İyi Okumalar!
Bölüm Şarkısı: Everybody Talks
____________________
"Sanırım bir senenin daha sonuna geldik." Büyük salonda şenlik havası hakimdi, yemekler yeniyor ve bütün senenin analizini yapıyordu öğrenciler.
"Bu sene galiba en sakin ama en olaylı senemizdi, ne dersin?" Harry, Linda'ya dönerek sordu sorusunu.
"Bir vaftiz babamız olduğunu, kendisinin bizi babam ve annem ölünce bırakıp gittiğini aynı zamanda halamın eski nişanlısı olduğunu, animagus olduğunu ve bunun bir köpek olduğunu, en önemlisi halamın bir animagus olup bir kartal olduğunu, ailemizin en yakın dostlarından birinin kurtadam olduğunu öğrendik, gerçekten sakin bir yılmış Harry." Linda nefes almadan konuşunca Neville güldü.
"İyi yanından bak, en azından az yara aldınız." Neville iyimserce konuşunca Linda çocuğa döndü.
"Neville, zaman döndürücüyle geçmişe gidip halamın ve Sirius'un hayatını kurtardık, ve orada kurtadam saldırısına uğradık, açıkçası yaşadığım o korku bana yarım ömür yeter." Linda aklına bir şey gelmişcesine Harry'e döndü.
"Halama geyik patronusunun sana ait olduğunu söyleyeceksin değil mi?" Harry lokmasını yavaşça yutup kafasını olumsuz anlamda salladı.
"Saçmalama Harry! Ya babam sandıysa." Linda bunu sorduğu an Hermione atıldı.
"Linda'ya katılıyorum, bunu söylemeniz gerekiyor, profesör Potter sizin iyiliğiniz için öğrenmek isteyecektir." Ron ise Harry'e katılarak.
"Söylemelerine gerek yok, sonuçta Isabell bunu sorgulamıyor." Neville kenara çekilmiş öylece düşünüyordu.
Bir yandan söylemeleri gerektiğini düşünüyordu bir yandansa söylememelerinin hem onlar için hemde Isabell için iyi olacağını düşünüyordu.
"Neville sende bir şey söyle." Linda Neville'den destek bekliyordu.
"Bana kalırsa ikinizde haklısınız, bir yandan söylemeniz gerekiyor bir yandan söylememeniz, zamana bırakmalısınız bence eğer Isabell bu konuyu açar ve irdelerse o zaman anlatın, şuan gidip bir anda anlatmanız mantıksız olacak." Linda Neville'i son kelimesine kadar dikkatle dinlemişti.
"Neville haklı, böylece ikimizinde istediği olur." Linda konuyu bu şekilde kapattı ve yemeğine geri döndü.
Ancak içinde bir sıkıntı vardı, kötü hissediyordu. Bir şeyler saklamak Linda'nın hoşuna gitmiyordu.
Büyük salonda profesörlerin oturduğu masaya çevirdi bakışlarını, Marlene ve Isabell gülerek sohbet ediyorlardı.
Linda senenin başından beri halasını ilk kez bu kadar tasasız görmüştü, ancak biliyordu ne kadar tasasız görünsede içten içe her şeyle mücadele ettiğini biliyordu.
Hafif bir tebessüm etti, Isabell onun hayatında gördüğü en güçlü kadındı, örnek aldığı insandı.
Küçükken bile hep halası gibi olmak istemişti, şimdi ise bunu istemenin ne kadar doğru olduğunu biliyordu, Isabell çok güçlüydü ve Linda'da halası kadar güçlü olmak istiyordu.
_______________________Öğrencilerin hepsi okuldan ayrılmak üzere tren istasyonuna gidiyordu, profesörler ile vedalaşılmıştı, ancak Linda'nın görmek istediği iki kişi vardı.
İkisinide görememesi onu üzmüştü. Yavaşça diğer öğrencilerin peşinden ilerlemeye karar vermişken "Linda!" Diye seslenen adamın sesini duydu.
Hızlıca arkasını döndü ve vaftiz babasının yanına ilerlemeye başladı. "Bana veda etmeden mi gidiyorsunuz bayan Potter." Sirius alaycı şekilde konuşunca Linda gülümsedi.
