Harry ve Linda'yı asla bırakmam, onlar anne ve babalarının ne için öldüklerini bilerek büyüyecekler, kim olduklarını, onları ne kadar sevdiklerini bilerek büyüyecekler, onları ben büyüteceğim ve dediğiniz gibi büyüden uzak olmayacaklar.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
__________________________
Karanlık sokakta yıllar sonra tekrar süründü uzun pelerin. Her zamanki gibi kendinden emindi, adımları sert ve kararlıydı.
Evin önüne geldi, yavaşça tıklattı kapıyı. İçeriden bir kargaşa sesi yükseldi, ufak bir tebessüm etti. Uzun zamandır gelmemişti bu eve.
Kapı yavaşça aralandı. Kapının ufak aralığından ona bakan ela gözleri gördü, tebessüm etti adama.
James gelenin Albus Dumbledore olduğunu anladığında kapıyı tamamen açarak onu içeri davet etti.
Ancak endişeliydi. Adam buraya gelmeyeli yıllar oluyordu. Genelde sadece mektuplaşarak ilerlemişlerdi.
En son mektubu ise Ağustosun başında almışlardı. Yani çocuklarına ruh emici saldırdığı gün. Şimdi ise adamın burada olması onu fazlasıyla tedirgin etmişti.
Henüz bir gazete okuma fırsatları olmamıştı. Harry'nin davasından haberleri yoktu. Lily bütün gün boyunca evin içinde bir sağa bir sola gidip durmuştu.
Bu durum artık Regulus'un başını döndürünce, oturma odasını terketmişti. Albus içeri girdi, yıllar önce bu insanları yerleştirdiği eve baktı.
O zamanlar yıkık dökük bir evdi şimdi ise bir yuvaya benziyordu. Lily ve Lina iyi çalışmıştı anlaşılan. Ancak bu iyi iş onların boş vakitlerinden değildi. Kafayı yememek için sürekli bir şeyler yenilemeye çalışmalarından kaynaklanıyordu.
Evin yıkık dökük kapısı artık yepyeniydi. Ön bahçesinde saksıda çiçekler bulunuyordu, arka bahçesi ise evin en dağınık yeri olmasına rağmen temizlenmiş, koruyucu tılsımlar bahçede yerlerini almışlardı.
Bu tılsımlar onları korumakla kalmıyor aynı zamanda evin gizlenmesini sağlıyordu.
"Albus burada ne işin var!?" Lily tedirgince sordu, zümrüt yeşili gözleri endişeyle parlıyordu. James yumuşakça karısının elini kavradı, aynı şekilde o da tedirgindi.
"Profesör Dumbledore! Hoşgeldiniz." Regulus selam verdi. Lina iki adım önünde duruyordu. Elini kadının omzuna koydu.
James stresten bu teması farketmedi. Yoksa anında ufak çaplı bir savaş çıkardı.
Albus geniş kanepeye oturdu. "Sorun yok Lily, endişelenme. Harry iyi." Lily'nin içi rahatlamadı.
"O zaman sen neden geldin? Mektup göndermek yerine niye buradasın." James sordu bu sefer.
"Size ufak bir teklif getirdim kesinlikle kabul edeceğinizi düşünüyorum." James düşündü, en son bu teklif sunulduğunda hayatından 14 sene kaybetmişti ve kaybetmeye devam ediyordu.
