"Sana dokunmak" dedi elinin tersi ile yüzümü okşarken, "günah işlemek gibi. Bile bile ateşe yürümek gibi. Ben gözümü kırpmadan o ateşe atlarım, ama sen yapabilir misin? Benimle yanar mısın Güneş?"
Hayatımı onun ellerine teslim ettiğimi bile bile, b...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Selam, uzun uğraşlardan sonra bölüm geldi 🎀 Malesef son 10 gündür çok aktif olamıyorum, yine de bölümü kısa da olsa paylaşmak istedim. Oy ve yorumlarınız benim için çok değerli, keyifle okuyun ⭐️
Bölüm şarkısı-Mabel Matiz Gel 🎼
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
🌞🌙
Sabahın dokuz buçuğunda, annem ve Selin'in beni sürükleyerek götürdüğü spa merkezinin, aslında gelin hamamı olduğunu ve bütün bunların Neslihan Hanımın başının altından çıktığını öğrenmiştim.
Annem normalde böyle alaturkalıklardan hoşlanmazdı ama konu Neslihan Hanım olunca hem onunla zıtlaşmamak, hem de Vildan Hanıma karşı kurdukları ittifakı bozmamak için kabul etmişti.
Göbek taşının üstünde yarı çıplak bir halde uzanıp keselenirken bütün aile meyve yiyerek beni izliyordu. Kendimi bir ritüelde kurban edilmeye hazırlanıyormuş gibi hissediyordum ki, Vildan Hanımla göz göze geldim.
İri bir üzüm tanesini ağzına atıp "Maşallah süt gibi, pürüzsüz ayol" dedi yanında sıra ile dizilmiş Nilhal, Neslihan Hanım, annem, Nazlı, İdil ve Selin'e yüz tutarak.
Anneme kurtar beni der gibi yalvaran gözlerle bakarken, "öyle" dedi omuzlarını dikleştirip iç geçirerek. "Eh, evlenince pürüzleniyorsun ister istemez" dedi Nihal bir yandan yüzündeki kil maskesinin kuruyup kurumadığını kontrol ederken.
"Ona ne şüphe...". Vildan Hanım gardını alamamış gibi Nihal'e doğru uzanıp "bizim oğlanlar da hoyrat biraz, malum" dedi ve kıkırdamaya başladı.
Kaşlarımı çatıp bozguna uğramış bir suratla ikisi arasında gidip gelirken, Nil kafasına doladığı kırmızı peştemalle bana doğru eğildi, üstümden çıkan ölü derilere gözlerini büyüterek bakıp "anne, Güneş'in derisini soyuyorlar" diye bağırdı ve geri geri gitmeye başladı.
