"Sana dokunmak" dedi elinin tersi ile yüzümü okşarken, "günah işlemek gibi. Bile bile ateşe yürümek gibi. Ben gözümü kırpmadan o ateşe atlarım, ama sen yapabilir misin? Benimle yanar mısın Güneş?"
Hayatımı onun ellerine teslim ettiğimi bile bile, b...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bölüm şarkısı - Göksel Sen orda yoksun 💕
Oy vermeyi unutmayalım 🎀
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
🌞🌙
Lavaboda yaklaşık 40 dakika ağlayıp sinir krizi geçirdikten sonra, annemden bugüne kadar öğrendiğim en can alıcı şeylerden birini yapmaya karar vermiştim. Düşman sevindirmemek. İçim parça parça kopup dökülürken, göz altımdan son kez geçtiğim kapatıcıyı parmaklarımla yayıp rujumu tazeledim. Dağılmış saçlarımı büyük bir ciddiyetle düzeltirken İlaydanın bana delirmişim gibi bakan gözlerinden kaçınıyordum.
Aynada yüzüme yerleştirdiğim sahte gülümsemeyi son bir kez prova yaparken, İlayda omzuma elini koyup "iyi misin?" Diye sordu. Büyük bir özgüvenle omuzlarımı dikleştirip "iyiyim, hadi çıkalım" dedim. "Güneş, gidelim buradan" dedi yapmak istediğim şeyi anlamış gibi. Annemin sosyetik çevresinde böyle şeyler her gün oluyordu. Kocası tarafından aldatılan kadınlar, o günün sabahında en güzel halleri ile ortamlarda boy gösteriyor, etrafa gülücükler saçıyordu. Ben biraz erken davranmak zorunda kalmıştım, ama olsun, başaracaktım.
"Yok, gece daha yeni başlıyor, daha şarkı söyleyeceğim ben" dedim özgüvenim tavanda, ruh halim yerlerdeyken. Şu anda ne Ayaz'ı, ne o haberleri, ne de arkamdan dönen dedikoduları düşünmek istiyordum. İstediğim tek şey dans etmekti. Ya da yerlere yatıp ağlamak, emin değildim. Her ikisini sırayla yapacak, ardından Ayaz'ı arayıp ayrılmak istediğimi söyleyecektim. Belki sonrasında Londra'ya yerleşirdim, daha karar vermemiştim. Ama ilk önce, bu geceyi atlatmam, sabaha çıkmam lazımdı.
Etrafıma gülücükler saçarak lavabodan çıktığımda, sahnenin önünde toplaşan iç mimarlık departmanından arkadaşlarımın yanına gittim. Laura kahkaha atarak bir şeyler anlatıyor, herkes ona eşlik ediyordu. Sohbeti hızla yakalayıp ben de kahkaha atmaya başladım. Hemen yan tarafımda duran Seda sesimi duyup gözlerini kocaman açarak bana bakıyordu. Yanımdan geçen garsonu durdurup bir kadeh şarap aldıktan sonra, bize doğru gelen Selim bey'e bir gülücük atarak kadehimi yudumlamaya başladım. Çantamda durmadan titreyen telefonumu umursamadan, bir yandan sohbeti dinlerken kadehimi Seda'ya doğru kaldırıp kocaman bir yudum aldım.
