39."Yeni Sayfa"

4K 161 26
                                    


Medya: Azra

 

Uğur'un anlatımını isteyenler olduğu gibi istemeyenlerde vardı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Uğur'un anlatımını isteyenler olduğu gibi istemeyenlerde vardı. Bu yüzden bu bölümde hem Uğur'un hemde Akça'nın anlatımı bulunuyor. Ayrıca birkaç karakterin kendi hikayesini anlattığı bir bölüm yayınlamayı düşünüyorum. Biliyorum, en çok Bora'nın anlatımını okumak istersiniz fakat Bora'nın hikayesi için henüz erken çünkü herkes bir kapalı kutudur ve herkesin bir sırrı vardır.

  Gelin birlikte Uğur'un hikayesini dinleyelim.

  Uzun bir bölüm. Keyifli okumalar...


UĞUR SAVAŞ

  Ben Uğur. Uğur Savaş.

  Gözlerimi lüks bir hayata açmış, bu yaşıma kadarda varlık içinde yaşamıştım. Annem tanınan bir stilist babam ise ünlü bir şirketin sahibiydi. Genelde işlerinin yoğunluğundan dolayı eve pek uğramazlardı bu yüzden benim için bir bakıcı işe almışlardı. Her türlü yaramazlığı yapıp hepsini istifa etmeye zorlamıştım ancak son gelen bakıcıya sebepsizce kanım ısınmıştı.

  Her gece bana masal okurdu; annem yerine onunla sarılıp uyumak isterdim ve annem her zaman bunu memnuniyetle karşılardı. Babam bazen tüm bu olanları saçma bulsa da o da genelde sesini çıkartmazdı.

  Yıllar geçip gitti. Bakıcımız öldüğünde günlerce odadan çıkmayıp ağlamıştım. Annem beni hava almam için bahçeye çıkarttığında Akça'yı bahçenin önünden geçerken görmüştüm. Onunla okulda tatsız tanışmıştık bu yüzden komşu olmamıza rağmen 'Salak, aptal' haricinde aramızda başka bir diyalog olmamıştı.

  O gün, farkında olmasak bile arkadaşlığımızın başladığı ilk gündü. Beyaz bir kedisi vardı. Köpeğim ona havladığı an kedisinin vücudu bir yay gibi gerilmiş, tüyleri elektrik çarpmış gibi havalanmıştı. Tiz bir sesle kedisi mırladığında köpeğim korkudan kulübesine sinmişti.

'Kedin çok kibar.' demiştim alayla.

'Köpeğin çok anlayışlı.' demişti o da.

  O gün yanımda oturmuş, çimlerde uzanıp bulutları izlerken saatlerce sohbet etmiştik. Kedisi köpeğime her an dalacak gibi baksa da en son ikisi birlikte yan yana uykuya dalmıştı. Biz ise tüm hayatımızı baştan sona anlatmıştık. Sevdiğim bakıcıyı kaybettiğimi söylemiştim, babasının öldüğünü söylemişti. Yıllar sonra gerçek ortaya çıkmıştı. Ne ölen onun babasıydı ne de ailem gerçek ailemdi.

  Benim annem ölen bakıcıydı.

  Bakacak durumu olmadığı için beni çocuğu olmayan bir aileye evlatlık vermiş fakat içi kan ağladığı için, annem ve babam ona bu evde çalışıp kalabileceğini söylemişti. Kabul etmişti annem. Ailem her seferinde gerçekleri anlatabileceğini ve ikimize bakabileceğini söylese de annem kabul edememiş çünkü hapisten çıkan babam, annemin bir çocuğu olduğunu duyarsa peşini asla bırakmazdı.

GÜNAHKAR MELEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin