19. bölüm Orman

57 18 3
                                    

                  Doğa'nın ağzından

Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte açmıştım gözlerimi. Camdan gözüme yansıyan güneş ışınları adeta uyanmam için , evren bana sinyal gönderiyordu. Üzerimdeki battaniyeyi uykulu halimle ittim,  ayaklarımı battaniyenin altından çıkarıp terlikleri mi giydim. Pencereye doğru yürüyordum , terliklerimden şap şap ses çıkıyordu. Pencereye geldim camı açtım. Dışardan gelen kuş sesleri adeta bir gitardan çıkan müzik sesleri gibi iyi geliyordu kulaklarıma, bu huzurun bozulmasını gerçekten hiç istemiyordum ki.

" Orada dikilmiş ne yapıyorsun?"

Sesi duyunca arkamı döndüm.

" Baba!"

" Sana diyorum orada dikilmiş ne yapıyorsun?"

" Asıl sen odamda ne arıyorsun?"

" Ben sana ne dedim saat 6:00 da hazır ol demedim mi ? Saat 6:32 çabuk üstüne bir şeyler giy aşağı gel bekliyorum."

" Önce odamı toplamam lazım."

" Oda bir yere kaçmıyor ya. Sonra toplarsın hadi işimiz gücümüz var."

" Off iyi peki sen oturma odasına geç 5 dakikaya oradayım."

" 5 dakikayı geçerse odana tekrar gelirim haberin olsun."

" Tamam dedim hadi git."

Babam odamdan çıkıp gittikten sonra hemen dolabımdan siyah bir şeyler çıkarıp üstümü giyiyordum.
Üstümü giydikten sonra banyoya gittim.  Banyoya giderken masadan elefonuma uzanıp  Yunus'a günaydın mesajı attım.  Dün gece şarja koymayı unuttuğum için Yunus'a mesaj gönderildiği gibi telefonum kapandı.
Telefonun yatağa fırlatıp banyoya girdim. Elimi yüzümü yıkayıp , dişimi fırçaladıktan sonra salona geçtim.
Babamda oturmuş çekyatta of çekiyordu.

" Geldim hadi gidebiliriz."

"Oo gelinimiz de gelmiş."

" Ne alakası var?"

" Bı hazırlanamadın be kızım hadi geç arabaya ben geliyom.".

" Tamam , anahtarları ver."

" Kapı açık zaten."

" Tamam."

Gıcık adam ya tam bir gıcık her şeyime laf yapıyor. Ulan anne bula bula bu adamı mı buldun. Tamam biliyom bu adam olmasa bende olmazdım ama yinede biraz daha düzgün konuşamıyor mu? Nezaket denen bir şey var sonuçta dimi ama bu adamda o da yok.

Arabanın ön koltuğuna oturup. Camdan dışarı bakarak babamın gelmesini bekliyordum. Çok geçmeden babam elinde bı küçük poşetle arabaya doğru yürüyordu. Sürücü koltuğuna geçti. Elindeki poşetten iki tane poğaça çıkardı. Birini bana uzattı birini kendisi yemeye başladı.

"Bune?"

" Poğaça işte görmüyon mu?"

" Görüyorum da nereden buldun?"

" Ninen yapmış ya sabah görmedin mi?"

" Ninem mi yaptı? Ne ara yaptı?"

" Sen uyuyorken yaptı. Hadi ye poğaçanı aç kalma sonra."

" Tamam yiyorum."

Poğaçadan bir ısırık almıştım ki babam çoktan poğaçasını bitirmiş, arabayı çalıştırmıştı bile. Yolda hiç ses çıkmıyordu ne babam konuşuyordu ne ben. Babam arabayı sürüyordu bense camdan dışarıyı izliyordum.
Dümdüz otobanda giderken babam bir anda direksiyonu  sola  çevirdi.
Etrafta ağaçlar giderek artmaya başladı. Sadece ilerliyorduk. Yolda araba bile geçmiyordu. Issız bir yerdi. Sadece dolu ağaçlar ve biz vardık.

MesafeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin