O ân anladım ki; orklar, Ardhros'un peşindelerdi, yani insan krallığının sıradaki varisinin...
Karşımdaki büyücünün gözleri Ardhros'taydı şimdi... Ona doğru bir adım atmıştım ki, başka bir ork elindeki kılıcı bana savurdu. Fakat ben tetikteydim, tüm duyularım harekete geçmişlerdi artık. Bedenimi yana çektim ve aynı anda, kılıcını ork'un elinden alıp kafasını uçurdum.
Daha sonra tekrar büyücüye baktım. Gözleri Ardhros'a sabitlenmişti. Belki de gizlenme büyüsü altında, bir süredir bizi izliyorlardı ve Ardhros'un zayıf düşeceği, herkesin dikkatinin dağılmış olacağı bir ânı kolluyorlardı, diye düşündüm.
Bu düşünceler üzerine bedenim hemen harakete geçti. Karşımda duran büyücü Ork'a, hiç beklemediği bir anda, ikiz bıçaklarımdan birini fırlattım.
Fakat bıçağım, görünmez duvardan sekip yere düşünce, büyücünün kendini büyü kalkanıyla korumuş olduğunu anladım.
Ne yapacağımı düşünürken mücadelenin gittikçe genişlemekte olduğunu farkettim. Sağımda ve solumda savaşmakta olan Ardhros ve Goliath; artık yakınımda değil, daha uzaktaki ağaçların arasında savaşıyorlardı. Omzumun üstünden arkama baktığımda; Elenor'un da oldukça uzaklaşmış olduğunu farkettim. Fakat Talion'a bakamadım. Çünkü fırlattığım bıçağın kalkanına çarpmış olması, büyücünün dikkatini çekmişti ve anlayamadığım bir takım iğrenç sesler çıkarmaya başlamıştı. Yüzümü buruşturdum. Bu yaratıklardan her an daha da iğreniyordum.
Büyücünün iğrenç sesi, mırıltılara dönüştü ve asasını diğer eline aldı, boştaki elini ise havaya kaldırdı. Havada tuttuğu boş elinde oluşan; kırmızı, turuncu ve sarı renkli ışıkları gördüğümde anladım ki; Büyü yapıyordu!
Fakat... Artık çok geçti...
Büyünün etkisine kapılmıştım. Gözlerim kocaman açılmış, üzerime doğru son sürat gelen ateş topuna bakıyordum. Gittikçe büyüyor, daha renkli ve cezbedici bir hal alıyordu... Önünden çekilmek için hareket bile etmedim, edemedim...
İşte tam o sırada, mavi-gümüş parlayan bir kılıç ve bir gölge girdi ateş topuyla arama...
Ateş topunun görüntüsü gözlerimin önünden yokolur olmaz; büyünün zayıfladığını hissettim ve hareket edebildiğim anda, bıçağımı büyücüye doğru fırlattım.
Bu kez kalkan yoktu, görünmez duvarda yoktu, çünkü aptal büyücü, ateş topunu gönderirken kalkanını yoketmek zorunda kalmıştı.
Havada döne döne ilerleyen bıçak, büyücünün başını, boynundan ayırıp, arkasındaki ağaca sapladı.
Aptal büyücüyle işim bitince ateş topuyla arama giren...
Kül rengine dönmüş giysileriyle, yerde yüzüstü yatmakta olan Talion'u gördüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SELÛNE(Düzenleniyor)
FantasyEski bir elf efsanesi şöyle der; Karlı dağların kalbinde, En soğuk olanın içinde, Kış rüzgarlarıyla, Buzdan beslenerek büyür. ❄ ❄ ❄ Yanardağların kalbinde, En sıcak olanın içinde, L...