Merhabalar, yine uzun, bu sefer hepimizin ihtiyacı olan dramasız bir bölümle geldim. Ben yazarken çok keyif aldım, umarım siz de okurken alırsınız. Satır aralarına yorum bırakmayı ve beğenmeyi unutmayın lütfen.
Bu arada, uzun zamandır yapmayı düşündüğüm gibi, gelecek bölüm Ayaz'ın anlatımıyla devam edecek.
Keyifli okumalar 💗NOT: yeni bölümün gelmesi için 200 oy ve 300 yorum sınırı var. Bunu yapacağımı asla düşünmezdim ama okunma sayına oranla yorum ve oy sayısı git gide düşüyor. Bölümleri uzun ve bölüm aralarını kısa tutmama rağmen karşılık alamadığımdan, buna başvurmak beni de sizin kadar üzdü ama yapacak bir şey yok. Anlayışla karşılayacağınızı umuyorum 🎀
Bölüm şarkısı: Anıl Piyancı, Zeynep Bastık-Bırakman Doğru Mu 🎼
Bölüm günleri ve editler için Instagram: guneshi.sondurmek
🌞🌙
Gergin bir sessizlik...
Ayaz, önümde, pencere kenarındaki tekli koltukta oturmuş, bacak bacak üstüne atmıştı ve yüzünde, ülke için önemli bir eseri Rusya'ya kaçırıyormuş gibi, hınzır bir ifade vardı. Uçağa binerken, "bu uçaktan nefret ediyorum" demiştim. Gülüp, "evet, beni de Moskova'ya götür diye ağladığın uçak" demişti zafer dolu bir gülümsemeyle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güneşi Söndürmek
Roman d'amour"Sana dokunmak" dedi elinin tersi ile yüzümü okşarken, "günah işlemek gibi. Bile bile ateşe yürümek gibi. Ben gözümü kırpmadan o ateşe atlarım, ama sen yapabilir misin? Benimle yanar mısın Güneş?" Hayatımı onun ellerine teslim ettiğimi bile bile, b...