42."Hasta"

2.7K 141 7
                                    

Yol boyu yağan kar tanelerini izledim. Şubat ayının son günlerini yaşıyorduk ve tüm kış ayı boyunca ilk defa bugün kar tutmuştu. Soğuğu sevmezdim ama kar tanelerini izleyip sessizliği dinlemek son derece huzur verici oluyordu.

"Azra gidecek bir yer bulmuş olmalı." Bakışlarımı pencereden ayırıp ona baktığımda telefonunun ekranını kapatıp kenara bıraktı. "Biz eve varana kadar Gece ile ilgilenecekmiş."

"Bence eve gelince kalmasını istemen için bizi bekliyor."

Alt dudağını büktü. Direksiyonu tek eliyle çevirip sola kırarken dizimin üzerine koyduğum elimi tutup öptü ve bırakmadan yola odaklandı.

"Azra'yı gerçekten sevmiyorsun." Dedi.

"Azra'yı sevmem içinde nefret etmem içinde bir sebep yok." Dedim ve ön camdan dışarıyı izlerken omuz silktim. "Yalnızca bir gariplik seziyorum."

"İyi, tamam. Öyle olsun."

Bana inanmıyordu ancak bir başka tartışmayı daha kaldıracak gücüm yoktu. Yoğun kar yağışından mıdır bilmiyorum ama büyük bir halsizlik bedenimde hakimiyet kurmaya başlamıştı.

Arabayı evin önünde park ettiğinde kapıyı açıp araçtan indim. Bora da peşimden indiğinde Gece ve Uğur'un birlik olup Gizem ve Güney'e kar topu fırlattığını gördüm. Azra ise kapının önünde durmuş, kardan korunmaya çalışıyordu.

"Ben içeri geçiyorum." Dedim Bora'ya bakarak. Kafasını salladığı an yüzüne büyük bir kar kütlesi çarptı. Ufalanan kar topunun parçaları etrafa dağıldı. Gözlerini kırpıştırdı, uzun kirpikleri bembeyaz olmuştu. Elimle ağzımı kapatıp kıkırdadım. Uğur yumruk yaptığı elini zaferle yukarı kaldırıp büyük bir sevinçle aşağı doğru çektiğinde Gece'nin attığı kahkaha bahçede yankılandı.

"Abim kardan adama dönüştü."

Sözlerine daha çok güldüm. Uğur elini göğüs hizasında kaldırdığında Gece zıplayarak eline çaktı. Azra kocaman gözlerle Bora'ya bakarken Bora yerden aldığı kar kütlesini top haline getirdi ve mutlulukla kıkırdayan Uğur'un yüzüne attı. Nefesi kesilmiş olmalı, karlar yere düştüğünde ağzından soluyordu. Bir başka kahkaha sesini duyduğumda Gizem'e ait olduğunu anladım. Bakışlarım diğer yöne kaydı, Güney elindeki kar topunu bana fırlatacağı esnada Gizem elini tutup aşağı indirdi ve yapmamasını ima ederek başını iki yana salladı.

"Uğur abi bana kar yağışını izlemeyi sevdiğini ve kar topu savaşından nefret ettiğini söyledi. Bu yüzden seni ikna etmeye çalışmayacağım, Akça abla." Dedi Gece. Bakışlarımı ona çevirdim. "Ama tüm bunlar bittikten sonra birlikte kardan adam yapabiliriz."

Gülümsedim. "Olur tabi ki." Dedim ve son kez Bora'ya bakıp haline gülerek eve yöneldim. Kapının önünden geçerken Azra bana bir şey söylemek için dudaklarını araladı ancak hızlı davranıp "Duyduğuma göre gidecekmişsin. Bora ile birlikte kalacak bir yer bulduğun için çok mutlu olduk." Dedim ve vereceği cevabı beklemeden içeri girdim.

Hiç başka bir yere uğramadan hızla odama çıktım. Kapıyı ardımdan kilitleyip çantanın olduğu dolaba baktım. Açılmamıştı. Fermuar şekline kadar bıraktığım her şey aynıydı ancak odada başka bir koku hakimdi. Kız parfümü gibiydi ama çam ağacı kokusu da vardı. Personeller temizlemek için girmiş olabilirdi fakat evde çalışan erkekler yalnızca korumaydı ve Bora'nın okyanus kokulu parfümünü göz ardı edersek Uğur'un parfümü böyle kokmazdı. Ayrıca tanıdıkta gelmemişti, o zaman bu iki farklı koku kime aitti?

Daha fazla düşünmedim. Üzerimi hızlıca çıkardım ve banyoya girip çamaşırlarımı kirli sepetine bıraktım. Küvete girdim, musluğu çevirip suyun ısınmasını bekledim bir süre. Buharı tüten sıcak su üzerime döküldü. Tüm günü düşündüm. Olup bitenleri çok fazla düşündüm ve sonunda, kendimi kaybettiğim bir başka duygu girdabına kapıldım. Oğuz ile konuşulanlar aklımdan yavaşça dağılıp yerini Bora'nın gözlerine bıraktığında, geri dönemeyecek kadar ileri gittiğimi anladım.

GÜNAHKAR MELEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin