48

169 17 6
                                    


***

"Benden ne istiyorsun peki Finn ?"

Finn heyecanlı heyecanlı , Carla'nın karşısındaki sandalyeye oturdu.

"Onunla konuşsan , ikna edersin. "
"Konuşamam , kardeşi olan sensin. Seni dinlemeyip beni mi dinleyecek ?"
"Hadi ama ! Arthur seni sever ! İnan bana , beni atar ama seni atmaz."
"Yok artık ! Abini tanıdığına emin misin ?"
"Carla , lütfen. En azından bir kere dene !"

Carla sıkıntılı bir nefes verdi.

"Çay içer misin ?"
"Şirketinde viski bulunmuyor mu ?"
"Bulunuyor ama çocuklara ikram edilmiyor."

Finn bozuldu.

"Ben çocuk değilim Carla. Viski içiyorum."
"İyi halt ediyorsun. Neyse seçenekler belli ya su ya çay."
"Çay alayım öyleyse. "

Carla , Lee'ye baktı. Lee başı ile onaylayarak çıktı.

"Bu adam bir nevi sağ kolun değil mi ? Çay servisini de mi o yapıyor?"
"Ne yanlış var bunda?"
"Ben olsam getirmezdim. Ne iş yaptığım belli olmalı."
"Öyle mi ? Ne iş yaptığın belli mi peki ?"
"Shelby'im -"
"Dolayısı ile bir general."

Lee bir süre sonra odaya döndü. Arkasından da çaylar ile bir başka adam. Çayı bırakıp çıktı. Lee de diğer köşedeki sandalyeye oturdu.

"Sen de artık öylesin Carla , Shelby oldun nihayetinde."
"Ah evet . Düşmanlarım da çoğaldı. Onlar nasıl zarar veririz diye düşünüyor bense çay içiyorum. Shelby olmak gerçekten çok avantajlıymış."
"Tommy ile konuşabildin mi ?"
"Gideli iki gün oldu ama henüz aramadı. "
"Polly de merak ediyor. Kimseyi aramamış. Arasa ilk seni arar zaten , Ada'ya bunu söyleyince sinirleniyor. "

Finn yaramaz bir çocuk gibi gülüyordu.

"İnsanları sinir etme Finn. Çayını da soğutma."

Finn çayını içip gitmek için hazırlandı. Kapıyı açmışken durdu.

"Arthur ile konuşacaksın değil mi ?"
"Merak etme , akşama doğru gideceğim yanına. O sırada araya sıkıştırırım."
"Teşekkür ederim. "
"Kabul ederse edersin , şimdi uslu bir çocuk gibi git ve kimseyle uğraşma. Bu arada Finn , seni viskiyle falan görürsem güzel bir dayak yersin , aklında olsun."
"Sen yapma bari Carla. "

Finn başını sallayarak şirketten çıktı.

"Shelby Limited'e mi gideceksiniz ?"
"Evet , Tommy giderken orayla da ilgilenmemi istemişti. "
"Size oldukça güveniyor olmalı."
"İki şirketin sorumluluğunu da kaldıramam Lee , benden bunu beklemesin. Fikrimi bile sormadı ki ! Sen halledersin diyip gitti. "
"Ama şuan gayet iyi idare ediyorsunuz."
"Geri döneceği için idare ediyorum. Bak doğru kelime bu 'idare ediyorum'. Tamamen sorumluluk almıyorum. "

Göz kırpıp kalktı. Çantasını alıp kapıya yürüdü.

"Benim biraz işlerim var Lee , akşam üzeri de Shelby Limited'e gideceğim. Yarın görüşürüz. Sana emanet burası."
"Merak etmeyin Bayan Shelby. Görüşmek üzere."

Şirketten çıkıp Polly'nin evine gitti.

"Nihayet beni hatırladın."
"Kusura bakma Pol , Tommy'nin bana yıktığı çok iş var. iki gündür koşturmaktan , eve girdiğim saati bile bilemiyorum. Sen neden evdesin bu saatte ?"
"Şirkete gitmiştim sabah ama ruhum daraldı. Eve geldim ben de."
"Anladım. Peki beni çağırmak için özel bir nedenin var mı ?"
"Nedene mi ihtiyaç duyuyoruz görüşmek için ?"

Uzun ince sigarasını üfleyip Carla'ya yaklaştı.

"Tommy hakkında konuşmak istiyorum aslında."
"Sana da mı garip garip konuştu ?"
"Bana da mı ? Anlaşılan sana da."
"Evet , saçma sapan şeyler söyleyip durdu. Sana ne söyledi ?"
"Gitmeden önce uğradı yanıma. Ölümden falan bahsetti."

REBORN // Peaky BlindersHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin