"Şu an neden sabah programlarının yasaklanması gerektiğini anlıyorum galiba. " Elimi çeneme yaslamış ciddice bakıyordum yan yana oturan annem ve yeni sevgilisinin birleşen ellerine. "Daha babamla boşanmamışken bu adamı karşımıza getirdiğine inanamıyorum."
"Sabah programı izlemiyorum öncelikle." dedi annem, imayla. "Ve babanla dilekçeyi verdik. Hallolması birkaç gün sürer. Resmi olarak boşanmış oluyoruz sonra."
Adamın elini daha güçlü sıktığı dikkatimden kaçmamıştı. İnanılır gibi değildi ya. Adam yabancı değildi üstelik. Baya iyi tanıdığım biriydi.
"Yalnız seni teessüf ederim Adam amca. Size bunu hiç yakıştıramadım."
Adam amca üzgün olduğunu gösterircesine kafasını eğdi. O kadar üzgünse annemle evlenmekten vazgeçseydi. Ama nerede? Anca yalandan üzülüyordu. Daha fazlası yoktu.
"Bence boşuna kendini yorma Mahperi." Karşı çaprazımda oturan Barış'tı konuşan. "Kendisi babam olmasına rağmen ben bile ikna edemiyorum ki!" Bir tepki de ondan gelse de etkili olmamıştı. Abim zaten hiç gelmeye tenezzül bile etmemişti. En iyi tepkinin bu olduğunu ve belki geri adım atabileceklerini söylemişti. Bana da aynı teklifte bulunmuştu. Ama ben aynı fikirde değildim. Annemin fikri değişmezdi, ama Adam amcanınkini değiştirebilirdik. En azından öyle düşünmüştüm. Şimdi bakınca ise, tam tersini düşünüyordum. Bu ikisi kafaya koymuştu. Evlatlarını dinlemeye niyetleri yoktu. Sahi ben daha niye burada duruyordum ki? İyice saadetlerine tanık mı olacaktım?
"Size mutluluklar." dedim alay barındıran sevinçle. "Ben kaçıyorum çünkü gözlerim bu eziyete daha fazla dayanamayacak."
Annemin belirgin tepkileriyle sinirlendiğini anlamıştım. Oldum olası bu meydan okuyan tavırlarımdan hiç haz etmezdi. Alaycı bir gülüş geldi Barış'tan. Annemin öfke dolu gözleri Barış'a kilitlendi.
"Bende de aynı problem var. En iyisi beraber kalkalım?"
Olur dercesine kafamı salladım. Elimin tekerleklere gitmesiyle annem uyarırcasına ismimi söyledi. Duymazdan geldim. Duymamak istedim. Duymadım. Belki önceden dinlerdim. Ama bu son hareketi annemi gözümde yeterince düşürmüştü. Restauranttan çıktığımda yerdeki kar yüzünden sürmekte zorlanmıştım.
"Yardım ister misin?"
"Çok iyi olur." dememe kalmadan arkadan sürüklemeye başlamıştı. Sessizce etrafı izledim. Zihnimde ise restaurantta az önce olanlar tekrar oynatılıyordu.
"Babam yeni sevgilisiyle tanıştıracağını söylediğinde pek irdelemedim. Liseden beri bu hareketlerine alışkınım sonuçta. Ama karşımda anneni görmeyi bekliyordum. Hele evleneceklerini söylemelerini hiç beklemiyordum."
Yüzümü ekşittim. "Şunu söyleme."
"Bana ciddi gibi göründüler. Babamı daha öncekilerde bu kad..."
"Ah, lütfen kes şunu."
Seslice güldü. "Tamam. Benim de pek hoşuma gitmiyor zaten...... Seninle üvey de olsa kardeş olmak güzel olabilir ama üvey bir anneye katlanamam."
Ben de güldüm. Keyfim yoktu. Ama Barış'la üvey kardeş olduğumuz düşüncesi komiğime gitmişti. "Kesinlikle katılıyorum. Üvey bir babaya bende katlanabileceğimi sanmıyorum ve arttırıyorum bu düğün olmayacak."
Meraklı bakışları bana çevrilmişti. "Nasıl?"
"Onları birbirlerinden ayırmamız lazım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şşşt, Anda kal prenses
ChickLitMükemmel arkadaşlara ve istediği her şeye sahip olan bir genç kız. Hayallerindeki üniversiteyi de kazanmasıyla sevincine diyecek yoktur. Ta ki geçirdiği kazaya kadar. Artık yürüyemiyordur, tekerlekli bir sandalyeye mahkum kalmıştır. Hayata küsen gen...