"Bende sizi arıyordum profesör Black, kendinize iyi bakın umarım bu yaz görüşme fırsatımız olur-" Linda sözünü tamamlamadan araya girdi kadın "Eminim ki olacaktır, profesör Black sizinle zaman geçirmeye bayılacaktır." Isabell hafif bir tebessümle konuştu.
Sirius ise kadını kocaman bir gülümsemeyle izledi. "Elbette, bu yaz oldukça fazla mektup beklediğimi lütfen ikizinize iletin." Linda büyükçe gülümseyip kollarını Sirius'a doladı adam ilk önce şaşkınlığa uğrasada kollarını kıza sardı.
Isabell ise buruk bir tebessümle onları izledi, Linda'nın bir baba figürüne ihtiyacı olduğunu biliyordu.
Andrew onlar için harika bir amcaydı ancak bir baba figürü olmamıştı hiç. İstese olabilirdi ama asla denememişti.
Harry ve Linda için iyi bir amca olmaya çalışmıştı hep.
İkili ayrıldıktan sonra Sirius buruk bir gülümsemeyle Isabell'e baş selamı verip oradan ayrıldı.
"Profesör Lupin'e veda etmek istiyordum, ancak onu göremedim, sen gördün mü hala?" Linda'nın sorusuyla Isabell kızı hafifçe kendine çekip sıkıca sarıldı.
Linda kollarını saniyeler içinde halasına sararak kadına eşlik etti.
Linda'nın bu tavrı Isabell'in oldukça hoşuna gitmişti, Sirius vaftiz babalarıydı ancak Remus onlar için babalarının en yakın arkadaşlarından biriydi.
Remus'u sonra görmeyi isteyebilirdi ama Linda adamı şimdi görmeyi istemişti.
Sirius'u ne kadar sevdiyse Remus'uda bu kadar sevdiğine işaretti.
"Isabell." Remus'un yumuşak ve sakin sesi duyuldu, halasından ayrılan Linda hızlıca Sirius'a sarıldığı gibi Remus'ada sarıldı.
"Profesör Black gibi sizinlede bu yaz görüşmeyi isteriz profesör Lupin, size bolca mektup yazacağım." Linda istekten çok emir gibi konuşunca Isabell güldü.
James'e benzeyen yeni bir özellik diye geçirdi içinden. Remus ise Linda'nın bu tavrına Isabell gibi tepki vermişti.
"Emriniz olur bayan Potter." Linda tatlı bir gülümseme gönderip trene gitmesi gerektiğini söyledi ve yanlarından ayrıldı.
"İlk gördüğüm an gözümde Lily'e çok fazla benziyordu, ama şuan; hareketleri, duruşu, James, Lina ve sana benziyor, bir çocuğun üçünüzden bir şeyler kapması çok değişik geliyor." Isabell samimi biçimde güldü.
"Buna bende şaşıyorum, kendime benzetmiyordum Linda'yı bana dönüşmesini istemiyorum, ama Lina'nın küçük bir kopyası resmen, bu beni şoka uğratıyor." Isabell, Linda'yı kendine benzetmemişti hiç ve kendine benzetmek gibi bir çabaya asla girmemişti.
Ancak Linda sanki halasının küçük bir kopyasıydı, Lina ve James'e aynı anda benzemesi demek Isabell'in kopyası olması demekti.
Ancak Isabell, Linda'nın ona dönüşmesini istemiyordu.
__________________________Karneleriniz umarım güzel gelmiştir.
Sonunda tatil geldi ama benim boş vaktim yine yok.
Ben artık tatil yüzünü unuttum, sadece uyusamda yeter cidden.
Bölüm hakkında düşüncelerinizi alayım.
Kendinize çok iyi bakın sevgiyle kalın <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Potter's
FanficHarry ve Linda'yı asla bırakmam, onlar anne ve babalarının ne için öldüklerini bilerek büyüyecekler, kim olduklarını, onları ne kadar sevdiklerini bilerek büyüyecekler, onları ben büyüteceğim ve dediğiniz gibi büyüden uzak olmayacaklar.