(Ardhros'un ağzından)
Gözlerimi açalı ne kadar zaman geçtiğini bilmiyorum. Aslında ne zamandan beri buradayım, onu da bilmiyorum. Sadece sırtımı soğuk duvara dayamış, öylece oturuyorum. Şuanda... Bir elf zindanındayım.
Birkaç metre genişliğindeki bu zindanda uyandığım zaman, önce bağırıp beni çıkarmalarını söyledim. Sonra kalın demir parmaklıkları tekmelemeye kalkıştım ve dışarıda nöbet tutan silahlı muhafızlar bu hareketime güldüler. Daha sonra da umutsuzca zindanın içinde neler olduğuna bakındım: Bir saman yığını, parmaklıkların dibine bırakılmış biraz ekmek ve su, bir de köşedeki o çok işlevsel kova... Hepsi buydu.
En sonunda buradan çıkamayacağımı anladığımda, sırtımı duvara yaslayıp öylece beklemeye başladım...
Günler önce Krallığı olan bir Prens iken, şimdi üstümde zırhım bile yoktu; İçimdeki ince gömlek ve at binerken giydiğim pantolonumla, soğuk bir zindanda oturuyordum... Hayat çok tuhaftı.
Ve zihnimde beliren bir soru:
'Nerede hata yaptım?'
Beni geçmişi düşünmeye zorladı:
Önce boş ve sessiz krallığım aklıma geldi. Ortadan kaybolan tüm halkımın, benim gibi elf zindanlarında bir yerlerde esir olduklarını tahmin ediyordum. İşkence falan görmemiştim ancak en kötü ihtimalle bu soğuk zindanda ince kıyafetlerimle üşütmekten hasta olabilirdim. Yani... Sanırım kendimi avutabileceğim tek şey; ben işkence görmediysem, halkımda görmemiştir, düşüncesiydi...
Düşünmeye devam ettim ve... Goliath... Onu kaybetmeden önce söylediği bazı şeyler aklıma geldi...
Mesela krallığın kapısının açılmasını beklediğimiz sırada Goliath, bize dik dik bakan o hain elçiyi işaret ederek:
''Bu elflerin gözleri tuhaf biraz...'' demişti...
Daha sonra kapı açıldığında, karşımıza Elenor ve Nessa yerine Elenor ve Leydi Katherin çıktığı zaman, yine Goliath:
''Leydi nasıl bizden önce buraya gelebildi?'' diye sormuştu.
Ve cinnetkar yaratık ortaya çıktığı zaman Goliath, Elenor'un kıpırdayamadığını gördüğünü söylemişti. Bizde yaratığın dikkatini çekmek için saldırmıştık ama kendimizi duvara yapışmış halde bulduktan sonra, yine Goliath:
''Bunu ben oyalarım sen diğerlerini buradan götür.'' demişti daha önce hiç görmediğim o kararlı ifadeyle...
Elbette onu tek başına bırakmayacağımı söyledim ama o Elenor'u işaret etti ve:
''Gördün mü?'' dedi. ''O elçi kılıklı mor şeytan, Elenor'un yanında belirdi!''
Bu sözlerden sonra Elenor'a doğru baktığımı hatırlıyorum, ama o yerinde değildi. Hatta orada hiç kimse yoktu. Ama Goliath o elçiyi gördüğünü söylemişti...
Sonra tekrar Goliath'a bakmıştım. Ama o da yerinde değildi! Çoktan yaratığın dikkatini üzerine çekmiş ve dev pençelere baltasıyla karşı koyuyordu!
Benim şaşkın şaşkın dikildiğimi gören yine Goliath'tı ve yaratığın pençesinin altından bağırarak:
''Git öteki kızı kurtar!'' dediği ân, onunla konuştuğum son ân olmuştu...
❄❄❄
Bir süre sonra Calaelen yorgun bir ses tonuyla konuştu:
''Hey, evlat, şu beyaz saçlı heriften haber var.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SELÛNE(Düzenleniyor)
FantasyEski bir elf efsanesi şöyle der; Karlı dağların kalbinde, En soğuk olanın içinde, Kış rüzgarlarıyla, Buzdan beslenerek büyür. ❄ ❄ ❄ Yanardağların kalbinde, En sıcak olanın içinde, L...