İyi Okumalar!
Bölüm Şarkısı: Sezen Aksu- Geri Dön
________________________
Saatler sonra Harry uyanmıştı, ilk sorduğu şey ise maçı kazanıp kazanamadıklarıydı.
Yanında halası vardı ve kendisine bir güzel kızmıştı, tabi bu sırada gözyaşları yanaklarından süzülüyordu.
Harry artık kendini korumayı öğrenmek zorundaydı belki bir şekilde 2 yıldır hallediyordu ancak artık ciddi şekilde öğrenmesi gerekiyordu.
Isabell bunu kabul etmekte fazlasıyla zorlanmıştı ancak bugün artık onun dahi yetişemediği yerler olabileceğini görmüştü.
Her zaman Harry'nin yanında olamayabilirdi.
Belki Harry büyüdüğü zaman yanında olamayacaktı bile, ölmeyeceğinin garantisini verebiliyor muydu?
Hayır veremiyordu.
Ne kadar yaşayabilirdi, kimse kabul etmese bile Isabell ölmeye mahkumdu.
Morgana yaşamasına izin vermezdi, şu zamana kadar yaşaması mucize gibiydi.
Ailesinde en uzun yaşayan ruh taşıyıcı oydu.
Yasayıp yaşamayacağı bile belli değilken Harry'nin savunmasız kalmasına müsaade edemezdi.
İlk önce Remus ile konuşması gerekiyordu, en başta bir patronus yapmayı öğrenmeliydi.
Bunu ise en iyi Remus öğretirdi ona, zaten onun dersinde bir böcürt ruh emiciye dönüşmüştü.
Remus bunu bir süre önce teklif etmişti Harry'e, kabul etmişti ancak henüz başlama fırsatı bulamamışlardı.
Isabell Harry'nin yanından ayrıldı, Remus ve Sirius hala kapıda bekliyordu.
Isabell ikisine yöneldi, kadının geldiğini fark etmediler, aralarında konuşuyorlardı.
"Remus" Isabell'in ona seslendiğini duyan adam hızlıca kadına döndü.
"Konuşmamız gerekiyor." Sirius merakla Isabell'e bakıyordu.
"Konuşalım, ne hakkında?" Isabell Sirius'un olmasına takılmadan konuştu, ne de olsa Remus zaten ona ne söylendiyse Sirius'a anlatacaktı.
"Harry ile patronus çalışmaya başlayacaktınız, hemen başlayın." Remus Isabell'in bunu bildiğine şaşırdı çünkü kendisi bunu ona söylememişti.
"Bu hafta içinde başlayacağız zaten, sen iyi misin? İyi gözükmüyorsun." Isabell gerçekten iyi görünmüyordu, sarsılmıştı.
Çoğu kişiye göre ufak bir olaydı bu ancak onun hissettiği korku çok büyüktü.
Harry'e zarar verecek tek şey ruh emiciler değildi, keşke öyle olsaydı.
Bunu isteyecek konuma geldiğine inanamıyordu kadın.
"İyiyim, en kısa sürede başlayın, kendini korumayı öğrenmesi gerekiyor ben her yere yetişemiyorum." Isabell bunu dedikten sonra yanlarından ayrıldı.
Sirius'a bir kere dahi bakmamıştı, Sirius ise bakışlarını ondan ayırmamıştı.
Yanlarından giderken uçuşan cübbesinden yayılan koku yıllar sonra dahi aynıydı.
Sirius'un koklamaya doyamadığı kokuydu.
"İyi gözükmüyordu, Harry'nin düşüşü onu etkilemiş gözüküyor." Sirius konuştu.
"Haklı, Harry ve Linda için kendi canını dahi ortaya koyuyor, şuan onun yetişemediği bir yerde başına bu geldi, kendisini korumayı öğrenmesini istiyor." Remus her zaman Isabell'i anlardı.
Asla da sorgulamazdı, Isabell yapıyorsa veya söylüyorsa bir sebebi vardır diye düşünüyordu.
Herkesi sorgular ama Isabell'e gelince susardı, çünkü biliyordu o herkesi düşünerek hareket ederdi.
Herkesten önce kendini düşünürdü, bir problem olduğu zaman kendi sıkıntılarını unutur karşısındakinin sıkıntısını çözmeye çalışırdı.
Yıllar onu değiştirmemişti, hep aynı kadındı o, merhametliydi, anaçtı.
Kendinden hep feragat etmişti, bundan pişman gözükmüyordu.
"Nolursa olsun, ne derse desin, ne yaparsa yapsın hep arkasında olucam, onu korumak için, isterse ölene kadar affetmesin, ben onun yanında olduğum için mutlu olucam, yanımdan geçerken aldığım kokusunu soluduğum sürece yaşamaya devam edicem." Sirius'un sözleriyle Remus ufak bir tebessümle yıllardır arkadaşı olan adama baktı.
"Hala deli gibi aşıksın biliyorsun dimi?" Sirius derin bir nefes alarak kafasını salladı, kalbi Isabell'in soluk aldığı yerde atıyordu.
İnsan kalbinden vazgeçer miydi? "Ben onu bırakırken bile deli gibi aşıktım, her günüm onu hayal ederek geçti, şimdi burada onu görüyorum, affetmesede olur onu görüyor, nefesini hissediyorum bana o da yeter." Yıllar Sirius'a ciddiyet kazandırmıştı.
Verdiği kayıplar artık olgunlaşması gerektiğini öğretmişti.
_________________Remus ve Isabell dostluğunu en baştan görmeye hazır mısınız?
Aslında Isabell Remus'u ilk gördüğü anda affetmişti, sadece biraz zaman gerekliydi tamamen olması için.
Erken olduğunu düşünmüyorum zaten Sirius'a bolca çektiricez.
Sirius'un Isabell'e olan duygusu aşk mı? takıntı mı? sizce?
Ben aşk olarak yazdım.
Bu arada Isabell'i tamamen kendim gibi yazıyorum ve yazarken saf bir insanmışım gibi hissediyorum.
Isabell tam anlamıyla benim.
Kendinize çok iyi bakın sevgiyle kalın <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Potter's
FanfictionHarry ve Linda'yı asla bırakmam, onlar anne ve babalarının ne için öldüklerini bilerek büyüyecekler, kim olduklarını, onları ne kadar sevdiklerini bilerek büyüyecekler, onları ben büyüteceğim ve dediğiniz gibi büyüden uzak olmayacaklar.