"Yavaş olun çocuklar ! Her yeriniz çamur oluyor ! "Şehrin sisli havasına inat kahkalar atarak koşuşturan çocuklar , Carla O'Connor 'ın yüzündeki gülümsemenin tek sebebiydi. Zira hayatında pek gülünecek birşey yoktu şu sıralar.
Rutine bağlanan hayatı yetmezmiş gibi ondan beklentisi olan babası ile baş etmek zorundaydı. Zar zor bir barda çalışmaya başlamıştı.
Zor olmuştu çünkü Birmingham'da barlara kadın çalışan almak isteyen olmamıştı. Yetenekli doğası , ister tecrübesi olsun ister olmasın , her işte ona kolaylık sağlıyordu.
Çalışmak istediği barın sahibi de diğerleri gibi 'kadın halinle baş edemezsin onca şeyle. ' ya da ' barda çalışırsan sana hoş gözle bakmazlar ' gibi klasik şeyler söylemişti.
Carla bunları çok kez duymuştu."Günaydın Bayan O'Connor. "
"Günaydın Bay Alfred. Çok şık görünüyorsunuz."
"Teşekkür ederim , siz de her zamanki gibi çok incesiniz. Nereye böyle?"
"İşe gidiyorum. Biraz geç kaldım da , o yüzden koşar adım gidiyorum."
"Soluklan biraz. Henüz erken. Barda çalıştığını duydum , doğru mu ?"
"Evet , doğru. Ancak lütfen siz de diğerleri gibi başlamayın. "
"Hayır hayır ! Tam tersi ben seninle gurur duyuyorum. Kadınlarda pek ala barda çalışabilir. Her yere düzen gerek değil mi ?"Güzel gülümseme ile Carla için daha güzel bir gün olmasını sağlamıştı.
"Her zaman söylerim Bay Alfred , siz çok ince düşünen birisiniz. Teşekkür ederim. Bayan Alfred'e selamlarımı iletin, görüşmek üzere."
Üzerindeki kalın kabanına daha sıkı sarılarak koşmaya başladı. Nihayet bara varmıştı ve kabanını askıya asarak tezgaha geçti."Hergün geç kalacağım korkusu ile koşarak geliyorsun ve her seferinde de erken gelmiş oluyorsun Carla. Geç kalsan da sorun olmaz demiştim."
"Dedin ama ben de dakik olmayı seviyorum demiştim değil mi ? "
"Pekâlâ , nasıl istersen. Bu dakikliğin umarım sana güzel şeyler kazandırır. "
"Bana söylüyorsun ama kendin de oldukça erken geliyorsun."
"Biliyorsun , burası benim evim."40'larının sonlarına yaklaşmış olan patronu Neil Nichelson, beyazlamaya başlamış olan saçlarını geriye doğru attı eli ile. Güzel yüzüne bakınca kimse yaşını anlayamazdı. Ancak Carla onun yüzüne baktığı zaman , ne kadar yorgun olduğunu görebiliyordu.
Tezgahı sildikten sonra sandalye çekerek Neil'e yakın şekilde oturdu."Kendine ait evin var Neil , neden burada kalmaya devam ediyorsun?"
Neil , hüzünlü bir şekilde gülümsedi. Sabahın ilk ışıkları solgun kahvelerinde parlıyordu.
"Dedim ya Carla , burası benim evim. Neyim varsa buradan ibaret. "
"Kimse aslında ne kadar zengin olduğunu bilmiyor , bazen den de unutuyorsun. Bunu neden saklıyorsun peki ?"
"Saklıyor olsam sen nasıl biliyor olacaktın ?"Carla gülümseme ile başını hafif yana yatırdı.
"Bana güvendiğin için mi söyledin yoksa bu bir sınav mıydı ?"
"Nasıl bir sınav olabilirdi sence?"
"Bilirsin işte , içinde bulunduğumuz zaman maddi gücü olanlar için altın çağ. Benim gibi barda çalışmak zorunda kalan kızlar içinse , altın çağını yaşayan erkekler gelecek garantisi."
"Ama sen böyle düşünmüyorsun."
"Dönem böyle ama ben çağımın ötesindeyim."Sesli bir şekilde kahkaha attılar.
"Bunu saklamamın bir diğer sebebi , benim gibi varlıklı olan adamlar , gangsterlerin de ilgi odağı oluyor. İş yapma bahanesi ile hayatına sızıyorlar ve elindeki herşeyi alıyorlar. Başımda bir tane var zaten ,yetiyor."
"Kendini kamufle ediyorsun yani. Birmingham'da gangster var mı ?"
"Birmingham'da Tanrı ve Peaky Blinders var. Peaky Blinders , Tanrı'dan daha yakın Carla. Hem bu şehri iyi bilenlerdensin."
"Uzun bir süre uzaklaşmış olmak kendimi burada yeni gibi hissetmeme sebep oluyor. Zaman değişiyor Neil ve Birmingham'da öyle. Burada olduğum zaman gangster yoktu. Baksana birşeyler değişmiş bile. Savaştan öncesi ve sonrası çok farklı. Geçen yıllara bakacak olursak , bayağı değişmiş görünüyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
REBORN // Peaky Blinders
Fanfiction"By order of the you know who ." ❣️ // Peaky Blinders // Thomas Shelby // ⚠️Küfür , argo ve yer yer +18 içerir. Rahatsız olacaklar okumasın . Sorumluluk kabul etmiyorum.