27) ÖZEL BÖLÜM

2.6K 191 36
                                    

Bu bölüm adından da anlaşılacağı üzere, 'Özel bir bölüm' ve ilahi bakış açısı ile yazıldı. Umarım hoşunuza gider çünkü bu bakış açısını ilk kez deniyorum :)

  

(Goliath, Elenor ve Ardhros'un; İsarah ile karşılaşmalarından 19 Yıl Önce)

Kara bulutlarla kaplı gökyüzünde tek bir yıldızın ışığı dahi yoktu. Elf Kraliçesi Nenya, düzgün olmayan taş yolda ilerleyen at arabasının sallantısından dolayı kusmak üzereydi! Karnında bir bebekle yapılan araba seyahatinden ve gökte tek bir yıldızın bile parlamadığını gördüğünden beri hiç hoşnut değildi.

Eşi Kral Aerandir ile gecenin bu en karanlık ve kasvetli saatlerinde çıkmak zorunda kaldıkları seyahatten ötürü oldukça huzursuzdular. Kral ve Kraliçe gecenin kendisi gibi siyah giyinmişlerdi. Süslü kraliyet taçları yerine de siyah kukuletalarını geçirmişlerdi.

Arabanın içinde eşinin karşısında oturmakta olan Kral, onu rahatlatmak istiyordu. Ama nasıl yapacaktı? Uzanıp eşinin narin elini tuttu ve zümrüt yeşili gözlerinin içine baktığında, ne söyleyeceğini biliyordu:

''Merak etme Nenya, o karanlık cadı bize asla zarar veremeyecek.'' dedi içindeki tereddütü yenmeyi umarak. Kraliçe'nin bembeyaz olmuş güzel yüzünde büyüleyici bir gülümseme belirdi ve sevgiyle eşinin elini sıktı, ardından elini karnının üstüne götürdü:

''Biliyorum... Ama bizim için değil, küçük İsarah için endişeliyim, ya ona bir şey yaparsa Aerandir?'' dedi bir anlık süren büyüleyici gülümsemesinin yerini endişeli bir ifade alırken. Bunun üzerine Kral çaresizliğini gizleyerek eşine cevap verdi:

''Hayır sevgili Nenya; kızımı ve seni canım pahasına koruyacağım.'' dedi ve siyah pelerinini kaldırıp belinden sarkan o büyülü kılıcı eşine tekrar gösterdi. Kraliçe şuanda ışık saçan tek nesne olan parlak mavi kılıca bakıyordu. İçinde bir umut kırıntısı oluştu. Bu kılıç düşmanlarını yenmelerini sağlayacak yegâne şeydi. En azından Kral ve Kraliçe öyle sanıyorlardı...

❄❄❄

Kraliçe Arianna karnını tutarak yavaşça at arabasından inerken eşi Kral Torm ona yardım ediyordu. Sonunda Kraliçe arabadan indikten sonra, Kral Torm eşinin koluna girdi ve:

''Buradan itibaren yürümemiz gerek Arianna, sen... Yani oğlum ve sen iyi misiniz? İstersen her an geri dönebiliriz, bunu yapmak zorunda değiliz, savaşabiliri-'' Fakat Kraliçe Arianna, eşinin sözünü kesti ve:

''Hayır, geri dönmeyeceğiz ve savaşamayacağımızı sen de biliyorsun!'' dedi sesini biraz yükselterek. Fakat eşinin çaresiz yüz ifadesini görünce yumuşak bir ses tonuyla devam etti:

''Oğlum da ben de iyiyiz. Sadece şu işi bitirip bir an önce evimize dönmek istiyoruz...'' dedi karnını okşayarak.

Bunun üzerine Kral iç geçirdi. Birazdan yapmak zorunda kalacağı şeyi düşünüyordu ve en doğrusunun bu olduğuna kendini inandırması gerekiyordu. Onların, Elflerin elinde bir kılıç olduğunu duymuştu. Karanlık cadının yaklaşamayacağı ışıltılı bir kılıç...

O kılıca ihtiyaçları vardı, insanlar çaresizdi, Elfler gibi büyüleri yoktu, o kılıcın bir benzerinin yapılabileceğini bilse... Her şeyini verirdi. Ama yapılamazdı.

Kılıç; tek bir krallığın çatısı altındakileri koruyabilirdi o lanetli cadıdan. Ve korunan Krallık; İnsan Krallığı olmalıydı...

❄❄❄

Krallar ve Kraliçeler belirlenen buluşma noktasına geldiklerinde çok şaşırdılar, çünkü:

''Teklifimi kırmadığınız ve buralara kadar geldiğiniz için teşekkür ederim değerli konuklarım...'' dedi ormanın ortasındaki gösterişli tahtta oturmakta olan zarif kadın.

SELÛNE(Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin