24."Galip"

8.5K 387 10
                                    

Odadan çıktıktan sonra bir personele, Bora'nın kahve istediğini söylemiş ve bir daha yanına uğramamak üzere odama çekilmiştim. Bir süre sonra Güney ile oyun oynamaya son veren Gece yanıma gelerek bale yapmak istediğini söylemişti. Keyfim yoktu ama mavi gözlerini irice açıp bir kedi yavrusu gibi baktığında 'hayır' demek hiç kolay değildi.

Bale yapmak için alt salona geçtiğimizde üzerimde bir tayt ve kısa bluz vardı. Gece tütüsünü giymiş, eteğinin tülleriyle oynuyordu. "Ve bir, iki, üç, dört." Dedim ritim tutarak.

Kendi hareketlerime bir son verip kenara çekildim ve Gece'nin sahneye çıkmasına izin verdim. Küçük çocukların çoğu, hareketlerinin sırasını hatırlamalarına yardımcı olması için öğretmenlerinin yanında dans etmeye ihtiyaç duyardı ancak Gece son derece iyiydi. Başarılı bir iş çıkarana kadar asla pes etmiyor, işine tutkuyla bakıyordu. Mücadeleden pes etmeyen küçük bir savaşçıydı.

Hareket etti. Parmak ucunda durmak canını yakıyordu. Bunu yapmasına gerek olmadığını söylediğimde "Unuttun mu? Kolay olsaydı ilgimi çekmezdi." Deyip iki ay önce tanıştığımızda söylediğim cümleyi bana hatırlattı.

Son pozunu verdi, kollarını yukarı kaldırıp yüzünde gülümsemeyle bana baktı. Alkışladım. "Mükemmelsin, Gece." Dedim büyük bir beğeniyle. "Gerçek bir balerin gibisin."

Boynundaki kolyeyi elbisesinin altında çıkarıp bana gösterdi. "Bana verdiğin kolye sayesinde her geçen gün daha iyiyim." Dedi kocaman gülümseyerek. "Teşekkür ederim."

Gülümsedim. Evden gideceğimi öğrendiği zaman ona verdiğim kolyeydi bu. Küçük bir çocuğun her zaman bağlandığı bir şey muhakkak olurdu. Kollarını kocaman açıp bana koştuğunda yere çömelip ona sıkıca sarıldım. "Yanımızda olmanı seviyorum, Akça. Sonsuza kadar bizimle kal." Dedi.

"Sonsuzluk çok uzun değil mi?"

Duyduğumuz ses karşısında korkuyla birbirimizden uzaklaştık. Etrafımıza baktığımızda Bora'nın üzerine tam oturan bir takım elbiseyle kapı çerçevesine yaslandığını gördük. Sabahki haline göre oldukça iyi görünüyordu.

"Abi! Daha iyi hissediyor musun?" Gece, abisine koştu, Bora yere eğildiğinde Gece ona sıkıca sarılıp yüzünü öpücüklerle doldurdu.

"Kendimi çok daha iyi hissediyorum, prensesim." Dedi güven veren sesle. Gece, kollarını onun boynuna daha sıkı sardı. Bora öpücüklerle ona saldırmaya başladığında, yumuşak dudaklarını birkaç kez yanağına bastırdı, Gece heyecanla ciyakladı.

Akşamdan kalmışlığı sırasında ona eziyet etmemin üzerinden birkaç saat geçmişti. Gece'ye, dün gece bana taktığı lakabı söylemekle tehdit etmeme rağmen, bunu kendime saklamayı seçtim. "Akça sana bale yapmayı çok güzel öğretmiş." Dedi Bora, düşüncelerimden sıyrıldım.

"Evet, abi. O gerçekten çok iyi."

"Hm, bu kesinlikle doğru" diye mırıldanarak Gece'ye döndü ama gözleri benimkilere sabitlenmişti.

"Dans ettiğimi gördün mü abi?"

"Evet, gördüm prensesim. Gerçekten çok güzeldin." Gece'nin gözleri parladı ve abisinin kucağına daha da sokuldu. "Senin için bir sürprizim var." Dediğinde Gece'nin gözleri büyüdü. Bakışlarını gözlerimden ayırıp kardeşine baktı.

"Ne sürprizi?" diye sordu Gece heyecanla.

"Seni lunaparka götürüyorum." Dedi. Anlaşılan sürprizlerin gizli kalması gerektiğini bilmiyordu.

Güldü Gece. Benimle aynı düşüncede olmalı ki "Abi, sürprizler söylenmez." Dedi. Bora gözlerini kırpıştırdığında, Gece heyecanla ellerini birbirine çarptı. "Akça ablada geliyor, değil mi? Yaşasın!" Ellerini yumruk yapıp sevinçle havaya kaldırdı. "Ailece dışarı çıkacağız!" Abisinden uzaklaştı. "O zaman yarım saate kapının önünde buluşalım, abi." Dedi.

Bora, kardeşinin burnuna hafifçe dokunup "Anlaşıldı, prenses." Dediğinde Gece bana döndü. Halinden memnun bir şekilde sırıtan abisini işaret etti.

"Lunaparkta korkarsan endişelenme." Dedi. "Ben korkmuyorum. Abim sana sarılabilir."

Bora'nın gözleri irileşti ama hızla kendini toparlayıp boğazını temizledi, yavaşça ayağa kalktı ve "Yirmi yedi dakikan kaldı, Gece acele et." Dedi.

Gece kaçmadan önce atlı karıncaya binmek istediğini haykırdı. Kapıyı açık bırakıp gözden kaybolduğunda Bora "Sana keyifle sarılırım." Deyip alayla kollarını açtı. Burun kıvırdım.

"Sarhoş olduğun gün bana sarılmaktan keyif aldığına şahit oldum zaten."

Bora'nın sırıtışı silindi. "Sana sarıldım mı?"

Konuşmaya başladı ama onu dinlemeyi reddettim. Salonda tek başına kalmasına sebep olup odayı terk ettiğimde içimdeki kız baş parmaklarını kaldırıp gözleri kısılana kadar gülümsedi. Benimle gurur duyuyordu çünkü ilk kez Bora'ya karşı galip gelmiştim.

GÜNAHKAR MELEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin