Y i r m i S e k i z:"Madem senin için bu kadar utanç verici..."

174 17 3
                                    


Her şeyi kontrol altına almaya çalıştıkça mutlaka bir yerden taşıyordu bir şeyler. Şu an yaşadığım şey tam olarak buydu. Avucumun içindeki ilacı ağzıma attım. Arkasından suyu yudumladım. Tek sorunum şiddetli baş ağrısıymış gibi davranıyordum. Dün olanları aklımın ucundan bile geçirmiyordum. Ama her şeyi kontrol edemeyeceğimi pekala öğrenmiştim. 

Sadece siyah berelinin doğum gününü kutlayacakken nasıl o kadar ileri gidebilmiştim?

 Aklıma doluşan bölük pörçük anılarla kafamı ellerimin arasına aldım. 

Her şeyi batırmıştım.

Korel'in bunu öğrenmemesi gerekiyordu.

O kadar çok içmemem gerekiyordu.

Dün başlı başına bir hataydı.

"Susayım susayım diyorum da." Barış'ı tamamen unutmuştum. Kafamı kaldırmamla gözlerim odağına onu almıştı. "Bir şey mi oldu? Geldiğimden beri garip davranıyorsun."

"Hayır." Ellerimi kafamdan uzaklaştırırken dün ile ilgili tüm sorunlarımı erteledim. "Hep aynı şeyler. Ne olacak canım?"

Gözleri inanmamış gibi üzerimde dolandı. "Bana tam tersi gibi geldi."

"Yanılmışsın o zaman." dedim imayla.

"Tamam tamam." Kupayı ağzına götürdü. Masaya bıraktığında, "Duydun mu?" diye sordu. "Bu hafta sonu bizimkiler nişanlanıyor."

"YUHH."  Ağzım 'o' halini almış bir şekilde Barış'a bakıyordum. "Bu kadar çabuk mu?"

"Çabuk mu derken?" Alay içerisinde konuştu. "Ayıp oluyor ama onlarınki ilk görüşte aşk. Gerçek aşk." 

"Kesinlikle." Duyduğum sesle tüylerim diken diken olmuştu. Gözümü tek bir noktada sabit tuttum. "Sevenlere engel olmamak lazım ama sana bir sözüm var. Tabii, sözlerin de tutulması gerek."

"Tutmana gerek yok." dedim, onu başımdan defetmek için.

Oluşan sessizlikle tırnaklarımı ilk kez görüyormuş gibi incelemeye başladım. Ojelerimi yenilemem gerektiğini not ettim aklıma. 

"Neden?"

Sahte bir esnemeyle elim ağzımın üzerine kapandı. "Gerçekten çok uyku bastırdı. Ben biraz dinleneceğim. Bunları sonra konuşuruz Barış."

Hiçbiriyle göz kontağı kurmadan ayrıldım içlerinden. Asansöre binmemle aşırı kontrollü Mahperi sıyrılıp gitmişti içimden. Dik tuttuğum bedenim dizlerime doğru inişe geçerken, "Burada ne işi var?" dedim, kendi kendime. Kapının açılışıyla bakış alanıma bir çift ayak girdi. 

Bir çift ayak?

Gerginlikten dudağımı dişlerken dışarıdan garip bir görüntü çizdiğimin gayet farkındaydım. Ama yine de doğrulmak istemiyordum. Onunla göz göze geleceğim düşüncesi beni korkutuyordu. Asansörün kapıları kapanacakken tekrar açıldı. Elini uzatmış olmalıydı. Sessizlik beni daha çok geriyordu. O ise sanki bunu biliyormuş gibi önümde sessizce dikiliyordu. Doğruldum. Ona bakmadan, "Önümden çekilecek misin artık?" dedim.

"Yine kaçıyoruz demek."

Doğru bir gözlemdi. Ama tabiki kabul edecek değildim. "Ne saçmalıyorsun bilmiyorum. Çıksana önümden."

Kenara kaymasıyla yanından hızlıca geçtim. Beni takip ettiğini biliyordum. İlla dünkü yaptığım şeyi konuşacaktı. Konuşmadan gideceğe benzemiyordu. Odamdan içeri girdiğimde o da hemen arkamdan girmişti.

Şşşt, Anda kal prensesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin