaptın bunca yıl, ve daha önemlisi ne zamandır buradasın ve bizi görmeye neden gelmedin." Ted bir abi edasıyla sordu.

"Eylülden beri buradayım, Hogwarts'a profesör olarak döndüm." Andromeda şaşkınca kaldırdı kafasını.

"Isabell'de-" Sirius büyük gülümsemeyle kaldırdı kafasını kadının bahsi geçince dahi içinde bir sıcaklık dalgası yayılıyordu.

"Orada olacağından haberdar değildim, ama karşılaştık. Affetmedi beni uzunca bir süre daha 1 ay olacak beni affedeli." Andromeda yine çattı kaşlarını.

"Senin okuman yazman var diye biliyorum, elinde kağıt kalem alacak paranda vardır, neden yazmadın. Tamam bana yazmadın, ben çok önemli değildim, ya Isabell. Perişan oldu kız, aldığı darbe yetmezmiş gibi birde sen indirdin ona darbe." Andromeda Isabell'i severdi.

Hemde çok severdi, çok sık görüşemezlerdi ancak görüşüncede sanki sürekli görüşürlermiş gibi olurdu.

"Andy, hayatımdaki en büyük pişmanlıklarımı o zaman yaşadım ben, o yıl içinde."  Sirius hüzünle baktı.

"Evlenecektik, eğer o gece yaşanmamış olsaydı evlenecektik. Kasımın 3'ü önce önce doğum günümü kutlayacaktık, sonra ise yoldaşlığın arka bahçesine küçük bir törenle evlenecektik." Sesi yaşanmamış anıların varlığıyla titredi.

"Engelleyemezdin, senin suçun değildi, bilemezdin." Andromeda kuzeninin yanına oturup elini dizine koydu.

"Remus'a güvenmeliydim." Sirius'un sesi yine kısıldı, hayatının sonuna kadar yaptığı şeyi unutamayacaktı.

"Kötü şeylerden bahsetmeyelim yıllar sonra geldin yanımıza." Ted konuyu değiştirmeye çalıştı.

"Nasıl karşıladılar seni?" Sirius bu sefer kahkaha attı.

"Merlin, hepsinden ayrı darbe yedim. Isabell'den sol gözüme bir yumruk, Marlene'den tehtid, Emma'dan görmezden gelinme. Olivia ve Alice tarafında laf sokuş fırtınası, siz kadınlar cidden çok ürkünçsünüz." Andromeda nazikçe güldü.

"Hakettin ama, Emma'dan daha fazlasını beklerdim ama neyse tatlı yüreği kıyamamıştır sana her zamanki gibi." Sirius tebessüm etti.

Andromeda haklıydı, Emma Sirius'a kıyamıyordu.

"Onuda göremedim uzun zamandır, yoğunluktan uğrayamıyor, mektuplarla hasret gideriyoruz, Luna nasıl." Üçü hüzünlü konulardan çıkıp daha neşeli konuşmalara geçiş yaptılar.

Sirius, kuzenine olan özlemini gidermiş, hayatına tekrar girmesini sağlamıştı. Her şeyi ufak ufak düzene sokuyordu.

Sırada herhangi bir şey kalmamıştı, sadece Isabell'e verdiği sözü layıkıyla yerine getirmek vardı.

O da oldukça uzun bir zama alacaktı.
_______________________

Merhabalarrr!

Dünden bugüne nasılsınız.

Ben iyiyim teşekkürler.

İçime baya bir sindi çok mutlu oldum o yüzden.

Patır patır yazdım valla.

Kendinize çok iyi bakın sevgiyle kalın <3






Potter'sHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin